| Gerçek şu ki ben de seninle aynı şeyleri istiyorum. | Open Subtitles | الحقيقة هى أنى أريد نفس كل الأشياء التى تريدها أنت |
| Ve Savaşçılar da kalanımızın yapamayacağı veya yapmayacağı şeyleri yapıyorlar. | Open Subtitles | وهوؤلاء المعاتيه يفعلون الأشياء . التى ليست فى إستطعتنا فعلها |
| Yapay zeka, insanın yapabileceği bazı şeyleri veri ve mimikden öğrenmesi için makineye olanak sağlar. | TED | إنها تسمح للآلات بالتعلم من البيانات و تقليد بعض الأشياء التى يفعلها الانسان |
| Halisünasyon mu? Gördüğünü ve duyduğunu sandığın şeylere ne neden olur? | Open Subtitles | الأشياء التى تتخيل انك تراها او تسمعها, ما سبب هذا ؟ |
| Söylediği bazı şeylerin bizim burada yaptıklarımızı bildiğini gösterdiğini biliyorum. | Open Subtitles | بعض الأشياء التى قالتها تشير على معرفتها بما نفعله هنا |
| Neden burada anlamsız olan şeyler hakkında konuşup duruyorsun? | Open Subtitles | لماذا توقفت عن الكلام عن الأشياء التى لا تهم هنا ؟ |
| Fark ettiğim şeylerden biri de, ki bu da değişim sürecinin bir parçasıydı, dört ana temanın bulunmasıydı. | TED | من الأشياء التى لاحظتها، التي كانت جزء من التحول، أن هنالك أربعة أمور أساسية. |
| Meteordan bir şey bulaştı bana... ve gidiciyim. | Open Subtitles | هذه الأشياء التى كانت داخل النيزك .... نالت منى و أنا ميت |
| Düşen şeyleri haber yapmıyorsunuz. | TED | أنت لا تصنع أخبار من قيمة الأشياء التى تنخفض. |
| Geliştiğimizi gösteren şeyleri haber yapıyorsunuz. | TED | أنت تصنع أخبار من مخرجات الأشياء التى تُخبرك أننا فى حالة الإزدهار. |
| Eğer o resmi ben indirdiysem... eğer bütün bu anlamsız şeyleri yapıyorsam... | Open Subtitles | ولو كنت انا التى اخذتها من قبل , لو كنت انا التى فعلت كل هذه الأشياء التى بلا معنى ولا فائدة |
| - Bu benim cep kitabım. Şekerler bitti. İçinde ihtiyacım olan şeyleri saklıyorum. | Open Subtitles | لقد فرغت الحلوى ، إننى أبقى الأشياء التى أحتاجها فى العلبة |
| Kendisi için yaşamıştır ve insanlığın şeref tacı olan şeyleri ancak kendisi için yaşamakla başarmıştır. | Open Subtitles | لقد عاش لنفسه وفقط بحياته لنفسه كان قادراً على أنجاز الأشياء التى هى مجد الجنس البشرى |
| Sonunda, insanların yaptıkları şeyleri anlayamıyorsun. | Open Subtitles | فى النهاية .. أنت لا تستطيع فهم الأشياء التى يفعلها الرجال |
| Onun haberi olmadığı şeyleri nereden biliyorsun? | Open Subtitles | كيف تعرف كل هذة الأشياء التى لا تعرفها زوجتك ؟ |
| Şimdi, tatlım dün gece bana anlattığın bazı şeyleri burda tekrarlamanı istiyorum senden. | Open Subtitles | الآن يا عزيزتى أريدك فقط أن تكررى بعض الأشياء التى أخبرتنى إياها الليلة الماضية |
| Başlangıç için iyi. Gerekmeyen şeyleri bırakın. | Open Subtitles | ذلك كبداية إتركى الأشياء التى لا تحتاجيها |
| Hele oğlum için yaptığı şeyleri size anlatmaya nereden başlasam bilemem. | Open Subtitles | لا يمكننى ان اخبرك عن كم الأشياء التى فعلها لأبنى |
| Söylediğim şeylere inanmaya başladığımı fark ettim. | Open Subtitles | اكتشفت اننى بدأت أصدّق هذه الأشياء التى اقولها |
| önemli olduğunu bildiğim bu şeylerin içlerine sızmak ve herkesin görebileceği şekilde şifresini ortaya çıkarmak istiyorum. | TED | أريد أن أخترق أعماق هذه الأشياء التى أعرف أنها الأهم وأمكن الجميع من فك شفرتها. |
| Onaylama eğilimi sadece fikirlerimizi güçlendiren şeyleri duymamıza neden olur ve fikirlerimize daha yakın olan şeyler dikkatimizi çeken şeyler olduğu için duyma konusunda daha seçici oluruz. | Open Subtitles | الانحياز لما نعرفه يجعلنا قابليين لأن نسمع الأشياء التى تؤكد أرائنا فقط وكلما تمسكنا بارائنا كلما كنا أكثر انتقائية |
| Danny Kahneman ve okul arkadaşlarının gösterdiği üzere ne yazık ki, böyle stres anlarında ortadan kaybolan şeylerden biri de tutarlı, mantıklı düşünmek. | TED | للأسف أحد الأشياء التى قد تتبدد أثناء أوقات الضغط هي التفكير العقلاني والمنطقي كما أثبت داني كانيمان وزملائه |
| Meteordan bir şey bulaştı bana... ve gidiciyim. | Open Subtitles | هذه الأشياء التى كانت داخل النيزك .... نالت منى و أنا ميت |
| Adını unuttum, ama ona zarar veren bir madde. | Open Subtitles | هناك بعض الأشياء التى تؤذى سوبرمان |