Evet, ihtimalleri dünyada en çok kullanılan renge indirmeye başardın. | Open Subtitles | أجل، لقد قلصت الإحتمالات إلى اللون الأكثر شعبية في العالم. |
Cevaplanamayan bazı "balıksı" detaylar, ...ve bir "okyanus" kadar ihtimaller... | Open Subtitles | و كشفنا العديد من الأسرار النتنة و محيطاً من الإحتمالات |
Bütün sınırlayıcı kutuları oluşturuyor ve aynı anda olasılıkları sınıflandırıyor. | TED | فهي تنتج كافة المربعات المحيطة وفئة الإحتمالات في آن واحد. |
Cinayet silahının hala arabasının bagajında olma ihtimali ne kadardır ki? | Open Subtitles | ما هي الإحتمالات بأن سلاح القاتل ما يزال في صندوق السيارة |
Ve şu anda sana söylemeliyim ki bunun olasılığı, fazla değil. | Open Subtitles | وأنا يجب أن أخبرك فى هذه اللحظه الإحتمالات ؟ ليست جيده |
Aslında bazen bu olasılıklar kesinliğe yakındır. | TED | الآن، بعض الأحيان هذه الإحتمالات تقترب من اليقين. |
Büyük ihtimalle bütün seti tamamlamışlardır şimdiye. | Open Subtitles | الإحتمالات أنهم قد أكملوا إعداد كلّ شيئ الآن |
Kendimi tüm olasılıklara hazırlıyorum, anlıyor musun? | Open Subtitles | إلا أنّني سأجعل من نفسي منفتحة لكلّ الإحتمالات, تعلمين. |
Bu soru, karşılaştığım her şeye rağmen, hayatımı değiştirdi ve bütün ihtimalleri düşünmemi sağladı. | TED | هذا السؤال فى مواجهة كل التحديات التي تواجهني في حياتي غير حياتى بالكامل وجعلنى أفكر فى كل الإحتمالات |
Bunun sebebi, insanların ihtimalleri böyle hesaplamamaları. | TED | السبب هو، ليس هكذا يحسب الناس الإحتمالات. |
Genişledikçe sahip olduğumuz şey farklılıklar, çeşitlilik, imkânlar, seçenekler, fırsatlar, ihtimaller ve özgürlükler potansiyeli. | TED | إذاً فكلما تتمدد الأشياء فان ما نحصل عليه هو قابلية للإختلاف، للتنوع، الخيارات، الفرص، الإحتمالات والحريات. |
İhtimaller sonsuz ve son derece şaşırtıcı. | Open Subtitles | الإحتمالات لا متناهية وخادعة بشكل كبير أيضاُ |
- Bazen birisi bize olasılıkları gösterene kadar neyi isteyip istemediğimizi bilemeyiz. | Open Subtitles | حسناً، أحياناً لا نعرف ما نريده حتى يوضح لنا شخص ما الإحتمالات. |
Daha fazla devam etmemize gerek kalmadı. Bir görüntü araması şehirdeki olasılıkları buldu. | Open Subtitles | لن نضطر للذهاب إلى مكانٍ بعيد، فبحث الصُور وجد بعض الإحتمالات في المدينة. |
Bu oran çok yüksek değildi... ama gene de bu ihtimali azaltacak yöntemler bulduk. | Open Subtitles | خطوط الجمارك في الحدود وحسبنا إحتمالات البحث الإحتمالات ليست عالية، ووجدنا بعض المتغيرات لتخفيض تلك الإحتمالات |
Bu oran çok yüksek değildi... ama gene de bu ihtimali azaltacak yöntemler bulduk. | Open Subtitles | خطوط الجمارك في الحدود وحسبنا إحتمالات البحث الإحتمالات ليست عالية، ووجدنا بعض المتغيرات لتخفيض تلك الإحتمالات |
olasılığı hesaplamak biraz basit bir iş gibi görünür: bir zarın altı yüzü, bozuk paranın iki tarafı ve destede 52 kart vardır. | TED | حساب الإحتمالات سيبدو شئ سهل حتى: هناك ستة وجوه للمكعب، وجهين للعملة، 52 ورقة في الطاولة. |
Şimdi Annie, her olasılığı gözden geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | الآن, آني, أريد أن أتقصى جميع الإحتمالات |
Benim bakış açıma göre, kırılgan bir yaşam adasında, bir olasılıklar evreninde yaşıyoruz. | TED | ومن وجهة نظري ، نحن نعيش في جزيرة هشة من الحياة ، في كون من الإحتمالات. |
Büyük ihtimalle fazla uzaklaşmış olamazlar. | Open Subtitles | الإحتمالات المتاحة، هو أنه ما زال في المنطقة |
Bu araştırmanın gayesi için bütün olasılıklara açığım. | Open Subtitles | أنا فقط أنظر إلى كل الإحتمالات لأجل هذا التحقيق |
Diğer seçenekleri de gözden geçirmeni önermiştim. | Open Subtitles | لقد كان مجرد إقتراح صغير يجب أن تهتمي لكل الإحتمالات |
Hapse atarlardı, işkence yaparlardı ve büyük olasılıkla beni yakalamak amacıyla seni öldürürlerdi. | Open Subtitles | لكانوا سجنوكِ، عذّبوكِ، وبجميع الإحتمالات قتلوكِ في مسعاهم لإيجادي. |
Üçüncü tim çatıya yerleşmemişse bile şans çok az. | Open Subtitles | الإحتمالات مميتة إذا دعمهم الفريق الثالث من السّطح |
Evlenmemiş kızlar için olası bir seçenek de. | Open Subtitles | ذلك أحد الإحتمالات القائمة للفتيات العازبات |
Bak biliyorum, pek şansımız yoktu ama bence bizim beraber olmamız gerekirdi. | Open Subtitles | أعلم أن الإحتمالات ضعيفة لكن أرى أنه من المفترض أن نكون سويًّا |
Bahisler 30'a 1 beyler. | Open Subtitles | الإحتمالات هى 30-إلى-1, يا سادة |
Bu kuantum mekaniği, iğrenç.Ama temel olarak anlamı, meydana gelen bir şeyin olasılığını sadece iki buçuk milyon olay içinde değil, ama sonsuz olasılıklarda da hesaplayabiliriz. | Open Subtitles | إنها ميكانيكا الكم, ولكن وفي الأساس, مايعني ذلك, هو أنه يمكنك معرفة الإحتمالات لشيء يحدث, |