İncil, 'Ölüm Meleği Tanrı'nın kötüye karşı kullandığı askeridir' der. | Open Subtitles | الانجيل يقول ان ملاك الموت هو مرتزق الرب ضد الشر |
Hey baba, İncil zamanındayım ve bir stad dolusu insan beni alkışlıyor. | Open Subtitles | هي, ابي, انا في زمن الانجيل, ويوجد ملعب ممتلئ بالناس ويصفقون لي |
Burada manevi belirsizliklere yer yok İncil bu konuda çok açık. | Open Subtitles | ليس هنا مجال للانحراف الأخلاقي إنّ الانجيل واضح جدا حول هذا. |
incil saticisi icin biraz fazla israrci degil misin, kardesim? | Open Subtitles | انت كثير الالحاح بالنسبة لبائع الانجيل اليس كذلك يا صديقي |
Bu tarz şeyler için kamplar var. İncil Kanalında görmüştüm. | Open Subtitles | لديهم مخيمات من أجل ذالك لقد شاهدته علي قناة الانجيل |
Kolejli İncil çalışma ekibi ve onları harika konuşan kilise elemanı. | Open Subtitles | امم مجموعه تدرس الانجيل والمتحدثه باسمهم هي احد اعضاء الكنيسة المرموقين |
İncil'de tam 8 defa komşumuzu kendimiz gibi sevmemiz söylenir. | Open Subtitles | ثلاث مرات في الانجيل من قيل ان الجارة العاشقة مثلها |
Pekala İncil'de tonla melek bulunur ama yalnızca dört tanesinin ismi vardır, üç tanesi Michael, Raphael ve Gabriel'dır. | Open Subtitles | هناك العشرات من الملائكة ذكرهم الانجيل لكن اربعة منهم فقط لهم اسماء ثلاثة منهم هم ميكائيل اسرافيل و جبريل |
Babam bana hiçbir şeyin, hatta İncil'in bile temiz kalamadığını öğretti. | Open Subtitles | ابي علمني انه لا يوجد شيء مطلق ليس حتى في الانجيل |
Ama İncil ve kültürümü öğrenmek adına içine dalıp, onu yaşamak ve kendimi vermeye karar verdim. | TED | ولكني قررت أن ادرس الانجيل و تراثي عن طريق الغوص فيه ومحاولة العيش تبعاُ له و زج نفسي في طياته |
İncil'in bütün kurallarına uymaya karar verdim. | TED | لذا قررت ان امضي خلف قواعد الانجيل وان اتبعها جميعها |
İncil ilginç, ama garipti. | TED | الانجيل كتاب ممتع ما ولكن من الصعب فهمه. |
Örneğin, İncil'in hangi tercümlerini kullandığı açıkladığı bir ek var. | TED | على سبيل المثال في مرفقات الكتاب يشرح إختياره لترجمة مختلف آيات الانجيل. |
İncil'de böyle yazıyor ve ben de buna inanmak istiyorum. | TED | هذا ما ورد في الانجيل وما اود أن أتمسك به في حياتي أيضا. |
Böyle zamanlar için İncil'de iyi şeyler vardır. | Open Subtitles | وهل يوجد فى الانجيل ايات تناسب هذه الاوقات؟ |
Kızın yanındaki şu İncil okuyan adam. | Open Subtitles | الرجل حامل الانجيل ، الذى كان بصحبة الفتاة |
İncil'in okunması bitene kadar bekleyemez misin? | Open Subtitles | الا يمكنك الانتظار حتى اكمال قرأه الانجيل ؟ |
O bir İncil. Ben bir ilahiyatçıyım. | Open Subtitles | وأحدهما الانجيل أنا عالم في الديانة المسيحية |
Şu aldığım İncil'e bak, 15 dolar. Ve bu kitaba gelince. | Open Subtitles | انظري لهذا الانجيل للتو اشتريته وبوجهة نظر كتاب واعظ |
Bu İncili bana bıraksaydın, farklı olurdu. | Open Subtitles | اذا كنت قد تركت لى هذا الانجيل لاختلف الامر ، لم أكن لأستطيع قراءته و لكن |
Bırak tahmin edeyim... 14. Havari, İncilde adı geçmiyor, çünkü o bir kadın değilmi? | Open Subtitles | دعنى احزر الحوارى الرابع عشر خارج الانجيل لانها كانت امرأه |
İncilin söylediğini bilirsin: "Kılıçla yaşarsan, kılıçla ölürsün." | Open Subtitles | أتعرف ماذا يقول الانجيل" من عاش بالسيف, مات بالسيف" |
Bu İncilden gelen bir konu değil, ama bu herzaman insanlığa eşlik etmiş bir konudur. | TED | هذه هي النقطة التي لم تذكر في الانجيل ولكن هناك شيء كان دوما يرتبط بالانسانية فيما يتعلق بذلك الامر |