Bu, benim ve İsrail bayrağını tutan kızımın bir resmi. | TED | هذه صورة لي و لابنتي و نحن نمسك بالعلم الإسرائيلي |
Ne Filistin ne de İsrail tarafında çözüme dair iyi niyet yok. | Open Subtitles | لم يكن هناك حسن نية من الجانب الفلسطيني وليس من الجانب الإسرائيلي |
Bu hem Filistin toplumu hem de İsrail toplumu için geçerli. | Open Subtitles | وهذا ينطبق على المجتمع الفلسطيني وهذا ينطبق أيضا على المجتمع الإسرائيلي |
Filistinliler İsrailli askerlerin 20 yaşında bir genci öldürdüğünü ve 2'si ağır olmak üzere 10 kişiyi yaraladığını bildirmiş. | Open Subtitles | الفلسطنيون ابلغو أن جنود الجيش الإسرائيلي قتلوا شاب في العشرين من عمره وجرحوا عشرة آخرين، اثنين في حالة خطرة |
İsrail ordusu ufak bölüklerden oluşuyor. | TED | يتكون الجيش الإسرائيلي من مجموعات صغيرة. |
Özetlemek gerekirse size iddiamı destekleyecek üç sebep sundum. İlki, İsrail'in savunmada açıkça duyma engelli askerlere yer verdiği. | TED | لكي أختصر، عرضت ثلاثة أماكن لدعم ادعائي، الأول، يقبلُ الدفاع الإسرائيلي الجنود الصم بشكل علني. |
İsrail - Filistin çatışmasını 1981'den bu yana çekiyorum. | TED | لقد كنت أقوم بتغطية الصراع الفلسطيني الإسرائيلي منذ عام 1981. |
Khrushchev'in konuşma metni, CIA İsrail istihbarat servisinden bir kopyasını elde edince yayınlandı. | Open Subtitles | أُذيع نصّ خطاب خوروشوف بعد استلام وكالة المخابرات الأمريكية نسخة من جهاز المخابرات الإسرائيلي |
Olympic, İsrail Rivierası'nın en güzel limanlarına, son derece lüks gemi seferleri düzenleniyor. | Open Subtitles | شركة أوليمبك ترسم مخططنا الأكثر فخامة مع الموانئ العجيبة في شاطئ الإسرائيلي |
Şehirde İsrail ordusu havaalanı vardı. | Open Subtitles | كان فيها ميدان هبوط لقوات الدفاع الإسرائيلي |
İsrail Askeri Gizli Servisi Antiterör Mangası'ndanım. | Open Subtitles | أنا من جهاز الأمن العسكري الإسرائيلي الفرقة المضادة للإرهاب |
İsrail çölü tarıma elverişli bir toprak haline getirdi. | Open Subtitles | الإحتلال الإسرائيلي حول الصحراء الى أرض صالحة للزراعة |
İsrail Ordusunun savunma derslerinden birini almıştım. | Open Subtitles | أخذتُ مرّة ذلك الدرس في الدفاع عن النفس للجيش الإسرائيلي. |
Belki İsrail ordusu, arada bir. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا الجيش الإسرائيلي مَرَّاتٌ عَلَى فَتَرَاتٍ. |
Altın kartallar, İsrail Hava Kuvvetleri'nin bir parçasıdır. | Open Subtitles | النسور الذهبية هم سرب طائرات في الساح الجوي الإسرائيلي. |
İsrail toplumunun durumu sizce böyle mi? | Open Subtitles | هل هذا ما يبدو عليه المجتمع الإسرائيلي اليوم؟ |
Elimizde Filistin ve İsrail ile ilgili bir başyazı var. | Open Subtitles | لدينا افتتاحية بالشأن الفلسطيني الإسرائيلي |
Israilli lider inandigi emri imzalamisti. | Open Subtitles | القائد الإسرائيلي الذي وقّع الأمرّ إعتقد أنه كان |
Ancak gerçekte İsrailli askerin serbest bırakılmasını için yapılan bir ödeme. | Open Subtitles | لكن في الحقيقة الدفعة كانت لتأمين اطلاق سراح الجندي الإسرائيلي |
Ameliyata hazırlanmalarını söyle ve İsrailli dostumuzla da iletişim kur. | Open Subtitles | أخبرهم أن يجهّزوا غرفة العمليات وأحضر ذاك الطبيب الإسرائيلي |
Burada sizin Gazze Bölgesi ve Batı Şeria'da İsraillilerin bulunmasını "hukuka aykırı biçimde işgal " olarak adlandırdığınız yazıyor. | Open Subtitles | عندما كنت لتكون رئيس التحرير مرة أخرى في سبتمبر 1978 م الذي دعا الوجود الإسرائيلي في قطاع غزة والضفة الغربية، |
Eğer çoğalırlarsa, İsrail-Filistin çatışmasının bütününde etkileri büyüyecek. | TED | إذا كانت مضاعفة، سوف ينمو نفوذهم في النزاع الإسرائيلي الفلسطيني بشكل عام. |