Seni yolmalarına izin verme! Bir haftalık paranı koydun ortaya! | Open Subtitles | لا تدعهم يستغلونك, سيجعلوك تدفع اجورك الاسبوعية. |
Bizim klubü tekrar boyuyorlar, bizde haftalık poker oyunumuzu burada aşağıda yapmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | انهم يدهنون النادي عندنا فجئنا هنا لنلعب مباراة البوكر الاسبوعية |
' ritüeli caddelerde vurduğu anla beraber insanlar Royal Region'da haftalık et çekilişi için toplanıyor. | Open Subtitles | يجتمع الناس في حشدٍ ضخم لقرعة اللحم الاسبوعية |
Hafta sonlarımı mahvetmek ve beni evimde utandırmak için mi? | Open Subtitles | هل تأتون إلى هنا لافساد عطلاتي الاسبوعية وإحراجي في منزلي؟ |
Belki de bu Hafta sonu gezinir birkaç yere bakarız. | Open Subtitles | ربما بامكاننا القيادة خلال هذه العطلة الاسبوعية ورؤية بعض الاماكن |
Onun New York Weekly'deki ilanına cevap verdin, öyle mi? | Open Subtitles | لذا انت استجبت لاعلانة في النيويورك الاسبوعية اليس كذلك؟ |
New York Weekly dergisine kendi ilanımızı vereceğiz. | Open Subtitles | ماذا نقول فية؟ مجلة نيويورك الاسبوعية نضع اعلان فيها |
Moray, bu haftalık siparişimizin on misli. | Open Subtitles | موراي , هذا عشرة أضعاف طلباتنا الاسبوعية |
Naziler bunu haftalık haber filmi servislerinde resmi müzikleri olarak kullandı. | Open Subtitles | النازيين استعملوها كموسيقى رسمية للأفلامهم الإخبارية الاسبوعية |
Yol boyunca bildiğim haftalık ev oyunlarına gireceğiz. | Open Subtitles | كل شيء على طول الطريق، لأنّي أعرف بعض الألعاب الاسبوعية. |
Rahip ve eşi haftalık ziyaretlerini yapıyorlar. | Open Subtitles | الوزير وحرمه في زيارتهم الاسبوعية |
O zaman bu ülkede karton kutularda yaşayan insanlar olduğunu ama yine de haftalık uyuşturucu ihtiyaçlarını karşılayabildiklerini biliyorsundur. | Open Subtitles | عندئذ انت تعرف ان لدينا اناس في هذ البلد يعيشون في صناديق ورقية وهم يكافحون من اجل ان يوفروا حصتهم الاسبوعية في تعاطي المخدرات |
"haftalık Okur" yıldız seçimi iyiydi. | Open Subtitles | جميلة من النوع اللى بتختارة مجلة ويكلى ريدر=القارىء الاسبوعية |
Dinle İtalyan olan her şeyin ustası, Hafta sonu evimde Fellini festivali veriyorum ve onun ülkesinin en güzel yemeklerini sunmalıyım. | Open Subtitles | انظر, سيد كل شىء ايطالي انا اقوم بمهرجان فيللينى فى منزلى تلك العطلة الاسبوعية و انا يجب ان اقدم الطعام الجميل |
Bu Hafta sonu güvenlik görevlisiyle kavga etmesen iyi edersin Suarez. | Open Subtitles | و ثقي بي لا تريدين العبث مع حراس الاجازة الاسبوعية |
Ama paylaşabiliriz. Aynen vesayet gibi. Hafta sonları sen alabilirsin. | Open Subtitles | لكنن نستطيع المشاركة بهم , مثل الحضانة المشتركة يمكنك الحصول عليهما بالعطلات الاسبوعية |
Yine arkadaşlarını görebilirsin istediğin zaman- okuldan sonra veya Hafta sonları, turnuva olmadığında. | Open Subtitles | بامكانك ان ترى اصدقائك وقت ما تشاء بعد المدرسة او في العطلة الاسبوعية عندما لا يكون هناك بطولة |
Neden Entertaintment Weekly'nin kapağında olduğum anlaşıldı. | Open Subtitles | لاعجب أني كنت على غلاف مجلة الترفيه الاسبوعية |
"US Weekly" den geliyorum. Jason'ı görebilme şansım var mı içeri girebilir miyim? | Open Subtitles | من صحيفة يو اس الاسبوعية اذا كان هناك اي امكانية للقاء حصري |
Feminazi Weekly 'ye gittiğini sanıyordum. | Open Subtitles | حسبت أنك ذهبت للعمل عند المجلة الاسبوعية |
Ah, Vince Vaughn "Entertainment Weekly" nin kapağında. | Open Subtitles | الممثل فينس فون على غلاف مجلة إنترتيمنت الاسبوعية |