"الأقفاص" - Translation from Arabic to Turkish

    • Kafesler
        
    • Kafesleri
        
    • kafeslerin
        
    • kafes
        
    • kafeslere
        
    • kafeste
        
    • kafeslerden
        
    • onları kafesten
        
    Belki Kafesler arasındaki demirler yere dokunmuyordur. Open Subtitles َرُبَّمَا الأقفاص التي بالوسط لا تَمْسْ الأرضيةَ ثم
    İçinde bulunduğumuz bu Kafesler biz buraya geldikten sonrasına kadar yapılmamışlardı. Open Subtitles هذه الأقفاص التي نحن فيها لم تبنى إلا بعد أن أصبحنا هنا
    "Kafesleri yıkadı, tüm hücreyi tepeden tırnağa sterilize etti..." Open Subtitles فغسل الأقفاص وعقّم الزنزانة من الأعلى وحتى الأسفل،
    İçinde göğüs Kafesleri geçen saçma hikayeleriniz var... Open Subtitles أنا أحب أنكم أنتم الإثنين من أفراد الجيش القديم ولديكم قصص سخيفة مع فتحات الأقفاص فيها
    kafeslerin okulda olmasına ne diyorsun? Open Subtitles كيف تُبرر وجود الأقفاص بالقرب من المدرسة ؟
    Bu kafeslerin içine girdikten sonra, bunu kullanacaksın. Open Subtitles إذا دخلت إلى واحدة من الأقفاص ستكون هذه بحوزتك
    Park yerinin yakınında çalıların içinde bir kaç kafes bulduk. Open Subtitles لقد وجدنا بعض الأقفاص بين الشُجيرات بالقرب من موقفٌ السياراتْ
    - Bu boş kafeslere göre tahminimce farelerle ilgili bir şey. Open Subtitles شيئ له علاقة بالجرذان بناء على هذه الأقفاص الفارغة.
    Küçük Kafesler, yem için küçük hayvanlar ise kazananlara ödül olarak, kullanılır. Open Subtitles الأقفاص الصغيرة وسيلة إغراء للحيوانات الصغيرة التي تستخدم كجائزة للفائزين
    - Kafesler her tür ve şekilde yapılabilir. Open Subtitles يصنعون الأقفاص بكافة الأحجام والأشكال كما تعلمون
    O zaman, Almitra, pek çok farklı tür Kafesler vardır. Open Subtitles حسناً يا الميترا , هنا يوجد كل أنواع الأقفاص
    Kafesler bodrumdaydı, bundan daha büyük olmayan bir odada. Open Subtitles كانت الأقفاص في قبو، في غرفة لم تكن أكبر بكثير من هذه.
    Ya Kafesler? Hayvanların durumu iyi mi? Open Subtitles ماذا عن الأقفاص هل الحيوانات بخير
    - Biliyor, Kafesleri gördü. O kadar da salak değil! Open Subtitles إنه يعرف، لقد رأى الأقفاص ليس بهذا الغباء
    Biliyor zaten. Kafesleri gördü. O kadar da aptal değil. Open Subtitles إنه يعرف، لقد رأى الأقفاص ليس بهذا الغباء
    Kafesleri tek tek, iyice kontrol etmenizi söylemiştim. Open Subtitles لقد أخبرتكم أن تفتشوا الأقفاص بدقة واحد تلو الأخر
    kafeslerin de 6 metre çapındaki hareketleri algılayacak sensörleri var. Open Subtitles الأقفاص نفسـها مطوقة بأجهزة اسـتشعار يمكنها اكتشاف الحركة في نطاق 20 قدم
    Adamlarım bu kafeslerin haricinde, telsizlerinizi de buldular. Open Subtitles ،كما تعلم ، بجانب عثورنا على تلك الأقفاص رجالي وجدوا الراديو الخاص بك أيضا
    Üzülmeyin, kafeslerin etrafında bulunmaya alışığım. Open Subtitles لاتقلق، اعتدت أن أكون قريبا من الأقفاص
    Her boy ve şekilde kafes yapıyorlar biliyorsun. Open Subtitles يجعلون الأقفاص هناك بالعديد من الأحجام والأشكال
    Parmaklarınızı kafeslere uzatmayın. Open Subtitles لا تحشرو أصابعكم في أيٍ من الأقفاص
    Bak sen kafeste rahat ediyor olabilirsin ama ben kimseye ait olmak istemiyorum. Open Subtitles أجل، أعني لا اسمع أيّها المدلل، ربّما تناسبكَ الأقفاص ولكنّي لا أحبّ أن يتملكني أحد
    Dört sene önce burada bulmuştum onu arkadaki kafeslerden birine saklanmıştı. Open Subtitles هنا حيث وجدته منذ أربع أعوام ينام فى الأقفاص التى فى الخلف
    Etiketleri alsak bile, onları kafesten çıkarmak için çalışacağız. Open Subtitles عندما نحصل على الشارات نحاول فتح الأقفاص

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more