"الإف" - Translation from Arabic to Turkish

    • FBI
        
    • ın
        
    • dan
        
    O FBI ajanı Rayborn'un peşine düşersen hapishaneye geri döneceğini söylemiş. Open Subtitles قال عميل الإف بي آي ذاك إن لاحقت ريبورن فستعود للسجن
    Bu da medyanın ve FBI'ın daha çok ilgisini çekecek. Open Subtitles هذا يعني اهتمام من الأخبار .واهتمام من الإف بي آي
    FBI çok fazla baskı altında, bu yüzden seninle açık konuşacağım. Open Subtitles الإف بي آيه تتعرض لضغوط قوية يجب أن أكون صريحاً عنك
    Bay FBI bana şans dilemeye gelmiş olamaz. Carl Buford. Open Subtitles السيد عميل الإف بي آي لم يأتي ليتمنى لي التوفيق
    Garrett Delaney, 15 yıl önce FBI'dan ayrılmış. Şimdi lobici şirketlerden birinin güvenliğinin başındaymış. Open Subtitles غاريت ديلاني الذي ترك الإف بي آي منذ عشر سنوات
    FBI'a haber vererek benzinden ve zamandan tasarruf etmeniz ve belki de kızın hayatını kurtarmanız da mümkün tabii. Open Subtitles أو ربما تكون فكرة أفضل، ونوفر الوقود والوقت وننقذ حياة هذه الفتاة لو جعلنا الإف بي آي تبحث عنها.
    Bu gece, FBI yöneticisi Dayle Bennett cinayetinin sorumluluğunu üstüme alıyorum. Open Subtitles الليلة سأعلن مسؤوليتي عن قتل مدير الإف بي آي دايل بينيت
    Sahte ya da çalıntı FBI kimliği kullanarak savunmasız kadınların evlerine giriyor. Open Subtitles يستخدم بطاقة الإف بي آي كخدعه حتى يتمكن من دخول منازل ضحاياه
    Bu ülkeyi insa eden, senin gibi çaliskan insanlari düsündügünde iste itfaiyeciler, ögretmenler, FBI ajanlari bir bakiyoruz, hayatinizi güç bela idame ettirebiliyorsunuz bu da beni çok kizdiriyor. Open Subtitles حين تفكر بالناس الذين بنوا هذه البلد الكادحون أمثالك رجال المطافئ، المعلمون عملاء الإف بي آيه
    Hangi durumlarda FBI ya da ABD Adalet Bakanligi Sorusturma Amirligi ile isbirligi yapma yükümlülügünüz var mesela? Open Subtitles تحت أي ظروف ستكون مجبراً أن تتعاون مع الإف بي آيه أو دائرة العدل الأمريكية على سبيل المثال
    O herif, Denham, FBI'daki adam birisi onun, senin telefonlarini dinledigini söyledi. isyeri ve evdeki. Open Subtitles ذلك الرجل دينهام عميل الإف بي آيه أحدهم أخبرني أنه يتنصت على هواتفك في المكتب و في المنزل
    Bu FBI ajanina rüsvet falan teklif etmedin, degil mi? Open Subtitles أنت لم تحاول عميل الإف بي آيه أليس كذلك؟
    FBI, herkes otursun, eller yukari. Open Subtitles الإف بي آيه اجلسوا، و دعوني أرى أيديكم و اخرسوا
    Bu iki FBI ajanı sizinle görüşmekte ısrar ediyorlar. Open Subtitles يوجد عميلان من الإف بي أي يصران على مقابلتك
    FBI'a haber vermiş. Takip edip, dinlediler. Open Subtitles أَخبرَت الإف بي آي فلاحقوني، و تنصَطوا علي
    Bu ulkeyi insa eden, senin gibi caliskan insanlari dusundugunde iste itfaiyeciler, ogretmenler, FBI ajanlari bir bakiyoruz, hayatinizi guc bela idame ettirebiliyorsunuz bu da beni cok kizdiriyor. Open Subtitles حين تفكر بالناس الذين بنوا هذه البلد الكادحون أمثالك رجال المطافئ، المعلمون عملاء الإف بي آيه
    Hangi durumlarda FBI ya da ABD Adalet Bakanligi Sorusturma Amirligi ile isbirligi yapma yukumlulugunuz var mesela? Open Subtitles تحت أي ظروف ستكون مجبراً أن تتعاون مع الإف بي آيه أو دائرة العدل الأمريكية على سبيل المثال
    O herif, Denham, FBI'daki adam birisi onun, senin telefonlarini dinledigini soyledi. Open Subtitles ذلك الرجل دينهام عميل الإف بي آيه أحدهم أخبرني أنه يتنصت على هواتفك في المكتب و في المنزل
    - Jordan. Bu FBI ajanina rusvet falan teklif etmedin, degil mi? Open Subtitles أنت لم تحاول عميل الإف بي آيه أليس كذلك؟
    FB"ın adamları çantalarında 300000 dolarla gezmezler. Open Subtitles رجال الإف بي آي لا يتجولون. ومعهم حقيبة تحوي 300 ألف دولار
    Aman dikkat. FBI'dan. Ben masumum. Open Subtitles إحترس, إنه من الإف بي آي حسنا, أنا برئ لقد كانت رميت ماكس التي أسقطت قطار المؤن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more