Bazıları çatılarda, sivil arabada, Luviers ve Farges var. | Open Subtitles | لدينا البعض على الأسطح في سيارة مدنية هناك لوفييه وفارج |
Buradaki pencerelerde ve şuradaki çatılarda keskin nişancı istiyorum. | Open Subtitles | أريد قتاصين على هذه النوافذ هنا وعلى الأسطح هناك |
Spektrometrelerini gama ışınlarına ayarlamalarını ve sonra da Çatılara koymalarını söyleyin. | Open Subtitles | وأخبرهم بأنّ يضعوا المناظير الطيفية على الأسطح ومعايرتها على أشعّة جاما. |
Şehirdeki her çatıyı, otoparkı, oyun bahçesini tara. | Open Subtitles | امسح كل الأسطح والمنتزهات والملاعب فى أنحاء المدينة |
- Gündüzleri, helikopterler onu çatılardan uzak tutacak. - Anlıyorum. | Open Subtitles | وأثناء النهار، المروحيات ستتعقبه فوق الأسطح |
Düz yüzeyler tek şekilde davranış gösterirken pozitif ve negatif eğimli yüzeyler çok farklı özellikler sergiler. | TED | بينما تعرض الأسطح المنحنية ايجابًا وسلبًا خصائص مختلفةً جداً. |
ortadaki 9 taneyi morumsu ışıkla aydınlatacağım. | TED | سوف أضع الأسطح التسعة في الوسط تحت ضوء أورجواني |
Böylece yüzeyleri farklılaştırabiliriz. | TED | وبالقيام بذلك، نستطيع التمييز بين الأسطح. |
Şimdi bizim dağıtılmış ayak ve dikenlere sahip olmamız dikey yüzeylere tırmanabileceğiniz anlamına gelmiyor. | TED | والآن فقط لأن لدينا قدم موزعة وعمود فقري لا يعني أن بإستطاعتكم تسلق الأسطح العمودية. |
Güneş panellerinden gerçekten çok verim isterseniz, geleneksel Bavyera tarım yöntemini benimsemeniz gerekir. Yani Çatıları ve kırsal alanı da güneş panelleriyle kaplamanız gerekir. | TED | إذا أردت الحصول على الكثير من الألواح الشمسية يجب أن تتبنى طريقة المزارع البفارية حيث تقفز عن الأسطح وتغطي الريف بالألواح الشمسية أيضاً |
Bir sürü sert zemin var. | Open Subtitles | الكثير من الأسطح الصلبه |
Her yerde aşk vardı ama. Çatılardaki kediler. Gözlerdeki buğular. | Open Subtitles | ,و القطط تعبر الأسطح و تقع في الحب |
Şu anda çatılarda koşuyor olman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | أما يتعيّن أن تتنقلي بين الأسطح بحلول الآن؟ |
çatılarda gece görüşlü keskin nişancılarım olacak. | Open Subtitles | لديّ قناصة مسلالحون بمناظير رؤية ليلية على الأسطح |
Eve git biraz dinlen, çünkü yarın koca kıçını çatılarda dolaştıracaksın. | Open Subtitles | إذهبوا للمنزل، خذوا قسطاً منالراحةلأنغداً... . مؤخرتك سوف تكون على الأسطح .. |
Çatılara tüneyip, ellerinde telsizlerle katillere yardım eden herkes kendi de katildir. | Open Subtitles | الذين يقفون على الأسطح ويرشدون القتلة عبر اللاسلكي .. هم قتلة أيضاً |
Gündüz, helikopterler Çatılara yaklaşmasını engelleyecekler. | Open Subtitles | وأثناء النهار، المروحيات ستتعقبه فوق الأسطح |
Şehirdeki her çatıyı, otoparkı, oyun bahçesini tara. | Open Subtitles | إصعد بالهليكوبتر إلى الجو إمسح كل الأسطح والمنتزهات والملاعب فى أنحاء المدينة |
Şimdiyse, çatılardan sizi izliyor, güpegündüz, sokaklarda | Open Subtitles | و الآن يتجسس عليكِ من فوق الأسطح و يطاردك في وضح النهار |
Karanlık yüzeyler aydınlık olanlardan daha fazla ısınıyor yani. | Open Subtitles | الأسطح المُظلمة تصبح أكثر سخونة من الأسطح المُشرقة |
Şimdi hatırlayın, ortadaki 9 tamamen aynı. | TED | تذكروا .. أنتم تعلمون أن الأسطح التسعة في المنتصف متشابهة تماماً |
Bu gördüğünüz bir orman sahnesi. Ve yüzeyleri, yansıttıkları ışığa bağlı olarak görüyorsunuz. | TED | إن الذي ترونه هنا صورة لغابة وأنتم تميزون الأسطح تبعا لكمية الضوء المرتدة من تلك الأسطح |
Onlar pürüssüz yüzeylere dokunmayı sert yüzeylere tercih ederler. | TED | انهم يحبون لمس الأسطح الناعمة بدلاً من تلك الخشنة. |
Çatıları denetliyoruz ve helikopterlerle özellikle Katolik Kilise ve okullarının çevresini ve zenci mahallelerini. | Open Subtitles | لقد قررنا مراقبة الأسطح ...بالمروحيات خاصة حول الكنائس الكاثوليكية ...والمدارس وحي الزنوج |
Bir sürü sert zemin var. | Open Subtitles | الكثير من الأسطح الصلبه |
Çatılardaki kediler. Gözlerdeki buğular. | Open Subtitles | ,و القطط تعبر الأسطح و تقع في الحب |
Çoğu sınıftaki çatılar yıkık durumda, bu yüzden sınıflar yeterince karanlık olmuyor. | TED | غالباً ما تكون الأسطح مكسورة، حيث لم يكن لديك ما يكفي الظلام في الفصول الدراسية للقيام بهذه الأمور. |
En belirgin etkileri, kuru nesnelerin ıslak sanılması ve yüzeylerin nefes aldığı hissi. | TED | تشمل أهم أعراضها الجانبية الإحساس بأن كل الأشياء الجافة رطبة وأن الأسطح تتنفس. |
Fakat, pürüzsüz yüzeylerde bunların ikisini tırmanmak ve kendisini yukarı çekmek için kullandı. | TED | ولكنها استخدمت هذه على الأسطح الناعمة في الواقع زوج منها، لتتسلق، ولترفع نفسها |