| Bu toksinler aynı zamanda kandaki oksijeni yakmaya başlar ve akciğer ve böbrek gibi ana organlara giden oksijen azalır. | TED | وفي نفس الوقت فإن هذه السموم تسبب خسارة الأكسجين في الدم، ومن ثم انخفاض كميته التي تصل إلى الأعضاء الرئيسية |
| Peki, o zamanlar neden bu kadar çok oksijen vardı? | Open Subtitles | إذا لماذا كان هناك الكثير من الأكسجين في ذاك الوقت؟ |
| Kanınızda oksijen kabarcıkları oluştuğu için. 90 saniye içinde de öldünüz. | Open Subtitles | بينما تتكون فقاعات من الأكسجين ..في دمك، وبعد 90 ثانية تموت |
| Milyonlarca ve milyonlarca yıl boyunca evrim geçirerek daha da geliştikçe atmosferdeki oksijen miktarı arttı. | TED | وكلما تطوروا ونموا أكثر فأكثر عبر ملايين وملايين السنين، تراكم ذلك الأكسجين في الغلاف الجوي. |
| - Beyni hiç oksijensiz kaldı mı? | Open Subtitles | أكان دماغٌه خالي من الأكسجين في أي وقتٍ مضى؟ لا. |
| Beth en fazla üç dakika içinde oksijensiz kalacak. | Open Subtitles | خارج بيت من الأكسجين في حوالي ثلاث دقائق. |
| Plankton ve mikroorganizmalar atmosfere oksijen bırakıyorlar, öylesine ki aldığınız iki nefesten biri okyanustan geliyor. | TED | تطلق العوالق والكائنات المجهرية الأكسجين في الجو، لدرجة أن كل نفس آخر تأخذه يأتي من المحيط. |
| O dönemdeki oksijen seviyesi günümüzdeki seviyenin yarısına düşüyor, yani %10 civarında. | TED | كانت معدلات الأكسجين في ذلك الوقت أقل من نصف ما هي عليه الآن، حوالي 10 بالمائة. |
| Aniden dijital bir ekran kan dolaşımındaki oksijen seviyesini gösterir. | TED | وفجأةً، تعرض شاشة رقمية معدّل الأكسجين في مجرى دَمِـنا. |
| Böyle olur çünkü kanınızdaki oksijen konsantrasyonu çok yüksektir. | TED | يحدث ذلك لأن هناك الكثير من تركيز الأكسجين في الجسم. |
| Yani tahminen, vücudumuzdaki tüm oksijen atomlarının bir araya gelmesi için yaklaşık 100 milyon süpernova gerçekleşmesi gerekir. | TED | ويمكننا تقدير أنه من أجل تجميع كافة ذرات الأكسجين في أجسامنا؛ استغرق الأمر 100 مليون مستعر. |
| Saldırganla boğuştuysa oksijen alımı azalmış, beyne oksijen gitmemiş olabilir. | Open Subtitles | لو أنها تصارعت مع مهاجمها ذلك الجهد لوحده كان ليحد من مدخول الأكسجين خاصتها مسبباً المزيد من نفاذ الأكسجين في الدماغ |
| Bir düşük basınç odasında uyumak daha fazla kırmızı kan hücresi üretilmesini sağlar, bu vücudunuzda daha fazla oksijen bulunması anlamına gelir, bu da bir sporcunun dayanıklılığının artması demektir. | Open Subtitles | كما ترون، النوم في خيمة نقص الأكسجين يؤدي الى انتاج زيادة في ..كريات الدم الحمراء مما يعني زيادة في الأكسجين في جسمك |
| Akciğerler ıslak. oksijen saturasyonu düşüyor. | Open Subtitles | الرئتان مشبعتان بالسوائل تشبع الأكسجين في انخفاض |
| Ateşi yükseliyor. Kanda oksijen seviyesi düşüyor. | Open Subtitles | الحمّى في ارتفاع وتشبع الأكسجين في انخفاض |
| Evde biraz daha oksijen kullanabilirim. | Open Subtitles | كان يمكنني أستخدام القليل من الأكسجين في المنزل |
| Vegas'ta oksijen tüpüyle içenleri görmüştüm. | Open Subtitles | لقد رأيت مُدخنين, لديهم أنبوبان من الأكسجين في فيغاس. |
| Fazla kapalı olduğundan oksijen doygunluğunu ölçemedik. | Open Subtitles | لم نسطع معرفة معدل تشبع الأكسجين في الدم |
| İlk başta, uykudayken kalbi tetikleyen sebepler olduğunu düşündük ardından araştırmalar beynin oksijensiz kalmış olabileceğini gösterdi. | Open Subtitles | في البداية، كنا نظن المرض هو توقف القلب أثناء النوم... وبعد الكثير من الدرسات تبين أن نقص الأكسجين في الدماغ قد يكون السبب. |