Tek güvenebileceğim sensin, mankafa. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يمكنني الاعتماد عليه أيّها الأحمق |
Biliyorum, yaşlı, ilişkimiz biraz karmaşık falan ama onun güvenebileceğim birisi olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | اسمع، أعرف أنّه عجوز والأمر معقّد وما إلى ذلك ولكنّي أشعر أنّه شخص أستطيع الاعتماد عليه |
Güvenebileceğin tek şey, hayatta kalmak için insanların herşeyi yapabileceğidir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يمكنك الاعتماد عليه هو أن الناس مستعدون لفعل أي شيء ليحيوا |
Güvenebileceğin tek şey, hayatta kalmak için insanların herşeyi yapabileceğidir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يمكنك الاعتماد عليه هو أن الناس مستعدون لفعل أي شيء ليحيوا |
Tony'yi tanırım ve ona güvenebilirsiniz. | Open Subtitles | أعرف توني مثلما أعرف نفسي واضمن امكانية الاعتماد عليه |
Eğer yardıma ihtiyacınız olursa ona güvenebilirsiniz. | Open Subtitles | إذا كنت بحاجة إلى مساعدة، يمكنك الاعتماد عليه. |
Ama benim en beğendiğim, "hızlı ve güvenilir iş bitirici" suratı. | Open Subtitles | ولكن الوجه البارع الذي أحبه هو جزئية الاعتماد عليه بسرعة |
Benim güvenebileceğim bir adama ihtiyacım var, anlıyorsun değil mi? | Open Subtitles | أحتاج إلى الشخص الذي يمكن الاعتماد عليه ، الذي يمكنني الاعتماد عليه ، تعرفين ؟ |
Ona her gün güvenebileceğim birine ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا بحاجة لرجل يمكنني الاعتماد عليه في كل يوم |
Ona her gün güvenebileceğim birine ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا بحاجة لرجل يمكنني الاعتماد عليه في كل يوم |
Geçmişte olsa sırtımı yaslayıp, güvenebileceğim bir ortağım olurdu. | Open Subtitles | في الأيام الماضية كان لدي شريكاَ يمكنني الاعتماد عليه لحماية ظهري |
Ama bu evde Güvenebileceğin tek güneş de o. | Open Subtitles | لكن هذا ضوء الشمس الوحيد الذي يمكن الاعتماد عليه في ذلك المنزل |
Güvenebileceğin birisini bulmak hiç de kolay değil. | Open Subtitles | من النّادر أن تجدي شخصًا يُمكنكِ الاعتماد عليه. |
Baban ne durumda olursan ol Güvenebileceğin tek insan. | Open Subtitles | لا، والدك هو الشخص الوحيد الذي ستستطعين الاعتماد عليه عند الحاجة |
Güvenebileceğin tek kişinin kendin olduğunu kabullenirsin. | Open Subtitles | تتقبّل أن الوحيد الذي يمكنك الاعتماد عليه.. هو نفسك |
ona güvenebilirsiniz. | Open Subtitles | المغزى هو انه يمكنك الاعتماد عليه |
...çok yakışıklı değil ama tatlı ve güvenilir birisi. | Open Subtitles | ليس وسيما و لكن لطيف و يمكن الاعتماد عليه |
güvenilir ve kolay. Tıpkı senin gibi, Riley. | Open Subtitles | بسيط ويمكن الاعتماد عليه مثلك تماماً يا رايلي |