"الأمد" - Translation from Arabic to Turkish

    • süreli
        
    • vadeli
        
    • dönemli
        
    • dönem
        
    • devam eden
        
    Ama asıl problem yaşayanların, kurtulanların uzun süreli ve şiddetli hastalıklara sahip olması. TED لكن المشكلة الأكبر هي أن الناجين منهم ينشأون مع مشاكل صحية طويلة الأمد.
    Onun istikrarlı uzun süreli bir gay ilişkisi olduğu sanılıyor. Open Subtitles يفترض به أن يكون في علاقة منحرفة مستقرة وطويلة الأمد
    Anıları kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe taşıyan protein sentezi engellenebilir fakat bunun için beceri ve araç-gereç gerekir. Open Subtitles إن عملية تصنيع البروتينات التي تحول الذكريات من قصيرة الأمد إلى طويلة الأمد يمكن اعتراضها ولكن هذا يتطلب معدات ومهارات
    İzlemesi güç olan bu değişken nedeniyle çoğu profesyonel, hızlıca para kazanmaya çalışmaktansa uzun vadeli, güvenilir yatırımı yeğler. TED وذلك المتغير صعب التتبع يعد السبب أن معظم المحترفين يسوقون لاستثمار موثوق طويل الأمد على محاوله الكسب النقدي السريع.
    Bu uzun vadeli belleği siler, fakat çok daha fazla kusursuzdur. Open Subtitles هذه النسخة تقوم بمسح الذاكرة الطويلة الأمد لكنها في غاية الدقة
    Tamam, kendilerinden daha güçlü bir komşuyla uzun dönemli anlaşmazlık. Open Subtitles حسنا ، إذا صراعات طويلة الأمد مع جار أكثر قوة
    Şimdi, tıbbi uzmanlığınıza dayanarak Teğmen Kelly'nin müvekkilime uyguladığına benzer bir darbe uzun süreli bir görme sorununa yol açar mı? Open Subtitles ،حسناً، من خلال خبرتك الطبية هل من الممكن أن تعاني من مشاكل في الرؤية بعيد الأمد بعد الإصابة برض على الرأس
    Vücudunuzu hareket ettirmek anında beyniniz için uzun süreli ve koruyucu faydalar barındırıyor. TED وهو أنّ تحريك جسدك ببساطة، له فائدة فورية، طويلة الأمد ودارئة لدماغك.
    Kendi laboratuvarımda incelediğim uzun süreli hafızam ise çok daha iyi görünüyordu. TED وذاكرتي طويلة الأمد -والتي كنت أدرسها في مختبري- بدت أفضل بالنسبة لي.
    Bu etkilerin uzun süreli olmasının nedeni, sporun aslında beynin anatomisini, fizyolojisini ve fonksiyonunu değiştirmesi. TED وهذه التأثيرات طويلة الأمد لأنّ التمرين في الحقيقة يقوم بتغيير الشكل التشريحي للدماغ، وفيزيولوجيّته ووظيفته.
    Ama sigarayı bırakanlar için neredeyse anında ve uzun süreli fiziksel fayda sağlayan çok büyük artıları var. TED ولكن بالنسبة للذين أقلعوا عن التدخين، هناك جانب إيجابي كبير بفوائد جسدية شبه فوريّة طويلة الأمد.
    Stresin bir sürü farklı derecesi ve tipi, hafızanın farklı çeşitleri var. Biz kısa süreli stresin durum hafızanızı nasıl etkilediği üzerine odaklanacağız. TED هناك أنواع ودرجات توتر متعددة. وأنواع مختلفة من الذاكرة، لكننا سنركز على التوتر قصير الأمد وتأثيره على تذكر الحقائق.
    Cihaz kapatıldığında verilerin kaybolmaması için veriler, üç ana türü olan uzun süreli saklama aygıtlarına transfer edilmelidir. TED يتم الاحتفاظ بالبيانات طالما الجهاز في حالة العمل يتوجب نقلها إلى ذاكرة طويلة الأمد والتي تأتي على ثلاث أنماط أساسية.
    Oyunlarda bana ilginç gelen taraf şu ki, uzun vadeli bir sürü dinamiği alıp çok kısa vadeli deneyimlere sıkıştırabiliyoruz. TED ماهو مثير للاهتمام لي حول الألعاب نستطيع أن نأخذ ديناميكيات طويلة الأمد ونقارنها بقصيرة المدى من الخبرات.
    James Bridle: Direkt bir direnişi bilemem çünkü bu şey çok uzun vadeli. TED لا أعرف عن المقاومة المباشرة، لأن هذه الأمور طويلة الأمد للغاية.
    Bazen, uzun vadeli etkiler olmadan kurtuluruz. TED أحياناً، نتخطاها من دون آثار طويلة الأمد.
    Bu uzun vadeli bir stratejik hukuk mücadelesi. TED هذه استراتيجيةحملة التقاضي طويلة الأمد.
    Tüp bebek ile yumurtayı harekete geçirmenin bayanlar için güvenli gözükmesine rağmen uzun vadeli sağlıklı sonuçlarının olması çok kesin değil. TED إن العواقب الصحية طويلة الأمد من التنبيه المبيضي بأدوية الأخصاب المساعد غير واضحة يعتقد أن الإخصاب المساعد آمن للنساء
    Birazdan bu kısa vadeli versiyonlara daha çok değineceğiz ama sonraki gün dinlenmek zorunda olmadıkları için çok daha etkililer. TED سنتحدثُ أكثر عن هذه النسخ قصيرة الأمد خلال لحظات، لكنها أكثر كفاءة لأنها لا تضطرُ إلى الاسترخاء لليوم التالي.
    Ama soru şu: Bu başarıyı nasıl uzun dönemli mutluluğa çevireceksiniz, özellikle, durulmak için doğru zamanın gelip gelmediğine nasıl karar vereceksiniz? TED لكن يأتي السؤال حول كيف تحول ذلك النجاح إلى سعادة طويلة الأمد بشكل خاص، كيف تقرر، متى يكون الوقت مناسبا للاستقرار؟
    Üçüncü dönem sifilis hastalığı uzun zaman önce kaptığın anlamına geliyor. Open Subtitles الزهري طويل الأمد يعني أنك أصبت بالمرض على الاقل لتلك الفترة
    Bay Hancock ve Vali Hutchinson'ın, uzun zamandır devam eden anlaşmaları vardır. Open Subtitles السيد (هانكوك) والحاكم (هاتشينسون)ا كان بينهم ترتيب طويل الأمد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more