| Ölüm sonrası için umut değil ama şu an Afrika için bir umut çünkü inananlar güçlüdür. | TED | ليس الأمل ما بعد الحياة الدنيوية، ولكن الأمل في أفريقيا اليوم، لأن الإيمان قوي ومؤثر. |
| Ben Mandela değilim ama kendime şunu soruyorum: Geçmişin yıkıntıları arasına umut tohumları ekebilir miyim? | TED | أنا لست مانديلا، ولكن سألت نفسي: هل يمكنني أيضا أن أزرع بذور الأمل في أطلال الماضي؟ |
| "En utanç verici yönünde böyle bir umut bulabileceğini nasıl düşündü ki? | Open Subtitles | كيف لها ان تجد مثل هذا الأمل في في جسدها الفاضح |
| Sebebi bence işin bir anlamı olduğu konusundaki umudunu kaybetmen. | Open Subtitles | أظن أنه بسبب أنك فقدت الأمل في الهدف من العمل |
| Hatırlıyorum. Eski sevgilime, yeni sevgilimin benden umudunu kesmesi gerektiğini söylememden öncesine tekabül ediyor.. | Open Subtitles | أجل، قبيل إخباري خليلي السابق كيف يُفقِد خليلي الحالي الأمل في علاقتنا. |
| Ya da gelecek nesillerin daha anlayışlı olma umudu gibi. | Open Subtitles | ومن الأمل في أن تفهم الأجيال المستقبلية ما هو أكثر |
| Üzülerek, belki neler olup bittiğini anlayabileceğiniz ve bunca insanın ne uğruna ölmek zorunda kalacağını kavrayabileceğiniz umuduyla, | Open Subtitles | إنني أسلم الصين و مآسيها لكم أيها الشباب صغار السن مع الأسف و مع الأمل في أنه ربما أمكنكم أنتم أن تفهموا ما الذي يحدث |
| Sonsuz merhametiyle, İsa Mesih'i dirilten ve bize umut bahşeden yüce Tanrı'mıza şükürler olsun. | Open Subtitles | ،الحمد لله، إلهنا العظيم ،الذي برحمته العظيمة منحنا الأمل في بعث المسيح من الموت |
| İnsanlığa karşı umut beslememi sağladı. Yeni Cennet Bahçesi için umut verdi. | Open Subtitles | لقد أعادوا الأمل للإنسانية لقد أعطونا الأمل في عدن الجديدة |
| Hayatımda biraz umut olmalı ve sana ne kadar gülünç gelirse gelsin, onu seviyorum. | Open Subtitles | احتجت بعض الأمل في حياتي وبقدر سخف ما يبدوا لك الآن فأنا أحبه |
| İhmal ve çürümüşlüğün içinde umut vaat edici görünüyor. | Open Subtitles | هذا يمنح الأمل في جمال قادم بدلاً من البوار و الإهمال |
| İhmal ve çürümüşlüğün içinde umut vaat edici görünüyor. | Open Subtitles | هذا يمنح الأمل في جمال قادم بدلاً من البوار و الإهمال |
| Bu çok acı çünkü burada, kendi taç törenimdeyken, gözlerinizdeki o umut ışığını görmüştüm. | Open Subtitles | بشدّة، لأنّي رأيتُك واقفةً هنا في تنصيبيّ و رؤية الأمل في عينيكِ |
| Amına koyduğumun iki yüzlü dünyasında hâlâ umut kırıntıları olduğunu sanmamı sağladın. | Open Subtitles | تركتني أشعر أنه لا يزال هناك بريق من الأمل في هذا الكوكب الضائع الساخر اللعين |
| Aşka ve hayata dair bütün umudunu kaybetmiş kırık bir kalbe sahip olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أشعر بأنه كان ذو قلبٍ مفطور خسّر الأمل في الحُب و الحياة |
| Çünkü takımın geri döneceğine dair umudunu kaybetmek senin için çok ağır olurdu. | Open Subtitles | لأن ذلك كان شاقاً أن تفقد الأمل في عودة الفريق |
| Hiç umut yok. Yani umudunu kaybetme. | Open Subtitles | لا يوجد الكثير من الأمل في شفائه لذلك لديكِ أمل في تحقيق مرادك |
| O zor zamanlarda nasıl umudunu korudun? | Open Subtitles | كيف حافظت على الأمل في تلك الأوقات الرهيبة؟ |
| Sadece çok güçlü olanların hayatta kalma umudu vardı. | Open Subtitles | الأشد بأسًا وحسب كان الأمل يراوده الأمل في النجاة. |
| Hayvanların gelecekle ilgili umudu, kendinden ötesini hissedebilen insanların kültüründe bulunabilmek. | Open Subtitles | الأمل في حيوانات الغد يمكن العثور عليه في ثقافة الإنسان الذي يتعلم أن يشعر خارج نفسه. |
| Gözlerindeki bu umudu öldüren kişi olmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أكون مسؤلتاً عن قتل ذلك الأمل في عيونهم |
| Temiz bir sayfa açma umuduyla NYÜ'ya geldiğimde... | Open Subtitles | على الأمل في بداية جديدة (N.Y.U) لذا جئت لجامعة |