"الأمور التي" - Translation from Arabic to Turkish

    • şeyleri
        
    • şeylere
        
    • şeyler
        
    • şeylerin
        
    • şeylerden
        
    • şey
        
    • şeyin
        
    • o kadar
        
    • pek
        
    • neler
        
    Bizim için önem taşıyan şeyleri ölçeriz. Bu yüzden de kimse bir şeyi ölçmeye zahmet etmediğinde ihmali hissederiz. TED كلنا نقيس الأمور التي تهمنا، ولهذا نحس بالإهمال حين لا يولي أي أحد الأهمية لقياس أي شيء على الإطلاق.
    Test ettikleri şeyleri ve buldukları ilginç sonuçları anlatmaya başladı. TED وبدأ بإخباري ببعض الأمور التي اختبروها والنتائج المهمة التي وجدوها.
    Gerçek dünyada başarı, ne kadar motive olduğunuza ve akranlarınızın ne yaptığı gibi şeylere bağlıdır. TED ويعتمد النجاح في العالم الواقعي على أشياء من بينها مدى استعدادك وكذلك الأمور التي يقوم بها أقرانك.
    Ama senin anlamadığın, benim de yapmam gereken bazı şeyler var. Open Subtitles ولكن هناك بعض الأمور التي علي فعلها والتي لا يمكنك فهمها
    Söylediği şeylerin yarısına kafam basmıyor çünkü. Diğer yarısına ise hiçbir yerim basmıyor. Open Subtitles فنصف الأمور التي يقولها تستعصي على فهمي أمّا النصف الآخر فيستحيل عليّ فهمها
    Ve bu Bill'in yapmakta olduğu şeylerden biri, bilim insanlarına bunun gibi hayvanların ve yaşadıkları yerlerin ilk görüntülerini sağlıyor. TED وهذه إحدى الأمور التي كان يقوم بها بيل، وهو يقدم للعلماء بهذا العرض الأول لحيوانات مثل هذه التي تنتمي لعالمها.
    Bak, herhangi bir şey olmadan önce uğraşmamız gereken bir sürü şey var. Open Subtitles .هناك الكثير من الأمور التي لابد أن نخوض بها قبل حدوث أي شيء
    Niçin baktığımdan emin değilim, muhtemelen bugün olan her şeyin yüzünden, fakat bilgisayarında bir şeyler buldum. Open Subtitles لا أدري لماذا اتصل، ربما بسبب كل الأمور التي تحدث اليوم ولكني عثرت على شيء على حاسوبه
    Çünkü ne kadar şeye alıştırırsam, ellerim o kadar çok şey yapabilir. Ve beynim gösteriye devam etmeyi bıraktığında oyalanarak mutlu olabileceğim o kadar çok aktivitem olur. TED لكن بقدر ما هي الأمور مألوفة وبقدر الأمور التي تستطيع يداي القيام بها، بقدر الأمور التي يمكنها أن تجعلني سعيدة ومشغولة، حين يكون يتوقف دماغي عن القيادة.
    Ve belki de ona anlatabilirim burada anlatmak için kelimelerin yetmediği şeyleri... Open Subtitles وربما هناك أستطيع أن أخبرها بكل الأمور التي ليس لها مرادفات هنا.
    Benim yaşadığım, gördüğüm şeyleri hatta yürüdüğüm yerleri bile görmedin. Open Subtitles لم ترى الأمور التي رأيتها ولم تمر بما مررت به
    Bu tür şeyleri saklamanın boktan bir şey olduğunu sen söylememiş miydin? Open Subtitles لم تخبريني أنها أحد تلك الأمور التي يجب الحفاظ عليها سراً ؟
    Bunun sebebi de, bilginin peşine düştüğümüzde aslında korktuğumuz şeylere karşı harekete geçmek için güç topluyor olmamızdır. TED وهذا يرجع إلى أننا عندما ننقب عن المعلومات نزيد من قوتنا للتعامل مع الأمور التي ترهبنا.
    Hemfikir olduğumuz bu şeylere odaklanırsak hepimiz daha iyi bir durumda olacağız. TED وإن ركزنا على الأمور التي نتفق فيها سنكون أفضل حالًا،
    Bu tür şeylere eğilimli biri olduğunu anlamam uzun zaman aldı. Open Subtitles إستغرقت وقتاً طويلاً كي أدرك طبيعة الأمور التي يقدر عليها
    Babamla hakkında asla konuşamayacağım ama, senle konuşabileceğim bazı şeyler var. Open Subtitles هنالك البعض الأمور التي يمكنني أن أبوح لك بها بخلاف والدي
    Bir adamın en çok aklına kazınan yapması emredilmeyen şeyler. Open Subtitles الأمور التي لم يؤمر المرء بفعلها هي ما تقضّ مضعجه
    O zaman, hep yapmasını istediğim ama ona hiç söylemediğim şeyler neler? Open Subtitles إذن ما هي الأمور التي أردته أن يفعلها، لكنني لم أقلها أبداً؟
    Bizim jenerasyonumuzu tanımlayacak şey bu, sevdiğimiz ve uğruna savaşmak istediğimiz şeylerin peşinden koşmamız ve savaşmamız. TED هذا ما سيحدد معالم جيلنا، عندما بدأنا ملاحقة والنضال من أجل الأمور التي نحب وهذا ما نريد النضال لأجله.
    Peki, bu da söylendiğine göre, çok çok kısa bir zamanımız var. O yüzden sunumunuzda olması gereken şeylerin bir üzerinden geçelim. TED إذن , كما قلنا سابقا , نحن لدينا وقت قصير جدا جدا. لذا دعونا نراجع الأمور التي يتوجب عليكم تضمينها في عرضكم الترويجي.
    Sende hayran olduğum şeylerden biri de hayranlık uyandıran dengen. Open Subtitles هذه أحد الأمور التي تثير أعجابي بك, توازنك المثير للإعجاب
    Yapamadığım çok şey var. Aynı anda iki kitap okuyamıyorum. Open Subtitles أعرف أن هناك الكثير من الأمور التي لا أستطيع فعلها
    Sınavlardan önce stresimi artıracak bir şeyin daha ortadan kalkması iyi oldu. Open Subtitles من الجيد أن هذا أحد الأمور التي لن يكون علي القلق بشأنها قبل الامتحانات
    şey, o kadar da yakın değil, um daha tamamlamamız gereken çok şeyimiz var. Open Subtitles ليس في القريب العاجل ما زال لدينا العديد من الأمور التي نريد إنهاءها
    Bence, hayatımızda başımıza gelen pek çok şeyden sadece bir tanesi. Open Subtitles بالنسبة لي فإنه عبارة أحد هذه الأمور التي تحدث في الحياة.
    Bana neler olduğunu az da olsa sana anlatmalıyım diye düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد أنه يجب أن أخبرك بعضاً من الأمور التي تحدث معي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more