Ve annem yerel reklam ajansında reklam şarkıları yazıyordu. | Open Subtitles | و أمي, كانت تكتب الأغنيات لصالح وكالة إعلانات محلية |
Çocukluğumdan kalma olan eski şarkıları seviyorum. | Open Subtitles | كم أعشق تلك الأغنيات القديمة، إنها تذكرني بفترة صباي. |
Çünkü çapkınlık şarkıları yazan sensin. | Open Subtitles | لأنك تغني الأغنيات التي تجعل الفتيات يخلعن سراويلهن الداخلية. |
1914'de bu şarkılar insanları ağlatıyordu. | Open Subtitles | مثل هذة الأغنيات كانت تُبكي الناس عام 1914. |
şarkılar her zamanki gibi güzel fakat diğer her şey değişti. | Open Subtitles | .. الأغنيات من أجمل مايكون ولكن كل شيء قد تغير |
Savaş sonrası bu Şarkıların çoğu kayboldu. Ama bunlar çocukluğumuzun, tarihimizin parçaları, ve bunları unutmamalıyız." | TED | بعد الحرب, كثير من تلك الأغنيات قد فقدت. ولكنها تمثل جزء من طفولتنا , من تاريخنا و لا يجب علينا نسيانها." |
Eski güzel şarkıları harika yorumlayan bu çok genç ve çok yetenekli... hanımefendi, bizim radyo programımızda .. | Open Subtitles | ... لتتقدم تلك الشابة الموهوبة التي تعرف كل الأغنيات الجميلة القديمة |
Sizin de bildiğiniz bazı şarkıları yazmış olabilirim. | Open Subtitles | لقد كتبت بعض الأغنيات الريفية هل تعرف "كارل بيركينس" من "ناشفيل"؟ |
Sizin de bildiğiniz bazı şarkıları yazmış olabilirim. | Open Subtitles | لقد كتبت بعض الأغنيات الريفية هل تعرف "كارل بيركينس" من "ناشفيل"؟ |
# Bu şarkıları kurdelelere ve Umutlara sarıyoruz # | Open Subtitles | ♪ نغلّف هذه الأغنيات بالشرائط والآمال |
eğer bir şarkıyı, mesela Jill'in o şarkıları söylediğini daha önce duyduysanız, o söylerken, bir sonraki nota aklınıza geliverir-- söylerken tahmin edersiniz. Eğer bir albüm olsaydı -- | TED | إذا إستمعتم سابقاً إلى أغنية, لو استمعت في السابق إلى "جِل" و هي تغني هذه الأغنيات, عندما تغنيها, فإن النوتة اللاحقة ستكون قد قفزت في ذهنك-- و تتوقعها دائماً. لو إستمعتم إلى ألبوم موسيقي, |
Çünkü Muddy, Walter ve Wolf'un söylediği bütün o şarkıları ben yazdım. | Open Subtitles | "لأنني كتبت الأغنيات التي غناها (مادي), (والتر) و(وولف)" |
Aynı şarkıları severdik. | Open Subtitles | كنا نحب نفس الأغنيات |
Yarın buluşmak istiyor, yeni aksiyon filminin şarkıları için. | Open Subtitles | يريد الإلتقاء بنا غدا بشأن بعض الأغنيات -من أجل فلم الإثارة القادم . |
Bu yüzden, biz sadece savunmayı öğretmiyor, dans partileri düzenliyoruz, kermesler düzenliyor ve birbirimize sevgi notları yazıp birlikte şarkılar söylüyoruz. | TED | لهذا السبب لا نعلِّم الدفاع عن النفس فحسب، بل كنا نقيم الحفلات الراقصة أيضًا ونستضيف الموائد المشتركة ونكتب ملاحظات الحب لبعضنا البعض ونغني الأغنيات معًا. |
şarkılar rezildi Kitap berbattı | Open Subtitles | الأغنيات كانت عفنة والحوار كان نتن |
İnsanlar hâlâ seninle ilgili şarkılar söylüyor. | Open Subtitles | الناس لا يزالون يغنّون الأغنيات عنك |
Onlar eski güzel Şarkıların yaşamasını sağlıyorlar. | Open Subtitles | أبقيا كل الأغنيات القديمة حيةً |