Bir fetih, fetheden komutan artık bittiğine inandığında en güçsüz durumundadır. | Open Subtitles | يكون الغزو بحالته الاضعف عندما يسمح الغازي لنفسه بالاعتقاد أنه انتهى |
Bildiğiniz gibi East Blue tüm denizler içinde en güçsüz olanı. | Open Subtitles | كما تعلمون ، الازرق الشرقي هو الاضعف بين الخمسة بحار |
Ve bu savaş bittiğinde tüm bu rezil korkaklardan sağ kalanlar hepimizden daha güçsüz olacaktır. | Open Subtitles | وضعفاء وسيكون جميع أولئك الأذلَاء الجبناء ...الَذين سيبقون على قيد الحياة بعد انتهاء المعركة سيكونون الاضعف على الأطلاق |
Fakat en kötüsü okul çetelerinin Zayıf çocuklardan çalması. | Open Subtitles | ولكن الاسواء من ذلك عصابات المدارس الذي يسرقون من الاولاد الاضعف منهم |
Bugün, kadınları daha Zayıf cinsler olarak gören... bir kanundan yararlanmak için burada. | Open Subtitles | انها هنا اليوم تحاول ان تستغل القانون الذى يعلن ان المرأة هن الجنس الاضعف |
Kendisinden güçsüz insanları dövmeyi seviyor. | Open Subtitles | إن يحب أن يضرب الاشخاص الاضعف منه |
Senden güçsüz ve savunmasızlara dalaşmayı seviyorsun demek. | Open Subtitles | تحبي اختيار المغفلين الاضعف منك |
Neden Zayıf tarafımı ortaya çıkarıp kendimi Zayıf sağ elimle korurum ki? | Open Subtitles | لماذا اكشف جانبى الاضعف ادافع عن نفسى بيدى اليمنى الاضعف ؟ |
Öyleyse okula Zayıf öğrencileri tartaklamaya gitmeyin. | Open Subtitles | لهذا لا تتسكعن و تضربن الاضعف منكن |
Zayıf halkanıza sormalıyım belki de. | Open Subtitles | ربما يجب علي ان اسأل , الحلقه الاضعف |
Öyleyse kim daha Zayıf? | Open Subtitles | اذاً من هو الاضعف |
En Zayıf oldukları an olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | تقول ذلك عندما يكونوا الاضعف |