"الإناث" - Translation from Arabic to Turkish

    • dişiler
        
    • kadın
        
    • dişi
        
    • dişilerin
        
    • kadınlar
        
    • bayan
        
    • dişileri
        
    • kadınların
        
    • dişilere
        
    • dişilerle
        
    • dişiyi
        
    • kadının
        
    • dişinin
        
    • Kadınları
        
    • dişilerden
        
    Şimdi, bu pupal evresi ve bu evrede dişiler erkeklerden daha iri. TED الآن، هذه هي طور الشرنقة، وفي هذه المرحلة الإناث أكبر من الذكور.
    dişiler içeri ilerleyip yığına ekleme yaparken erkek mürekkepbalığı tepede durur. Open Subtitles يحوم الصبار الذكر قريبا بينما تتحرك الإناث هنا ويضيف إلى العنقود
    Tek tutarsızlık erkek ve kadın kurbanlara uygulanan kaba kuvvet oranı. Open Subtitles الإختلاف الوحيد هو مسألة الإصابة التي حدثت، بين ضحايا الإناث والذكور
    Erkek beyinlerinin kadın beyinlerinden daha yavaş. Bu kanıtlanmış bir gerçek. Open Subtitles لقد أثبت العلم أنّ أدمغة الذكور تنضج أبطأ مقارنة بأدمغة الإناث.
    Yanındaki herhangi bir dişi değil, hareminin en değerli parçası. Open Subtitles وهي ليست بالأنثى العادية إنها أعلى الإناث مكانة ضمن حريمه
    Gıdıklama stratejisinde erkekler aslında dişilerin onları seçmesini sağlayacak hoş davranışlar sergiliyorlar. TED ايضًا رأينا استراتيجية الدغدغة حيث ان الذكور يرضون الإناث كي يختاروهم كشريك
    Öncelikle, kadınlar filmlerde hala bariz bir şekilde az yer alıyor. TED أولًا، ما تزال الإناث غائبات بشكل ملحوظ من الظهور في الأفلام.
    Yumurtaları erkeklerin emin ellerine teslim eden dişiler denize doğru uzun yolculuklarına başlıyorlar. Open Subtitles وقد استودعنَ بيوضهنَ في مأمن رعاية الذكور، تنطلق الإناث برحلتهنَ الطويلة إلى البحر
    Erkekler dişiler için kavgaya tutuşunca Akbabalar fırsat kollamaya başlıyor. Open Subtitles الكندور يراقب من اجل الفرص بينما تتعارك الذكور على الإناث
    Havada çiftleştikten sonra dişiler her biri kraliçelerinin soyundan olan yumurtalarını çöle saçıyorlar. Open Subtitles يتزاوجون في الهواء، ثم تنتشر الإناث عبر الصحراء، تحمل كلٍ منها نسل الملكة
    Daha iri avları seçerek dişiler kışın ormanda hayatta kalma şanslarını arttırıyorlar. Open Subtitles باستهداف طرائد أكبر حجمًا تعزّز الإناث فرص نجاتها خلال الشتاء في الغابة
    En son kuzeye doğru giderken görülen iki kadın kaçak için tetikte olun. Open Subtitles كن على اطلاع على اثنين من الهاربين الإناث شوهد آخر مرة باتجاه الشمال.
    Diane Lockhart şirketi kadın ortaklardan oluşan bir şirkete dönüştürmeyecek. Open Subtitles ديان لوكهارت ليست مناورة لجعل هذه الشركة كلها من الإناث.
    Anlamadığımız genetik faktörlerden biri de, kadın ve erkekler açısından gördüğümüz farklılıklardır. TED إن أحد العوامل الجينية التي لا نستطيع فهمها، بالمقابل ، هو الفرق الذي نراه من ناحية الذكور و الإناث.
    Uzağa kaçsalar bile erkek güveler dişi güvelerin kokusunu yemeden uyumadan takip edecek. Open Subtitles حتى لو انهم بعيدا ذكور العث تتبع رائحة الإناث بدون أكل أو نوم
    Hamile kalmak için erkekleri cezbedip sonra onları yiyen tropik dişi böcekler gibiyim. Open Subtitles أنا مثل الحشرات الاستوائية الإناث أن ينكح الرجل في تلقيح الذاتي ويأكل منها.
    İki dişi arasındaki kavgayı durduran bir erkek. TED هذا ذكر يحسم نزاعاً بين اثنتين من الإناث.
    Bu, dişilerin orta yaşta tamamen üremeyi durdurmak üzere evrim geçirmelerinin nedeni olabilir. TED هذا قد يكون السبب في تطور الإناث للتوقف عن التكاثر في منتصف العمر
    Fiziksel eğitimde olan bütün kadınlar için standart bir prosedürdür. Open Subtitles إنّها إجراءات إعتياديّة تطبّق على كل الإناث في التدريبات البدنيّة.
    bayan müşterilerle flört etmek de işinin bir parçası mı? Open Subtitles الدردشة مع الإناث من الزبائن أهذا جزءٌ من الإتفاق ؟
    İkincisi ise bir fenomen (olağanüstü doğa olayı) ki erkekler dişileri bulmada çok çok iyiler. TED وثانيًا ظاهرة أن الذكور جيدة جدًا جدًا في العثور على الإناث.
    Bir ülkedeki kadınların, sınır ötesindeki mevkidaşlarındansa o ülkedeki erkeklere daha çok benzediğini bulduk. TED وجدنا أن النساء في بلد واحد يشبهون أكثر الرجال في ذلك البلد من نظرائهم الإناث عبر الحدود.
    Birlikte toplanarak, erkekler dişilere evlilik yerinin neresi olduğunu bildiriyor. Open Subtitles بالتجمع سويةً، يتيقن الذكور أن الإناث تعلم مكان سوق الزواج
    Yaşlı bir erkeğin desteğiyle bu güce sahip olursanız o yaşlı erkeğin dişilerle çiftleşmesini sağlamanız gerek. TED فإذا اعتليت السلطة بدعم من ذكر مسن فإن عليك أن تجعل هذا الذكر المسن يتزاوج مع الإناث.
    Güzel, güvenli bir yuva, bir dişiyi cezbetmek için etkili olabilir. Open Subtitles بيت آمن جيد يمكن أن يكون أيضاً إغواء فعال جداً لجذب الإناث به.
    Parmak izlerinde ve merhemde aynı kadının DNA'sı var. Open Subtitles أوه، نفس الحمض النووي الإناث على طباعة ، وأنبوب المرهم.
    Önce, dişinin ilgisini çekmek için küçük bir şov yapıyor. Open Subtitles في البداية يعلن عن نفسه و ينادي بحثاً عن الإناث
    Google'da biraz araştırma yaptım. Kadınları cezbeden şey kokuymuş. Open Subtitles كنت أبحر فى جوجل وإكتشفت بأن الإناث الرائحه تجذبهم
    dişilerden oluşan haremi yazdan kalan son otlarla beslenirken, onları koruyor. Open Subtitles يلاصق نساءه من الإناث كظلالهنّ بينما يرعينَ آخر كلأ فصل الصيف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more