| Umarım bu sefer kulaklar o kadar göze batmaz. | Open Subtitles | آمل أن تكون الأذان واضحة قليلاً هذه المرة |
| Büyük kulaklar daha mı iyi duyar ya? | Open Subtitles | هل حقاً أصحاب الأذان الكبيرة يسمعون أفضل ؟ |
| Harbiden diyorum ya, tek gördüğüm gözler burun, saç, kulak falan... | Open Subtitles | الأعين ، والأنف وكما تعرفين، الشعر و الأذان |
| Daha önce kulak zarımı patlatmıştım, ama bütün ezanlar bir anda mı durdu? | Open Subtitles | انا اعلم اني فجرت طبلي اذني هل توقف الأذان ؟ |
| İnandığımı söyleceğim tek şey, bizi bir diğerine sağır etmek için yazılan her söz için, tüm kıtalar boyunca uyum içinde kalpleri ve kulakları birbirine bağlayan daima bir lirik bulunmaktadır. | TED | وكل هذا لأقول أنني أود أن أصدق، أنه لكل كلمه يهدف بها تقديم أحدنا للأخر كصم هنالك دوماً أغنيه مقفاه تعبر القارات لتصل الأذان بالقلوب |
| Şu kulakları da halledelim. | Open Subtitles | فلننظف تلك الأذان |
| Şu kepçe kulaklı ve ince bıyıklı adam. | Open Subtitles | الرجل ذو الأذان و الشارب الصغير |
| kulaklar ve burunlar bugünün hatıraları olacak. | Open Subtitles | الأذان والأنوف ستكون هى شواهد هذا اليوم |
| kulaklar ve burunlar günün ganimetleri olacak. | Open Subtitles | الأذان والأنوف ستكون هى شواهد هذا اليوم |
| O koca kulaklar ne ayak ya? | Open Subtitles | ما هذه الأذان التي تشبه الفيل (دمبو)؟ |
| kulak kesen ve dil koparan bir adamla. | Open Subtitles | مع رجل يستأصل الأذان و يقطع الألسنة |
| Belki de kulak toplayan bir iblistir. | Open Subtitles | أو ربما هو شيطان يزرع الأذان |
| Sorun değil, uzun kulak. | Open Subtitles | حسناً, يا ذو الأذان الطويلة. |
| - Kulakların. - kulak, elbette. | Open Subtitles | الأذان - الأذان حقا - |
| Şu kulakları da halledelim. | Open Subtitles | فلننظف تلك الأذان |
| Ty ise uzun, zayıf, karizma ve küçük elflere benzeyen kulakları var. | Open Subtitles | تاي) طويل ونحيل، ولديه تلك الأذان الجميلة) |
| Yani Meghan kıvrık kulaklı... | Open Subtitles | إذن (ميغان) هي ذات الأذان الملتوية |