Damat David olduğuna göre, yabani pirinç kullanmalı herhalde. | Open Subtitles | مع وجود ديفيد كعريس عليه ان يرمي نبات الارز |
Evet, pirinç topladım. Bu yıl da aspir toplayacağım. | Open Subtitles | نعم, حصاد الارز هذه السنة , انا ساجمع القرطم |
Civardaki pirinç tarlalarında sürüyle kurbağa, çekirge fare ve köstebek bulunur. | Open Subtitles | لقد كان هناك الكثير من الضفادع و الجندب و الفاران و القنفذ حول حقول زراعة الارز و حوليها |
pilav fena değildi, ama şunu bil ki... ahtapotun tadı tavuğa benzemiyor. | Open Subtitles | حسنا الارز كان جيدا لكن فقط للتسجيل الاخطبوط لا يتذوق مثل الدجاجة |
sedir dolap, gizli kilitler hindi poşetleri, yemek kapları. | Open Subtitles | خزنة من خشب الارز ، اقفال خفية.. الاكياس الخاصة ، هذه هي الأمور التي عليك معرفتها |
Geçenlerde gazetede okuduğum yazıya göre düğünlerde havaya pirinç atılmamalıymış. | Open Subtitles | لقد قرات هذه المقال التى تقول انه لا يجب رمى الارز فى الزفاف |
Yok mu? Pekâlâ. Ben sadece bir keşişim ama en azından üç çuval pirinç eder. | Open Subtitles | حسنا , انا مجرد راهب واستطيع القول ثلاث اكياس كبيرة من الارز |
pirinç istiyorsan elbette pirinç olacak. | Open Subtitles | حسنا، تريدين الأرز بالطبع، ستحصلين على الارز |
[Ohagi: Fasulye doldurulmuş soya unu ya da susam kaplanmış pirinç keki.] | Open Subtitles | اوهاجي هو كعك من الارز مغطى بالمربى وطحين الصويا والسمسم |
- Tayland'da ...anneler pirinç tarlasında doğum yapıp hemen ardından, işe dönüyorlar. | Open Subtitles | تلد الأمهات فى حقول الارز.. ثم يواصلن العمل |
Köylüler, merkez bölgelerdeki pirinç tarlalarını genişlettiler. | Open Subtitles | زارع الارز بالمنطق الوسطى بدات بالتوسع لتجاري الطلب المتزايد |
Kim kazanırsa ödül olarak bir torba pirinç alacak! | Open Subtitles | اولائك الذين سيفوزون بالقتال سيحصلون على شوال من الارز |
Hatta onlara kaybetseler bile birer torba pirinç verilecek. | Open Subtitles | حتى لو خسروا سوف يحصلون على كيس من الارز |
Kazansanızda kaybetsenizde birer torba pirinç alacaksınız. | Open Subtitles | لايهم المكسب او الخسارة وسوف تحصلون على كيس من الارز |
Eğer kazanırsanız, bir torba pirinç alacaksınız. | Open Subtitles | اذا فاز احدكم, سوف يحصل على شوال من الارز |
Onun yenildiğini gördüm ve o pirinç torbasını aldı. | Open Subtitles | انا رأيت بأنه خسر ويقوم بإقناع تلك الحثالة بالحصول على الارز |
İki fajito, pilav ve tavuk, ve bir bira, lütfen. | Open Subtitles | اثنين فاهيتا ، مع الارز والدجاج والبيرة ، من فضلك |
Dünya Kupası'nı kazanırsanız ömrümün sonuna kadar size yoğurtlu pilav yaparım. | Open Subtitles | لو فزتم بكأس العالم يا طفلتى سأحضر لكم الارز طوال حياتى |
Kızılağaç, çam, sedir bile var. | Open Subtitles | نعم نعم , الخشب الاحمر والصنوبر وخشب شجر الارز |
pirinçleri ne kadar çabuk taşırsak o kadar çabuk yemek yeriz. Hadi, çabuk olalım. | Open Subtitles | حالما نوصل هذا الارز سوف نأكل , والان تحركوا |
Bezelyeler pirinçle sonradan olacak | Open Subtitles | تناول الارز والفاصولياء من الان فصاعدا |
Oraya gider, pirincini atar ve yoluna gidersin. | Open Subtitles | تذهبين وترمين الارز ثم تغادرين |
Ben piriç ekerdim. Hem pirinci severim. | Open Subtitles | انا كنت ساختار الارز انا احب الارز |