Ama şimdi harika çünkü Artık bu desen var ve ona rakamlarıda ekleyebiliyoruz. | TED | حتى الآن انه لشيء رائع لأنه لدينا الآن هذا الشكل، ويمكننا أن نضيف إليه الأرقام أيضا. |
Ufak bir yalan bu, ama Artık onun da oynadığından eminiz. | Open Subtitles | انها كذبة صغيرة ، ولكننا متأكدون الآن انه سيلعب معنا |
Artık Tanrı'nın gözlerinde yalnızca bir değersiz insan olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | حسنٌ, استطيع ان أرى ذلك الآن انه فقط شخص واحد الذي لا يستحق في عيني الرب |
Ama şimdi de milletin her şeyi onun yaptığını düşünmesinden mutluluk duyuyor. | Open Subtitles | ولكن الآن انه سعيد السماح الناس يعتقدون انه مسؤول عن كل شيء. |
şimdi biliyoruz ki, eşini dövmekten suçlu bulunan biri, ve aslında iyi bir adam değil. | TED | نعلم الآن انه مدان بالاعتداء على زوجته، وفي الحقيقة هو ليس شخصا جيدا. |
Patrick Doyle Artık bizim sorunumuz değil. Tamamen size ait. | Open Subtitles | باتريك دويل ليس مشكلتنا بعد الآن انه ملك لك |
Artık Başkan Vladimir Putin'in rejimi altında izin verilen tatlı özgürlüğünün tadını çıkarabilir. | Open Subtitles | الآن انه يمكن التمتع بحرية حلوة في ظل نظام فلاديمير بوتين. |
Adam Artık Moskova'da. | Open Subtitles | هو في موسكو الآن انه في ايادي السي آي ايه |
Batonsuz Artık. şimdi olayın merkezinde siz varsınız, hikâyeyi anlatan müzisyen. | TED | الآن انه عنك كعازف الذى يسرد القصة |
- Artık tüm gelişim evresini tamamladı, onlar büyüyor, değişiyor, daha farklı birşey oluyorlar. | Open Subtitles | الآن انه وصل الى مرحلة النضج الكامل ، انهم تزايد... ... المتغيرة ، لتصبح أكثر تحديدا. |
Yeter Artık, John. Şu an yapma. Sadece bir arkadaş, tamam mı? | Open Subtitles | يا للهول يا (جون) لا تفعل ذلك الآن انه مجرد صديق، حسناً؟ |
Yeter Artık, John. Şu an yapma. Sadece bir arkadaş, tamam mı? | Open Subtitles | يا للهول يا (جون) لا تفعل ذلك الآن انه مجرد صديق، حسناً؟ |
Herkes özgür Artık, üstünde taşımak çok önemli, yani yanımızda taşımak. | Open Subtitles | الجميع با حراً الآن .... انه من المهم الإحتفاظ بواحد عليك ، أو معك |
Artık biliyorum, küçücük bir anda bile hayatın tüm mutluluğu var. | Open Subtitles | ولكني أعلم الآن انه في اللحظات البسيطة |
Artık yeni bir işi, yeni bir adı olacak. | Open Subtitles | الآن انه سوف يكون له اسم job.. new جديدة. |
Artık satmıyoruz beyler. Yasaklandı. | Open Subtitles | اوه، لم نعد نبيع ذلك بعد الآن انه ممنوع |
şimdi iş tersine döndü. Siz hikâyeyi anlatıyorsunuz. | TED | الآن انه أمر معكوس. انت تحكى القصة، وانت ايضاً |
şimdi kendimi kurtarabilmemin tek yolu şayet ateş bombardmanına başlarsam olur. | Open Subtitles | الطريق الوحيد الذي يمكن أن أنقذ نفسي به الآن انه لو بدأت حرقا. |
şimdi de O.S.S.'nin yeni başkanını açıklamaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | الآن انه من دواعي سرورى ان أعلن المدير الجديد لمنظمة التجسس السرية |
şimdi de, beni tehdit ediyor, nerede yaşadığımı bildiğini söylüyor. | Open Subtitles | الآن انه يهدد لي، يقول انه يعرف أين أعيش. |