| Ayrıca teneffüste de diğer kızları oyun için takımına seçenin o olduğunu gördüm | TED | و في الفسحة، لاحظت أنها الفتاة التي تختار الفتيات الأخريات ليكنّ في فريقها. |
| diğer karıları, yüksek kademenin dar kafalı kadınları, olduğundan benden nefret ediyorlardı. | Open Subtitles | كانت زوجاته الأخريات ذوات مقام رفيع و مرهفات بضيق أفقهن كم كرهننى |
| Ve diğer kızların da kırıldıysa çok para kazanacağız demektir. | Open Subtitles | إذا الفتيات الأخريات لها، وهذا يعني نهاية الأسبوع افتتاح كبير. |
| Ağlama! Ben bunu başka kızlara yaparım. Seni seviyorum, bebeğim! | Open Subtitles | لا تبكي، أنا أفعل ذلك مع الأخريات فقط لأنني أحبك |
| Bazıları ağaçların üstünde çiçek açarken diğerleri yerin altında yaşar. | TED | بعضها تزهر عاليًا في الأشجار، بينما تعيش الأخريات تحت الأرض. |
| Hey çocuklar diğer garsonlar size bir şey sormamı istediler. | Open Subtitles | أهلا يا شباب، النادلات الأخريات يردن مني أن أسألكم شيئا |
| Sence diğer anneler, çocuklarını beni yetiştirdiğin gibi mi yetiştirmiştir? | Open Subtitles | وهل تظنين أن الأمهات الأخريات تربين أطفالهن مثلما تفعلين أنت؟ |
| Sadece diğer yedi fahişeyi merak ediyorum, hepsi de kızdı. | Open Subtitles | أنا فقط أقول ماذا عن العاهرات الأخريات اللاتي كن فتيات؟ |
| diğer plak şirketleri beni çalmaya çalışırken ben hep bu şirkete sadık kaldım. | Open Subtitles | اسمع , بقيت مخلصةً لهذه الشركة بينما شركات التسجيل الأخريات تحاول أن تغريني |
| diğer üçü için değerleri tavan yapana kadar yıllarca bekleyebilir. | Open Subtitles | يُمكنه أن يجلس على الثلاثة الأخريات لسنواتٍ عندما ترتفع قيمتها. |
| Kaçak durumda olduğunu, silahla karısını ve barınaktaki diğer kadını korkuttuğunu biliyordunuz. | Open Subtitles | وأنه كان مسلحًا بالسلاح الذي هدد به زوجته والنساء الأخريات في الملجأ. |
| Doktor küstah olduğunu ve diğer kızları kötü etkilediğini söyledi. | Open Subtitles | قال الطبيب إنك متحدية وذات تأثير سيئ على الفتيات الأخريات. |
| diğer kadınlara, seninle çıktığımı söyleyebilmem için bir fotoğraf çektirebilir miyiz bari? | Open Subtitles | هل أستطيع على الأقل أخذ صورة معك لأخبر النساء الأخريات أننا تواعدنا؟ |
| diğer kadınlar çılgın, hırslı makineler, benim gibi, oluyordu. | TED | وأصبحت النساء الأخريات مصابات بالجنون ، وآلات مقادة مثلي. |
| Tüm bu tanışma siteleri üzerindeki diğer kadınlar kim? | TED | من هن النساء الأخريات على مواقع المواعدة هذه ؟ |
| Ağlama! Ben bunu başka kızlara yaparım. Seni seviyorum, bebeğim! | Open Subtitles | لا تبكي، أنا أفعل ذلك مع الأخريات فقط لأنني أحبك |
| Eğer başka kadınları da ikna ederse kolektif dava kabul edilecek ve kaybedeceksiniz. | Open Subtitles | إذا حصلت على أي من النساء الأخريات سيحصلون على صفهم و ستخسر قضيتك |
| Ayrıca, diğerleri gibi yalnız değil iki arkadaşıyla birlikte yaşıyordu. | Open Subtitles | تعيش مع فتاتين أخرتين وليست مثل الأخريات اللواتي يعشن بمفردهن |
| Onun diğerlerinden farklı olduğunu... | Open Subtitles | لقد توقعت أن تكون مختلفة عن جميع الأخريات |
| Veya Malavi'de diğerlerini akıllı tarım konusunda eğiten Louisa gibi. | TED | أو لويزا، التي تدرب الأخريات على الزراعة التي لا تضر البيئة في ملاوي. |
| Bak söylüyorum, bu adam öbür kadınları öldürmedi. | Open Subtitles | مع طبيبة أسنان في مكان عمله أؤكد لك أن هذا الشخص لم يقتل النساء الأخريات |
| Oysa içiniz, Diğerleriyle aynı şey için yanıp tutuşur. | Open Subtitles | بداخلكن ، إنكن تتقن لنفس ما تتوق إليه الأخريات |
| Görünüşe bakılırsa Öteki kız arkadaşlarından bir aşk mektubu. | Open Subtitles | يبدو أن رسالة غرامية وصلت إليك من أحد عشيقاتك الأخريات |
| Tezahürat yapmak ve Diğerlerine tezahürat yaptırmak geliyor içimden. | Open Subtitles | لأنني أشعر أنني أُشجّع وأقود الأخريات للتشيجع |
| Ancak Diğerlerinin başarısını otomatik olarak yok saydıkları için bundan rahatsız olmazlar ve kendi kusurlarını da koşullara bağlarlar. | Open Subtitles | ولكنها لا تزعجهم لأنهن يُسقطن من حساباتهن نجاح الأخريات اوتوماتيكيا ويرمين فشلهن الخاص على ارضية الظروف |
| Okul cok süslü bir yer, diger anneler, cok süslü gözüküyor. | Open Subtitles | أعني ، المُدرسة مُرفهة وراقية للغاية وجميع الأمهات الأخريات بدت مثالية |