"الأدله" - Translation from Arabic to Turkish

    • kanıt
        
    • kanıtları
        
    • kanıtlar
        
    • delil
        
    • ipucu
        
    • kanıtı
        
    • delilleri
        
    • Kanıtlara
        
    • ipuçlarını
        
    • delili
        
    • kanıtların
        
    Bu sebeple biliyordum ki daha fazla kanıt olmadan bu olmayacaktı. Fotoğrafı yaptım. Open Subtitles وكنت أعرف أنه بدون توافر المزيد من الأدله لن يحدث شئ،لذلك قمت بالتصوير
    O miğfer kamerasında kanıt yerleştirdiği görülen kişi sen değilsin. Open Subtitles لأنه ليس أنت الذي كنت تلبس الخوذه وتقوم بزراعة الأدله
    kanıtları topluyoruz, fotoğraflara ve örneklere bakıyoruz, herşeyi not ediyoruz... oluş zamanlarını yazıyoruz. Open Subtitles نلتقط القطع نحن نجمع كل الأدله, نأخذ الصور والعينات 000 ونكتب كل شيىء 000
    Tüm kanıtlar Dr. Elizabeth Garner'ın aleyhine. Open Subtitles نحن نشعر أن كل الأدله تشير إلى الدكتوره إليزابيث جارنر
    Mühür bozulmuş, bunu delil olarak kabul ettirmek çok zor olacak. Open Subtitles الختم بمكانه ولكن أنت سيكون صعباً عليك بأن تسجلها إلى الأدله
    Söyler misiniz doktor, sizce de burada çok fazla ipucu yok mu? Open Subtitles هل خطر ببالكم أن هناك العديد من الأدله فى هذه الغرفه ؟
    Bana karşı kullanabileceğiniz tek geçerli kanıt size gelip teslim olmamdı. Open Subtitles ماذا كانت الأدله التى لا تقبل 000 النزاع التى كنتم ستستخدمونها ضدى قبل أن 000 أذهب إليكم وأرفع يدى فى الهواء
    Bana karşı kullanabileceğiniz tek geçerli kanıt yanınıza gelip, Open Subtitles ماذا كانت الأدله التى لا تقبل النزاع التى كنتم ستستخدمونها ضدى قبل أن
    kanıt olmadığından dolayı, bu hâlâ bir kayıp insan davası, ...ve büyük ihtimalle ilk sayfalarda yer almayacak. Open Subtitles بسبب نقص الأدله وجريمه الإختفاء لن تشهر أحد
    Çok ihtiyacım var. kanıt odasından alabilirsiniz... Open Subtitles انا أعرف أنه يمكنكم اصطحابى لغرفة الأدله ..
    Bayan Caroline'ın bu olayda bir cinayet sebebi olduğu ve aleyhinde pek çok kanıt bulunduğu kesin. Open Subtitles بلا شك مهما كانت الدوافع ومهما كانت الأدله ضدها
    Bu kanıtları görmek isteyenler var. Open Subtitles الجنرال لابد أن لديه إهتمام خاص برؤية بعض الأدله تعود
    Cesedi temizledim. Benimle bağlantısı olacak tüm kanıtları yok ettim. Open Subtitles لذلك نظفت الجسد, وأزلت كل الأدله التى تربطها بى
    Tüm kanıtları ortadan yok etmek için mi? Open Subtitles هل هذا بسبب أنهم يقومون بمسح جميع الأدله
    Pek bağlantı kuramadığımız bazı fiziki kanıtlar var. Open Subtitles لدينا مجموعه من الأدله الماديه الغير مفهومه
    - Ben kimseyi öldürmedim. - Ama kanıtlar seni gösteriyor. Open Subtitles لم أقتل أى احد - جميع الأدله تشير إليك -
    Eğer Alex bana inanmak istemezse aleyhimde bir sürü delil var. Open Subtitles حتى إذا أليكس مطلوب لإعتقادي هناك الكثير من الأدله ضدي، وهي ستبحث عني
    İnsanların çöplerini karıştırırız, ipucu ararız, pisliklerini toplarız. Open Subtitles نحقق في فضلات الناس نبحث عن الأدله, ننظف أوساخهم
    Askeri mahkemeye verilmesi için yeterli kanıtı buldun. Open Subtitles و لديك الأدله الكافية لحجزه في المجلس العسكري
    İkili bir servis olabilir hem birini öldüren hem de delilleri yakan. Open Subtitles يمكن أن يكون طبق كبير الذي يمكن أن يقتل الضحيه ويحرق الأدله
    Kanıtlara dayanarak,... katilin aynı kişi olduğuna ve... bu bölgeyi tanıdığına inanıyorum... Open Subtitles بناء علي الأدله والذي جعلني أؤمن أن القاتل واحد أنه يعرف المنطقه
    İpuçlarını analiz ediyordum, stratejiler icat ediyordum, diğerlerinin bir adım önündeydim. Open Subtitles أحلل الأدله ,أضع الخطط أحاول أن أتفوق بخطوه أو جتى بخطوتين على الرجال الاخرين
    en iyi arkadaşını, yakın zamanda salınmış bir mahkumu delili götürmesi için yetkilendirerek.. Open Subtitles عندما فوضت صديقك العزيز السجين الذي خرج مؤخراً لنقل الأدله
    FBI, ikinci bombadan kalan kanıtların kopyasını sonunda yolladı. Open Subtitles لقد أرسلت المباحث الفيدرالية أخيراً نسخاً من الأدله من التفجير الثاني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more