Orijinal tablo, I. Dünya Savaşı'ndaki bombalamalarda zarar görmüştü. | Open Subtitles | الأصليون أُتلفوا بالقصف أثناء الحرب الكبرى. |
Orijinal Federal Ajanlar Beşlisi'nin diğer üyesi. | Open Subtitles | عضو آخر الخمسة الأصليون في المباحث الفيدرالية |
Amerikan yerlileri vücuda yapılan her zorbalığın ruha da yapılması gerektiğine inanırlar. | Open Subtitles | الأمريكيون الأصليون مؤمنون بأن أي عنف يقع على الجسد يمس الروح أيضاً |
Amerikan yerlileri, dairesel ve dört kat simetrinin kombinasyonunu kullanmışlardır. | TED | فسكان أمريكا الأصليون استخدموا مزيجا من الدوائر المتناظرة و تناظرا رباعيا. |
Yani, asıllar gündüz yürüten yüzüğün sırrını biliyordu. | Open Subtitles | (إيلاجا) يجول حرّاً بالنهار، (ممّايعنىأنّ(الأصليون.. |
Kızılderililer, Birleşik Devletler hükümetinin kanunlarından daha büyük kanunlar olduğuna inanırlar. | Open Subtitles | الأمريكيون الأصليون يعتقدون أن هناك قوانين أعظم من قوانين الحكومة الأمريكية |
Son olarak, Yerli insanların genetik araştırmalarda denek değil, paydaş olması gerekiyor. | TED | في النهاية، السكان الأصليون بحاجة إلى أن يكونوا شركاء وليس موضوعات أبحاث جينية. |
- Gruplarının ismini "Adamakıllılar" yaptılar, böylece biz "Orijinaller" olabilirdik, ama nedir ki yani? | Open Subtitles | -لقد غيروا اسمهم إلى (المتناسقين), لذا فقد كنا نستطيع أن نعود إلى (الأصليون), ولكن مالفائدة؟ |
Bu da o Orijinal fotoğrafta olan bizlerin geleceğinin devam etmemesine yol açar çünkü bizim geleceğimiz artık yok demektir. | Open Subtitles | وهذا يعني أننا الأصليون الذين شاهدوا الصورة لا يمكنهم الاستمرار ...لأن مستقبلنا انعدم من الوجود |
Ve o gerzekler harbiden Orijinal olduklarını sanıyorlar. | Open Subtitles | وهؤلاء الأوغاد يعتقدون بأنهم الأصليون فعلاً! |
Bu da o Orijinal fotoğrafta olan bizlerin geleceğinin devam etmemesine yol açar çünkü bizim geleceğimiz artık yok demektir. | Open Subtitles | وهذا يعني أننا الأصليون الذين شاهدوا الصورة لا يمكنهم الاستمرار ...لأن مستقبلنا انعدم من الوجود |
Orijinal Federal Ajanlar Beşlisi'nin bir diğer üyesi. | Open Subtitles | عضو آخر من الفيدراليين الخمس الأصليون |
Amerika yerlileri bu topraklarda 10.000 yıl yaşadı ve pek çok kasıtlı yangın çıkardılar. | TED | عاش الأمريكيون الأصليون على هذه الأرض لعشرة آلاف عام وقاموا عمداً بإحراقها العديد من المرات |
yerlileri transfer etmek o dönemde çok yaygındı. | Open Subtitles | إبادة السكان الأصليون كان شئ عادي في ذلك الوقت |
Amerikan yerlileri soylu kökenlere sahip onurlu insanlardır. İsteyen herkesin sahip çıkabileceği, soylu bir köken. | Open Subtitles | الأمريكيون الأصليون شعب فخور ذو إرث نبيل، إرث نبيل يستطيع أن يزعم أيّ شخص امتلاكه |
asıllar dürüstlüğe ve haysiyete inanırmış. | Open Subtitles | إنّ (مصاصين الدماء) الأصليون يؤمنونبالحقيقةوالشرف.. |
Bilgin olsun, asıllar vampirleri etkileyebilir. | Open Subtitles | الأصليون يمكنهم إستحواذ (مصاصين الدماء) ذهنيا .. كجزء من الحقيقة. |
Bu haftaki konumuz-- Selam Kızılderililer sizi sokakta dilenirken gördüğümde çarığınıza bir dolar atacağım. | Open Subtitles | الشيء الحقيقي هذا الأسبوع أيها الأمريكيون الأصليون أذا رأيتكم في الشارع تستجدون سأرمي دولار في حذائكم |
Ve bu Kızılderililer'in ok atma sesine benziyordu. | Open Subtitles | كمدى إطلاق سهم كالذي يستخدمه -الأمريكيون الأصليون |
Aynı zamanda Yerli kadınların bu sıkıntılara yakalanma oranı bazı Latin kesimlerde olduğu gibi beyaz kadınlarınkinden daha fazla. | TED | السكّان الأصليون من النساء أكثر عرضة ليكون لديهن معدلات عالية من هذه المشاكل مقارنةً بالنساء البيض، كبعض المجموعات اللاتينية. |
Koreli ve Çinli gökbilimciler ile büyük ihtimalle Yerli Amerikalılar, bu süpernovayı 1054 yılında kayıt altına aldı. | TED | سجل الفلكيون الكوريون والصينيون هذا المستعر في عام 1054، على غرار ما سجله الأمريكيون الأصليون. |
Orijinaller ha! | Open Subtitles | الأصليون , huh؟ |
Sonra "Orijinaller"'i kurduk. | Open Subtitles | وكان أسم الفريق (الأصليون). |