"الأكثرُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • en
        
    Clyde tanıdığım en arkadaş canlısı hayalet değil, ama ailenin geçmişini ziyaret etmemize yardım edecek tek kişi o. Open Subtitles كلايد لَيسَ الأكثرُ وديّةَ الشبح الذي أَعْرفُ، لَكنَّه الوحيدُ الذي يُساعدُ الحيّ يَزُورُ ماضيهم.
    Neden bu ülkede yaşadığımı soranlara en aile dostu ülkelerden biri olduğunu söylüyorum. Open Subtitles أَقُولُ إلى أي واحد الذي أَسْألُني التي أَنا في هذه البلادِ بأنّ أعتقد ه أحد الأكثرُ وديّةِ البلدان التي أَعْرفُ.
    en önemli hadise Kral Toplantısıdır. Open Subtitles الحدثُ الأكثرُ أهمية هو الأجتماعُ الملكي
    Geçmişimizin saptırılarak yansıtılmasından daha korkuncu mantıklı akıllı ve güçlü Cumhuriyetçilerin yani bu radikal yobazlara karşı koyması gereken adam ve kadınların korkarak en önemli mücadelelerinde havlu atmış olmalarıdır. Open Subtitles الأكثرُ مدعاةٍ للخوف من تحريف تاريخنا العظيم أن الجمهوريون,ذوي العقل والذكاء والقوة,
    İleriki bölümde dünyaya ayak basan en kötü pisliklerden birisi olduğumu göstereceğim. Open Subtitles في الفُُصول القادمةِ سأريك من أنا أحدُ الشرسينَ الأكثرُ شرّاً ولن تسير على الأرضِ أبداً
    Böyle bir saldırıdan sonra Şehir en az beş yıl boyunca yaşanmaz hale gelecek. Open Subtitles الأكثرُ سوءاً هو عندما تتعرّض مدينة لهجومٍ كهذا، فلن تكون قادرةً على التعافي خلال 5 سنوات
    Sizi izliyorsa, burası en savunmasız yerdir. Open Subtitles حسناً, إن كان يتعقبكـ فلا بدَّ وأنَّ هذا المكان هو المكانُ الأكثرُ عرضةً له
    Şarbonun en ölümcül hâli olan Ames türüymüş. Open Subtitles وهي أنَّ تلكَـ هي سلالةُ آميس من الجمرةَ الخبيثة الأكثرُ فتكاً
    Romun peşinden gittim çünkü en çok kâr getiren oydu ve zamanımda 4 tane ev ekledim. Open Subtitles لقد سعيت وراء بيع الرم لأنه الأكثرُ رِبحًا وأضفت أربعة منازل أثناء إدارتي للمكان هنا
    Ancak bugüne dek tanıştığım en merhametli insansınız. Open Subtitles ولكنك الرجل الأكثرُ رحمة .الذى قابلته
    Bu da onu, çoğu tamamlanmış ve şu ana kadar bulunmuş en büyük T-Rex yaptı. Open Subtitles الحفر عن "سو" بثمانين بالمئة مِمّا يجعلها الأكثرُ إكتمالاً وأضخم ** ** تي.
    Onları barakaları Sektördeki en güvenli yerlerdir. Open Subtitles حُجرِهم هي الأكثرُ أماناً في القطّاع
    KB-9E hem sabit, hem de mobilize düşman hedeflerine karşı en gelişmiş teknolojiyi sunuyor. Open Subtitles إنَّ جهاز "كـ-ب 9-إي" يقدم لنا التقنيةُ الأكثرُ تقدماً على الإطلاق للهجومِ على أهدافِ الأعداء الثابتةُ و المتحركة
    Bu doğru. Dünyadaki en özgürsün. Open Subtitles هذا صحيح، الأكثرُ حريةً في العالم
    Ancak bugüne dek tanıştığım en merhametli insansınız. Open Subtitles ولكنك الرجل الأكثرُ رحمة الذى قابلته.
    en güvenli yer orasıymış. Open Subtitles قيل أنه المكان الأكثرُ آماناً
    Kızımdan sonra, Tyler benim için en önemli kişidir. Open Subtitles فإلى جانبِ ابنتي، (تايلر) هو الأكثرُ أهمّيةً لديّ.
    Sebastian Egan daha kimsenin tanışmadığı en ünlü yazar. Open Subtitles سيباستيان إيغن) هو) الصحافي الأكثرُ شهرةً الذي لم يلتقِ به أحد.
    "Mezar başında dökülen en acı gözyaşlarının nedeni... Open Subtitles "الدموع الأكثرُ مرورة سقيفة على القبورِ
    en sıcak, en sert, Open Subtitles الأكثرُ إثارةً، صلابةً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more