Ellerimi açıp "Merhaba" diyerek, insanların kadınsı sesimi duymalarını sağladım. | TED | أرفع يدي وأحييهم، حتى يتمكن الناس من سماع صوتي الأنثوي. |
Hayatım,kadınsı yanını keşfettiğin için çok mutluyum ama benimkini unutmanı istemedim ki senden | Open Subtitles | عزيزي, انا مسرورة بأنك اكتشفت جزءك الأنثوي و لكنني لم اردك ان تنساني |
Kabak dişi görünüştür, sopa ise erkek. | TED | النبات هو المظهر الأنثوي والنتوء هو الذكر |
Artı, bu konuya Kadın önsezisini kullarak yaklaştığımız için bence iyi gidiyoruz. | Open Subtitles | بالإضافة ، لدينا الحدسُ الأنثوي ليساعدنا لذا اظن اننا في حالةٍ جيدة |
Evet, ama feminen tarafımla zaten yeterince ilgilendiğimi sanıyorum. Teşekkürler. | Open Subtitles | أجل, لكنني استخدمت جانبي الأنثوي بما يكفي اليوم |
Şeytan köpek önce kadınsal taraflarından başladı. | Open Subtitles | الكلب الشيطاني هاجم جزءها الأنثوي أولاً. |
Tamam, ilki feminist, ikincisi He-Man'ci üçüncüsü caz delisi. | Open Subtitles | حسناً،تلك الفتاة من النوع الأنثوي و الأخرى تبدو مسترجلة و الأخرى مجنونة موسيقى جاز، راقبني |
Yüzünü de çevirmişsin kadınsı çıplaklığımın kenarında | Open Subtitles | و صورة وجهك تنعكس على جبين تجردي الأنثوي |
Gerçekten kadınsı yanına mükemmel şekilde ulaşmışsın. | Open Subtitles | يمكنني أن أقول بأنك مُنسجم كثيراً مع الجانب الأنثوي |
Bu kadınsı gizeminizdeki işaretler beni inanılmaz korkutuyor. | Open Subtitles | أتعلمن، إنّ هذه اللمحة الغامضة في الجانب الأنثوي |
Güvenebileceği bir baba açlığı onun kadınsı tarafını, içindeki beni açığa çıkardı. | Open Subtitles | ثم بدأ يناشد والده الغائب ثم عن الجانب الأنثوي فيه |
Derlerki bunun anlamı, iyi gelişmiş kadınsı tarafının olmasıymış. | Open Subtitles | إنهم يقولون أن ذلك يعني أن جانبك الأنثوي الداخلي متتطور |
Sondasını bu kez içme amaçlı kullanır polen yığınını çiçeğin dişi organına aktarmış olur. | Open Subtitles | وفي هذه المرة عندما تثقب لتشرب فإن قدْراً من اللقاح يُنقل إلى الجزء الأنثوي من الزهرة. |
Ayrıca aynı gün, dişi cinsinden bütün hükümdarların kaderlerine hükmedecek bir şekilde dolunay olacak. | Open Subtitles | وأيضاً في ذلك اليوم سيكون القمر بدراً وهذا يحكم طالع كل الأمراء من الجنس الأنثوي |
Peki ya yıldızlar bu dişi cinsinden hükümdarın özel hayatıyla ilgili olarak ne kehanette bulunuyorlar? | Open Subtitles | والحياة الخاصة لهذا الأمير من الجنس الأنثوي ما الذي تتنبأ به النجوم عن ذلك ؟ |
Eğer soracak olursanız, fizyolojik olarak Kadın ve erkekler arasındaki büyük fark nedir? | TED | إذا تساءلتم ماهو الفرق في الطب الذكوري والطب الأنثوي |
Bugün Kadın sünneti olarak düşündüğümüz bir şey, Batı'da 20. yüzyıl kadar geç bir zamanda gerçekleştiriliyordu. | TED | وما يثير تساؤلنا اليوم حول تشويه الجهاز التناسلي الأنثوي إذ كان يُمارس في الغرب حتى القرن العشرين. |
Bak ben daha çok... Daha çok, doğamın getirdiği feminen tarafıma bir dokunuş için çabalıyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة أنا أحاول أن ألمس جانبي الأنثوي |
Bence kadınsal tarafı öne çıkmış ve geçici duygularla hareket ediyor. | Open Subtitles | أعتقد أن ما تفعله هو دَلاَل جانبها الأنثوي الذي يعلن عن وجود جانب درامي مؤقت |
İçimdeki feminist korkudan pustu şu an. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول القول أن جانبي الأنثوي مرتد |
Kadınlık hormonu enjekte etmek suretiyle kimyasal olarak kısırlaştıracaklardı. | Open Subtitles | أخصونه كيميائياً بحقنه بهرمون الإستروجين الأنثوي. |
Elveda, afet-i devranım. | Open Subtitles | وداعاً , يا حلمي الأنثوي |
Burası çıplak kadınların görev yaptığı itfaiye binalarından birisi. | Open Subtitles | إنّ هذه واحدةٌ من محطات حريق التعري الأنثوي |
Ama kadınlara özgü hastalığı görmek biraz zor. | TED | من الصعوبة نوعاً ما ملاحظة النموذج الأنثوي للمرض |
Görünüşe göre ona "kadınlığın Gizemi"ni vermekle hata etmişim. | Open Subtitles | يرجع الفضل إلى كتاب السحر الأنثوي 1963) إلى بيتي فريدان الذي أطلق) شرارة الموجة الثانية من الحركة النسوية في الولايات المتحدة. من الواضح، إنّ خطأي هو أنّني أعرتها كتاب "السحر الأنثوي". |