Sadece yenilik, şefkat ve tutku degil -- kalpteki şefkat ve içimizdeki tutku. | TED | انها ليست مجرد الابتكار ، والشفقة والعاطفة الرحمة في القلب والعاطفة في الجوف. |
İşte, bugün varolan, bu teknolojiyle güçlendirilmiş böylesi yenilik. | TED | هذا هو النوع من الابتكار ممكن من قبل هذه التكنولوجيا الموجودة اليوم. |
İkinci olarak ve aynı derecede önemli olan şey ise, yenilik her zaman düşünürlerden beslenir. | TED | ثانيا وبنفس الاهمية تغذيه الابتكار كانت دائما من خلال العمال غير المهرة |
Biz de Silikon Vadisindeki ArGe ve inovasyon laboratuvarlarını incelemeye başladık. | TED | لذا بدأنا بفحص مراكز البحوث والتطوير ومختبرات الابتكار في وادي السيليكون. |
Ve memnuniyetle söylemek isterim ki inovasyon artık ceset bertarafına da dokundu. | TED | ويسعدني لأقول لكم بان الابتكار قد أثر في عالم التخلص من الجثث. |
yenilik getirmek zorundayız. Fakat bizim meslekteki insanlar yeniliğe tahammül edemiyorlar. | TED | علينا أن نبتكر. والعاملون بمجالنا لا يحبّون الابتكار. |
Yani böylece bu tarz kelimeler sürekli, bu bitişiklikler her yerden çıkıyor, sadece yenilik politikasında değil. | TED | لذا فهذا النوع من الكلمات يأتي دائما، أو هذه المقاربات تظهر دائما، حين يتعلق الأمر بسياسة الابتكار. |
Bu demek değil ki büyük ilaç firmaları yenilik için harcama yapmıyorlar. | TED | وهذا لا يعني أن " بيغ فارما" لا تنفق من أجل الابتكار. |
yenilik o süreden çok daha fazlasına ihtiyaç duyar 15 ile 20 yıl aarası. | TED | بينما يتطلب الابتكار وقتا أطول، 15 إلى 20 سنة. |
Bu yenilik dalgası esasen çalışma şeklimizi değiştiriyor. | TED | هذه الموجة الجديدة من الابتكار هي في الأساس تغير الطريقة التي نعمل بها. |
Ve endüstri vasıtasıyla yayılmaya başlayan bu yenilik dalgası da farklı değil. | TED | والموجة الجديدة من الابتكار التي بدأت تجتاح الصناعة لا تختلف. |
Bunları yapmak için alternatif yollar bularak, aslında yenilik yapmaya başlayabiliriz ve gerçekten yenilik yapmaya başlayabiliriz diyorum. | TED | بتحديد طرق اخرى لعمل الاشياء نبدا حقا في الابتكار و اقول بالقعل البدء في الابتكار |
Sade ve ucuz yenilik, kısıtlı kaynakları kullanarak daha hesaplı ve daha fazla toplumsal değer yaratmaktır. | TED | الابتكار المُقتَصِد هو القدرة على خلق المزيد من القيمة الاقتصادية والاجتماعية باستخدام موارد أقل. |
İlerlemeye inanılmaz bir hız katan yeni bir inovasyon devrine girdiğimizi görebiliyor musunuz? | TED | هل يمكنكم رؤية أننا بصدد الدخول إلى عصر جديد بالكامل من الابتكار الذي يشحن هذا التقدم؟ |
Hindistan'da özellikle dört tür görünmez inovasyon öne çıkıyordu. | TED | وبالتحديد، هناك أربعة أنواع من الابتكار الغير مرئي القادم من الهند. |
İnovasyon eskisi kadar güçlü olmazsa daha az, muhteşem şeyler icat ederse O zaman büyüme tarihte hiç olmadığı kadar alçalır. | TED | إذا كان الابتكار أقل قوة, اخترع أشياء أقل عظمة, أشياء رائعة, عندها النمو سيكون أقل من نصف التاريخ. |
İşte gerçek inovasyon bu. İnsanların devamlı yeni ürünlerin tanıtımlarından bahsetmek için içi kullandığı kelime değil. | TED | الآن، هذا هو الابتكار الحقيقي، ليس أي شيء أطلقت عليه الناس كلمة ابتكار للحديث عن إطلاق منتجات جديدة. |
Bu yenilikçi akım, bizim Kuzey Küre'deki yenilikçi atılımların tam zıttı. | TED | الابتكار المُقتَصِد يتعارض تماماً مع الطريقة التي نبتكر بها في الشمال. |
Ve yaratıcı yazı üzerinde çalışmak istiyorum. | Open Subtitles | و أريد أن أدرس كيفية الابتكار في الكتابة. |
Ancak yönetmen Tetsuji Takechi gibi sanatçılar tarafından yapılan yenilikler kısa bir süre sonra Kabuki'nin yeniden güçlenmesine sebep oldu. | TED | لكن الابتكار من قبل الفنانين متل المخرج تيتسوجي تاكيشي أدى إلى تجددها بعد فترة وجيزة. |
Bu yüzden gerilemeye karşı bir sürü inovasyona ihtiyacımız var. | TED | لذا نحن بحاجة إلى الكثير من الابتكار لتعويض هذا الانخفاض. |
Senin öncelikli amacın Workspace 18'de yaptığın yeniliği dünyayla paylaşmaktı. | Open Subtitles | أولوّيتك كانت في المختبر رقم18 ومشاركة هذا الابتكار مع العالم |
Burada farklı koşullarda yeniliğin zamana karşı olan hızını görüyoruz. | TED | هذا معدل الابتكار خلال الوقت في ظل ظروف مختلفة جدًا. |
yenilik ve sanat konusunda öncü olmasıyla... yüzyıllar boyunca hatırlanacak bir şehir. | Open Subtitles | هذه المدينةّ ستخلّد لقرون كـ قبلة الابتكار والفن |
Bir öğretmen bir keresinde bana, yeniden keşfin metresi olduğumu söylemişti... | Open Subtitles | ... معلمة أخبرتني ذات مرة بأنني سيدة الابتكار الذاتي |