Hayır, ama ona, oğluna karşı yapılan suçlamaları düşürebilecek çok güçlü arkadaşlar kazandırıyor. | Open Subtitles | لا، لَكنَّه يَعطيه بَعْض الأصدقاءِ الأقوياءِ جداً، الذي قرّرَ إسقاط التهم ضدّ إبنِه. |
Sıkı dostlar. - Ah, en iyi arkadaşlar. | Open Subtitles | أفضل مِنْ الرفاقِ آه،أفضل مِنْ الأصدقاءِ |
Önce aile ve arkadaşlar sorgulanır. | Open Subtitles | يَحْبّونَ إسْتِجْواب الأصدقاءِ وعائلة أولاً |
- İnsanın bu kadar arkadaşı olması harika bir şey! | Open Subtitles | أنه لشيء رائع أَنْ يَكُونَ عِندك العديد من الأصدقاءِ المُخلصين |
Çok fazla arkadaşı olanın aslında hiç arkadaşı yoktur. | Open Subtitles | إنه لديه الكثير مِنْ الأصدقاءِ ليس لديهم شيئ |
Bu bütün arkadaşları izlerken yüzlerine karşı gülmek olacak. | Open Subtitles | هذا سَيَكُونُ أمام وجوهِهم بكُلّ هم مُرَاقَبَة الأصدقاءِ. |
Seni arkadaşlarımla tanıştırmak istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُك أَنْ تَقابلي بَعْض الأصدقاءِ لي. |
Dileğimiz sonsuza kadar dost kalmak. | Open Subtitles | تَمنّينَا بأنَّ نكــــونُ أفضل الأصدقاءِ إلى الأبد. |
- Hayır, eski bir arkadaşla ikindi içkisi içeceğiz işte. | Open Subtitles | كلا، فقط سأحتسي بعض الشرابِ مع أحدِ الأصدقاءِ القدامى. |
Arkadaşlarla iyi vakit geçirmekten daha eğlenceli bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا شيء مثل تقضيه الوقتِ مَع الأصدقاءِ الجيدين |
Belki yedi-sekiz yaşlarından sonra Frannie yeni arkadaşlar edinmiştir. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا منذ عُمرِ 9, جَعلَ فراني بَعْض الأصدقاءِ الجدّدِ. |
Matt'in doğru arkadaşlar edinemeyeceğinden korkuyordum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ لذا قلق بشأن مات إجتماع الأصدقاءِ الصحيحينِ. |
Denizde beraber geçirilen bir saatten sonra en iyi arkadaşlar olacaklar. | Open Subtitles | ساعة واحدة في البحر سوية، سَيصْبَحُون أفضل الأصدقاءِ. |
En iyi arkadaşlar birbirlerine yardım etmeyi teklif ediyor. | Open Subtitles | أفضل الأصدقاءِ يَعْرضونَ للمُسَاعَدَة بعضهم البعض. |
Evet, hepimiz bu işte asla geri getiremeyeceğimiz arkadaşlar yitirdik. | Open Subtitles | نعم، كلنا فَقدنَا العديد مِنْ الأصدقاءِ على هذا الشغلِ بأنّنا لَنْ نَعُودَ. |
Ama hangimizi kabul ederse etsin hep en iyi arkadaşlar olarak kalacağız. | Open Subtitles | نحن سَنَكُونُ أفضل الأصدقاءِ دائماً. |
Sadece Ed'in fazla arkadaşı yok. | Open Subtitles | هو فقط إد ما عِنْدَهُ الكثير مِنْ الأصدقاءِ. |
Shel'in her zaman tonla arkadaşı olmuştur. | Open Subtitles | حَسناً، شيل دائماً كَانَ عِنْدَها أحمال الأصدقاءِ. |
Pek arkadaşı yoktu. | Open Subtitles | هو ما كَانَعِنْدَهُ الكثير مِنْ الأصدقاءِ. |
Zor bir ihtimal ama burada bazı arkadaşları olabilir. | Open Subtitles | إنها فكرة بعيدة ، لكن لَرُبَّمَا لديها بعض الأصدقاءِ هناك |
Akşam yemeğinde arkadaşlarımla buluşmak için hamburgerciye gittim. | Open Subtitles | Um، ذَهبتُ إلى البيرجرِ العملاقِ لإلتِقاء بَعْض الأصدقاءِ للعشاءِ. |
Paraya en çok ihtiyacı olan para için burada olmadığını söyler ama hayır, Danny dost edinmek için burada. | Open Subtitles | الشخص الوحيد لَيسَ هنا للمالِ الواحد الذي يَحتاجُه الأكثر لكن، لا، داني هنا لإتِّخاذ الأصدقاءِ. |
Spock'ın Kirk'le dövüşmesi gibi. İyi dostlar dövüşe zorlanıyor. | Open Subtitles | هذا مثل عندما سبوك قاتلَ كيرك أجبرَ أفضل الأصدقاءِ للإشتِباك معه |
Birkaç arkadaşla kulüpte. Sen neredesin? | Open Subtitles | مَع بَعْض الأصدقاءِ في النادي. |
Arkadaşlarla iyi vakit geçirmekten daha eğlenceli bir şey yoktur. | Open Subtitles | لا شيء مثل تقضيه الوقتِ مَع الأصدقاءِ الجيدين |