| - Ne yapacaksın? - Belki de dönmesen daha iyi olurdu. | Open Subtitles | ومالذي يمكن عمله؟ ربما كان من الأفضل لو أنك لم تعد |
| Tedavisine başlamadan önce bana haber verseydin daha iyi olurdu. | Open Subtitles | أعني , كان من الأفضل لو إتّصلتِ قبل أن تعالجيها |
| Bence en iyisi senin kız arkadaşım olduğunu bilmemesi olurdu. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل لو أنها لم تعرف بأنكِ صديقتي |
| Kazasız belasız orayı ilk ele geçiren bizim olmamız en iyisi olacaktır, bunun üzerine başka da söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ومن الغني قوله أن سيكون من الأفضل لو وصلنا نحن أولاً.. للحافة الشمالية، لنستحوذ عليها، بدون الإضطرار لأي حوادث |
| Bence yerel makamların bu davaya bakması iyi olacak. - Ne? | Open Subtitles | أعتقدُ انهُ من الأفضل لو تركنا الشرطة المحلية تهتم بهذة القضية |
| Gidip bu işe bir son vermesi daha iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننته قد يكون من الأفضل لو ذهب إلى هناك وأنهى الأمر, ماذا يمكنه أن يكتشف؟ |
| Tamam mı? Eğer bu karanlık maddeyi daha doğrudan gözlemleyebilseydik çok iyi olurdu. | TED | سيكون من الأفضل لو أننا استطعنا رؤية تلك المادة مباشرة. |
| Hiç doğmasaydım çok daha iyi olurdu. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل لو أني لم أولد على الإطلاق |
| Hiç doğmasaydım çok daha iyi olurdu. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل لو أني لم أولد على الإطلاق |
| Eğer ona, dua etmeyi bırakmasını ve altı gün efendisi ve lordu olana... biraz kibarlık etmesini söyleseniz daha iyi olurdu ! | Open Subtitles | سيكون من الأفضل لو تخبرينها بأن تنحني وتظهر بعض الإحترام، إلى سيدها للستة أيام القادمة |
| Kızın başını beladan kurtarmamış olsaydın, şimdi daha iyi olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الأفضل لو أنك لم تقحمها في هذا من الأصل |
| Ama, tatlım, birilerini çağırabilsen iyi olurdu. | Open Subtitles | لكن عزيزتي ، سيكون من الأفضل لو أن أحدا أتى من جانبك |
| Buraya gelmenin en iyisi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنه من الأفضل لو أحضر على أية حال |
| Madrit'ten uzakta tatile gitmemiz ikimiz için de en iyisi. | Open Subtitles | سيكون من الأفضل لو أخذنا إجازة بعيداً عن مدريد |
| Tebrikler. O en iyisi. Erkek olsaydım, ben de yapardım. | Open Subtitles | مبروك, إنها الأفضل لو كنت رجلا لما تركتها |
| 50 papel versene. Bir şeyler almam gerekiyor. En iyisi 100 yap. | Open Subtitles | أعطني خمسين دولار لشراء بعض الأشياء ومن الأفضل لو جعلتهم مئة |
| O sadece geçici bir düzenlemeydi ve geçen gece olanları düşünürsek, bu işe bir son vermek en iyisi olur. | Open Subtitles | أسمعي, كان هناك دائما ترتيب مؤقت مثل ماحدث في تلك الليلة أعتقد من الأفضل لو أنهينا ذلك الآن |
| Biliyor musunuz, akşam, hatta gece gelirseniz daha iyi olacak. | Open Subtitles | أتعلم، سكون من الأفضل لو عدت عند المغيب أو فى المساء |
| Biz yalnızca düşündük ki, eğer o uyandığında burada olmazsan çok daha iyi olacak. | Open Subtitles | نعتقد أنه من الأفضل لو لم تكن متواجداً هنا عند استيقاظه. |
| George, lokantayı terketsen iyi olacak ve en kısa sürede! | Open Subtitles | جورج .. أظن أنه سيكون من الأفضل لو غادرت المطعم بأسرع ما يمكن |
| Bu talep senden gelirse daha iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت اعتقد انه من الأفضل لو كنتي أنتِ طلبتي ذلك من تلقاء نفسك |
| Bunu ilk benden duyman daha iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | واعتقدت بأنه من الأفضل لو سمعت الأمر مني أولاً |
| Şimdilik, tek kişilik hücre gibi bir yere konması daha iyi olacaktır. | Open Subtitles | سيكون من الأفضل لو وضع في مكان منعزل في الوقت الحالي |