Büyük ışıklar yaratana gündüze egemen olsun diye güneşi yaratana | Open Subtitles | إليه الذي جعل الأضوية العظيمة الشمس للتحكم في النهار |
Geceleri bazen şu tepede ışıklar görüyorum. | Open Subtitles | في الليل أرى الأضوية على ذلك التل أحياناً |
Carter'ın oğlu da o tepede bazı ışıklar gördüğünü söylüyordu. | Open Subtitles | إبن كارتر كان قد تكلم معي عن رؤية بعض الأضوية هناك |
Şehrin göz kırpan ışıkları, semada yıldızlar... gökyüzünde ay. | Open Subtitles | الأضوية المُتَلألأة للمدينةِ النجوم في السماء القمر في السماءِ |
Beyaz ışıkları gördün mü? | Open Subtitles | شاهدى تلك الأضوية البيضاء فوق هناك؟ |
...ve sonunda ışık söndüğünde tam 15 dakika sürdü. | Open Subtitles | وأخيراً، ل15 دقيقة، عندما الأضوية رَجعتْ على، |
Şu ışıklara ve lazerlere bir bak! Keşke dönmedolap da olsa. | Open Subtitles | إنظرْ إلى كُلّ الأضوية والليزر أَتمنّى ان يكون هناك دولاب هوائي |
Onlar olmasaydı, bu ışıkların hiçbiri olmazdı. | Open Subtitles | لا شيئ من هذه الأضوية يَكُونُ هنا إذا هو ما كَانَ لهم. |
Çünkü o hediyeler, yarışmalar ya da şık ışıklar için yapılmaz. | Open Subtitles | لأنه ليس حول الهدايا أو المسابقات أو الأضوية الجميلة |
Bayan Renziger'in hesabında kalanların yanında sarsılmalar, titreşen ışıklar hepsi birisinin Bayan Renziger'in evinin temeli yanında kazı yaptığını gösteriyor. | Open Subtitles | الاهتزازت، الأضوية الوامضة، كلها تشير إلى أن شخصاً ما كان يستخدم أدوات حفر قرب أساسات منزلها |
Büyük parlak ışıklar altında parlamak istemezsin. | Open Subtitles | لا أودّ أن أضوي تحت هذه الأضوية الضخمة الساطعة. |
Gözlerimizin önünde ışıklar sönerken... ve Tanrı, kutsal bakire ve tüm azizlerin... huzurunda-- | Open Subtitles | كهذه الأضوية في عيوننا... وأيضا في حضور الله، العذراء الموهوبة... وكلّ القديسون |
Tümünü görebiliyor musun- Zıplama halkaları gümüş şeritler, gösteriş, ışıklar? | Open Subtitles | ... ألا تلاحظ كل شئ حلقة نشارة الخشب الأشرطة الملونة ، الألق ، الأضوية ؟ |
...ve sonra ışıklar 10 dakikalığına söndürüldü. | Open Subtitles | ثمّ الأضوية خَرجتْ ل10 دقائقِ. |
Ve ayrıca üst kattaki tüm ışıkları yakmanı öneririm. | Open Subtitles | و اقترح ايضا ان تشغلي كل الأضوية الاخرى |
Yoluma devam ediyordum, biliyor musun, arkamda kırmızı ışıkları gördüm ve "pekâlâ, tamam, adamım" diye düşünüp kenara çektim. | Open Subtitles | لذا نزلت للأسفل، ورأيت الأضوية الحمراءخلفيوظننت: "حسناً، موافق يا رجل، انا أنسحب" |
Şu ışıkları söndürelim. Yoksa güvenlik basar burayı. | Open Subtitles | ليست تلك الأضوية سيأتي الأمن بسرعة |
Tüm ışıkları kapatın. Tüm ışıkları kapatın. | Open Subtitles | كلّ الأضوية من , كلّ الأضوية من. |
Bütün ışıkları söndürün. | Open Subtitles | أنفر كل الأضوية. هنا. |
- Tekneye ışık tutalım. - İyi fikir bu. | Open Subtitles | نحن سنصوب بعض الأضوية على المركب تلك فكرة جيدة |
Bu ışıkların hiçbiri yanmıyor. | Open Subtitles | لا شيئ من هذه الأضوية إبدُ لكي يُومضَ. |
Elektrikler geldiğinde; | Open Subtitles | عندما الأضوية رَجعتْ فوق، |