"الإدعاء" - Translation from Arabic to Turkish

    • Savcılık
        
    • iddia
        
    • Savcılığın
        
    • İddia makamının
        
    • davacı
        
    • rol
        
    • Savcı
        
    • davranmayı
        
    • davranmak
        
    • dava
        
    • Savcının
        
    • Numara
        
    • Davacının
        
    • kovuşturma
        
    • davranmaktan
        
    Savcılık davayı tekrar yargılamak istemez, ki istese de, tekrar yargılama yetkisi yok. Open Subtitles الإدعاء لا يريد المحاولة فى هذه القضية ثانيةً حتى إن واتتنى الفرصة لهذا
    Hakkındaki kokain taşıma suçlaması bu sabah Savcılık ofisine ulaştı. Open Subtitles تهمك بحيازة ممنوعات أتت إلى مكتب الإدعاء العام هذا الصباح
    Fakat bu iddia siyasi önyargılar ardına saklanmış belagat bir tuzaktır. TED لكن هذا الإدعاء عبارة عن فخ خطابي مخفي خلف الانحياز السياسي.
    Sizden gelmenizi Savcılığın istediği doğru değil mi? Open Subtitles هل من غير الصحيح أن الإدعاء طلب منك الحضور إلى هنا؟
    İddia makamının suça dair teorisi kemikte yabancı maddeyi içermiyor. Open Subtitles نظرية الإدعاء حول الجريمة لم تتضمن الأمور الخارجية المتعلقة بالعظام
    Ve rüşvetle jüriyi bağladığın davacı avukatın karısını öldürdüğün. Open Subtitles وفي محاولة لإغصاء هيئة المحلفين قمت بقتل زوجة مستشار الإدعاء
    rol yapmayı bırak! Bunu kendime yaptığıma inananamıyorum. Senin kadar yalancısını tanımadım. Open Subtitles توقف عن هذا الإدعاء, لا أصدق أنني فعلت هذا بنفسي لم أكن اعرف أبدا أنك كاذب
    Sayın Başkan, Savcı tanıkları.. Open Subtitles سيدي الرئيس هل سيقوم الإدعاء بسؤال المتهم
    Bu kitabı okuduğumda, Savcılık makamının suçlamalarla ilgili olarak savunmanın önüne gözle görülür deliller koyamadığını görüyorum. Open Subtitles وبناء على هذه الأسس، لا أرى نواحي تقديم الإدعاء.. لقضية واضحة الأركان ضد الدفاع بما يتعلق بالتهم الموجهة
    "Savcılık Dairesi Başkanı" Ancak böyle olabilir. Open Subtitles مكتب رئيس الإدعاء العام هذه هي الطريقة الفعالة الوحيدة لا توجد بدائل
    "Savcılık Dairesi Başkanı" Ancak böyle olabilir. Open Subtitles مكتب رئيس الإدعاء العام هذه هي الطريقة الفعالة الوحيدة لا توجد بدائل
    Bu birçok Batılı elitin kendi siyasi düzenleri hakkında yaptığı bir iddia, kibir, Batı'nın şu anki sorunlarının kalbindedir. TED إنه الإدعاء العالمي الذي تدّعيه العديد من النخب الغربية حول نظامهم السياسي، الغطرسة، التي هي أساس علّة الغرب الحالية.
    İddia makamı Emily'nin psikotik epileptik rahatsızlığının gerçek olduğuna inanmanızı istiyor. Open Subtitles الإدعاء يحاول إقناعكم بأن صرع والإنفصام الذهني في إيميلي كان حقيقة
    Başka bir gerçek de şu, Savcılığın tanığı yok. Open Subtitles والحقيقة الآخرى هي أن جهة الإدعاء لا تملك شاهداً.
    Savunma, iddia makamının masasının altında bu çantadan olduğuna dikkat çeker. Open Subtitles فليلاحظ المجلس أن ممثلة الإدعاء لديها واحد اخر تضعها تحت المنضدة
    davacı dosyaları kaybetti. Ben özgürüm. Open Subtitles هيئة الإدعاء أضاعوا أوراقهم القانونية، أصبحت حرا
    Biraz daha rol yapsan? Yani ne bileyim, sabah kahvaltısına kadar meselâ? Open Subtitles حسناً، أيمكنكِ الإدعاء لمدة أطول لربما حتى الفطور؟
    Savcı tarafından yapılan sorgulamanın saçmalığına dikkat çekmeye çalışıyorum. Open Subtitles أُحاولُ الإشارة إلى السخافة المطلقة في الأسئلة التي وجهها الإدعاء
    Bir orospu gibi davranmayı bırakıp profesyonel gibi davranmaya başlaman gerek. Open Subtitles عليك الـتوقف عن الـتمثيل كأنكِ مُحتـرفه بدلا من الإدعاء
    Ve kalbimi kırmamamın en iyi yolunun ...kalbim yokmuş gibi davranmak olduğunu. Open Subtitles وأن أفضل طريقة لكيلا ينفطر قلبك هو الإدعاء بأن ليس لديك قلب
    Mahkemeye sunulan bu dava... Open Subtitles هذه الدعوى تقدمت بها جهة الإدعاء عن المدعية سيليستي وود
    Savcının fotoğrafları kullanmaktaki amacı, jüriyi şok altında bırakmak. Bu doğru değil. Open Subtitles الغرض الوحيد من عرض الإدعاء هذه الصور علي المحلفين هو إحداث صدمة
    Sorun değil. Artık Numara yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles لا تقلقي ، ليس عليك الإدعاء بعد الآن
    Sadece Davacının kendi tanığı tarafından sunulan gerçekleri kanıtlarla destekliyorum. Open Subtitles أنا فقط أُؤكد الحقائق المُقدمة من طرف شاهد الإدعاء العام
    kovuşturma için iş birliği yapacağın varsayımı üzerineydi o. Anlaşmanın, sana düşen kısmını yerine getirmiyorsun. Open Subtitles بإفتراض أنكَ كنت مُتعاون مع الإدعاء فأنت لم تُلتزم بالإتفاق إلى آخره.
    Bir tehdit olmayabilirsin ama bir kahramanmış gibi davranmaktan vazgeç. Open Subtitles أتدري؟ ربمّا لا تمثل تهديداً، ولكن الأفضل أن تتوقف عن الإدعاء بأنّك بطل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more