"الإتهامات" - Translation from Arabic to Turkish

• suçlamalar
• suçlamaları
• suçlamaların
• suçlamalardan
• suçlama
• suçlamalara
• suçlamalarla
• suç
• suçlamayı
• suçlardan
• suçlamalarda
• iddiaları

Eğer gerçekten somut bir deliliniz yoksa bu suçlamalar bir işe yaramaz Çavuş.
هذه الإتهامات آيها الرقيب بلا معنى تماماً مالم يكن بإستطاعتك دعمها بإدله ثابته

Ele alınan konu sanığın bütün suçlamaları kabul etmek istemesi savcılığın istisnai durum tespitine dayanarak idam cezası talebidir.
المسألة المطروحة هي فرض العقوبه عملاً بقرار المدعى عليه للإعتراف بالذنب في جميع التهم الموجه إليه في لائحة الإتهامات

Fakat Amerikan Şirketlerine karşı yaptığın soruşturmalar en fazla dikkat çekenlerdi, ve bunlar bazı suçlamaları harekete geçirdi.
لكن التحقيق مع الشركات الأمريكية هو الوحيد الذي حظي بأكبر قدر من الإهتمام و جلب كذلك بعض الإتهامات

Çocuk paylaşımı davalarında bu tür suçlamaların olması standart bir şeydir.
في دعاوى حضانة الأطفال ، تكون هذه النوعية من الإتهامات تقليدية

Haftalarca süren saçma sapan suçlamalardan sonra birinin nazik davranmazı çok rahatlatıcı oldu.
إنه لشئ رائع أن تعاملنا بذلك اللطف بعد أسابيع من الإتهامات السخيفة

Dün gece bir dizi suçlama işittik. Yalanlar.
الليله الماضيه إستمعنا لسلسله من الإتهامات

Kanıtlanmadıkça suçlamalara aldırma.
لا تجعل الإتهامات تصيبك بالأرق إلا لو ثبتت بالطبع

Mulder, Büro'ya bu suçlamalarla gidemeyiz.
مولدر, لا نستطيع أن نتوجه للبيورو بهذه الإتهامات.

Bu suçlamalar kağıt üzerinde nasıl görünecek sence?
كيف تظن أن تلك الإتهامات ستبدو على الورق؟

Kişiliğine yönelik böyle adi suçlamalar cevap verilmeden kalamaz.
أنت لا يمكنك ان تترك هذه الإتهامات توجه إليك دون ان تنكرها

Yardımlarına ihtiyacımız var! Bu kadar temelsiz suçlamalar!
نحتاج لمساعدتهم فى مثل هذه الإتهامات التى لا أساس لها

Sonucu etkileyebilecek suçlamalar su yüzüne çıkmıştır.
الإتهامات التى قد ظهرت على السطح والتى من الممكن أن تؤثر على النتيجة

Frank, suçlamaları kanıtlamak istiyorsak, ifade vermelisin.
أريد أن أحمي نفسي نحن سنجهز الإتهامات وأنت ستشهد عليها

Soruşturma Kurulu'nun tüm suçlamaları beş hırsızda son buldu, Hunt ve Liddy.
لائحة الإتهامات التي صدرت اليوم من المحكمة العليا توقفت عند اللصوص الخمسة و هنت و ليدي

Bu önemli değil. Onun suçlamaları bizim için küçük bir rahatsızlık olur.
هذا غير مهم , الإتهامات الموجهه له ستكون عائق ثانوي لصالحنا

suçlamaların ne zaman işleme konacağına ben karar veririm.
أنا أقرر متى نقوم بتوجيه الإتهامات فنحن لا نملك الحقائق الكاملة بعد

Hakkında ki suçlamaların hangisinin doğru olduğuna ben kadar vermiyorum.
لست أنا من لديه القرار، إذا كانت أي من هذه الإتهامات صحيحة

Hayır! suçlamalardan aklandım! Sağlam bir gerekçem vardı!
كلا, فقدّ كنتُ بريئاً من الإتهامات فحُجتيّ قدّ كانت قوية

Şarhoş olup etrafı rahatsız ediyormuş. Hakkında bir sürü suçlama var.
واه , مخمور و فوضوي تكدير السلام , يوجد الكثير من الإتهامات هنا

Her birinizden şu suçlamalara ilişkin gerçeği duymak istiyoruz.
نريد أن نسمع من كل منكما الحقيقه فيما يتعلق بهذه الإتهامات

Taciz seminerine falan gitmiyorum ben. - Evet, bu suçlamalarla savaşacağım.
لن أذهب لندوات التحرش وسأواجه هذه الإتهامات

Ne yazık ki, bu eylemlerin hiç biri suç oluşturmamaktadır.
ولكن للأسف، لا يعد أي من هذه الإتهامات مخالف للقانون.

Evet ama sen suçlamayı düşüreceğini söylemedin mi?
أجل ولكن الإتهامات التى أخبرتنى أنك ستُسْقِطها ؟

Memur Bey, tüm suçlardan yargılanmasını istiyorum.
أيها الضابط، أود توجيه كافة الإتهامات له

Kanıt olmaksızın böylesine bir mevkideki adama karşı suçlamalarda bulunuyorsunuz.
أنت توجه الإتهامات ضد رجلٍ بهذه المركّز دون أي دليل

C.I.A ve Beyaz saray yetkilileri bu iddiaları reddetti.
المخابرات و البيت الابيض رفض الرد على هذه الإتهامات