"الأطراف" - Translation from Arabic to Turkish

• uzuv
• taraf
• Kenarları
• bacak
• uçları
• partiler
• partileri
• tarafın
• uzuvların
• protez
• kol
• parti
• uzuvları
• partilere
• partilerin

Ne yazık ki üst uzuv protezlerinde çok başarılı değiliz.
ولسوء الحظ ، فإننا لانبلي جيداً في صناعة الأطراف العلوية.

Suriye'de süregelen krize dair faaliyetleri izlemek için de kullanılıyor, hangi taraf olursa olsun.
أو لمتابعة كل أحداث الأزمة الحاصلة في سوريا. ما يمكن من مساءلة جميع الأطراف.

Çoksert, kauçuk bir ıspatulayla Kenarları sıyırırken, hamur karışımıyla yumurta akını çırpın.
اخلط بياض البيض مع باقي الخليط مع تنظيف الأطراف بملعقة مطاطية قاسية

Yapma bacak veya alçı protez yapılmıştı ve gerçek fizik rehabilitasyona başlıyordu.
صُنعت الأطراف الصناعية المعدنية أو الجبسية وبدأ التأهيل البدني الفعلي.

-Metalden yapılırlar ve uçları da deriyi delebilecek kadar keskindir.
إنها مصنوعة من المعدن و الأطراف حادة بما فيه الكفاية

Müzik, kızlar, partiler.
انها موسيقى رائعه , ولديك الاثرياء ولديك الأطراف

Sadece Angela Dunning'in partileri anlamında.
فقط بقدر ما مطالبة أنجيلا الأطراف معنية.

İki tarafın da eşit olması ve saygısızlık olmamasını garantiye al.
تأكد بأن كلتا الأطراف لها أرضُ مساويةُ ولا إزدراء سيسمح له

uzuvların uzunluğu, kurbanın yetişkin bir erkek olduğunu gösteriyor.
حجم الأطراف تشير إلى أنّ ضحيتنا ذكر كامل النمو

Kesiklerden küçük yaralanmalara uzuv kopmalarına kadar birçok yaralı hastaya bakıyorlar.
لأصابات تتراوح ما بين الجروح البسيطة و الخدوش إلى بتر الأطراف

Bu soruna, başka bir garip sendrom olan 'hayalet uzuv' sendromu üzerine düşünerek yaklaşalım.
ونأتي إلى هذه المعضلة من خلال النظر إلى متلازمة أخرى غريبة تدعى الأطراف الوهمية.

Aslında, insani ve biyonik harici uzuv arasındaki boşluğu kapatmak istiyoruz.
نطمح إلى إغلاق الفجوة بين الإنسان و الأطراف الآلية الحيوية

İki taraf da tatmin olursa kendi hayatlarına ve ilgi alanlarına dönebilirler.
أن كلا الأطراف راضية للإنتقال بحياتهم المنفصلة

Sonra da, zımba fabrikası iki taraf arasında bölüştürülecek.
ثم كلتا الأطراف ستذهب إلى البيت مع نصيبهما من المصنع الرئيسي

Dize baktığınızda; sivri Kenarları olduğunu görüyorsunuz değil mi?
وإذا نظرتوا إلى الركبة تشاهدون هذه الأطراف المدببة، هل هذا صحيح؟

Duvarlarının ceset, kol ve bacak parçaları ile desteklendiği siperler korku ve pis koku alanlarıydı.
لقد كانت اماكن تفوح بالرائحة السيئة والخوف بأسوار قد تكون علقت بها الأطراف والجثث البشرية

Tüm döşeği ayırmak amacıyla bütün dış bağlantıları kesiyor ve kesilmiş uçları sıkı sıkı birbirine bastırarak döşeğin çevresini kıvırıyor.
تقطع الكيس مماً يربطه وتدور حوله، تشدّ الأطراف المقطوعة معاً بقوّة.

Bütün partiler, hür ve adil bir seçim prensibinde birleşmezse bu konudaki hiçbir müzakereye katılmayacağız.
سـوف لن ندخـل في أي نقـاشات حتى تتفـق جميع الأطراف على مبـدأ الإنتخـابات الحـُرة و العـادله.

Bu pislik bir sürü yerde gündüz partileri düzenliyor.
هذا اللقيطِ حَصلَ على نهارِ الأطراف في كل مكان.

İki tarafın mahkeme dışında anlaşmaları daha mantıklı olur.
سَيكُونُ أفضلَ إذا كلتا الأطراف يُمكنُ أَنْ يتكلمو خارج المحكمةِ

uzuvların algısı körelir, veya tamamen yok olur gider.
الأطراف تصبح مجسات عمياء أو تنشق عن الجسم بالكامل

Tam sensörlü geri besleme yapan protez organları hiç düşündün mü?
هل فكرت يوماً في الأطراف الاصطناعية ذات رد الفعل الحسي الكامل؟

Örneğin, bu karaktere kol takabilirim.
على سبيل المثال، سأضع هنا بعض الأطراف على الشخصية.

Artık parti tüm delegeleriyle hizmete hazır yeni bir ülkeyi kurmak için
الآن يمكن للحزب أن يعمل مع جميع الأطراف لبناء دولة جديدة،

Şimdi size bu uzuvları yeniden oluşturmayla ilgili daha önemli özellikler göstereceğim.
سأعرض عليكم الآن بعض الخصائص المهمة عن إعادة توليد الأطراف خلال لحظات

Bu kızlar, el sallarlar ve beni partilere davet ederler ama onların hiç biri barınağım için gönüllü olmamıştır.
كما تعلمين هذه موجه البنات وكنو يدعوننى الى الأطراف ولكن لا أحد منهم تطوعت للملجأ فى اى وقت مضى

Niyetim ulusal bir hükümet kurmak savaş süresince birlikte hareket edecek tüm partilerin katılımı ile oluşturulmuş büyük bir koalisyon.
تحالفاً كبيرأ لجميع الأطراف متحدة طوال مدة الحرب