"الانقراض" - Translation from Arabic to Turkish

    • oluş
        
    • tükenme
        
    • tükenmenin
        
    • yok oluşun
        
    • nesli
        
    • neslin
        
    • tükendi
        
    • tükenmesi
        
    • soyu
        
    Şu an, gezegendeki türlerin yarısının yüzyılın sonuna kadar silinmesine sebep olacak yok oluş fırtınasının tam ortasındayız. Peki neden bazı türleri önemserken, diğerlerini önemsemiyoruz? TED من الانقراض حيث نصف نوع على كوكبنا قد يختفي بنهاية هذا القرن، لذلك لماذا نهتم ببعض هذه الأنواع وليس بعضها الآخر؟
    Kitlesel yok oluş ile mümkün olan altın fırsat sonucu burdasınız. TED أنتم هنا بسبب فرص ذهبية أتيحت عن طريق الانقراض الجماعي.
    Kısa bir zaman önce 6x adı verilen altıncı soy tükenme devresine girdik. TED لقد دخلنا الآن العصر السادس الانقراض السادس العظيم على هذا الكوكب
    İnsanlık yeniden tükenmenin eşiğine gelmişti ve çözüm için tekrar Korucu'lara başvurdu. Open Subtitles أصبح الجنس البشري في مواجهة خطر الانقراض مرة أخرى، ومرة أخرى لجئوا إلى الحراس لإيجاد أجوبة.
    Altıncı kitlesel yok oluşun tam ortasındayız. TED نحن نعيش في خضم الانقراض الجماعي السادس.
    Biz nesli tükenecek olan altıncı nesiliz, çünkü biz sürdürülebilir şekilde bir arada var olabilmemiz için milyonlarca türe güvenli bir dünya bırakamadık. TED نحن الانقراض السادس لأننا لم نترك مكانًا آمنًا لملايين الأجناس للتعايش على نحو مستدام.
    Bazı temel gruplara göre, genç neslin yok olmasına yönelik olduğuna inanıyorlar. Open Subtitles مجموعات اصوليه تعتقد اننا نواجه الانقراض البشري
    Ve şimdi ikimizin de soyu neredeyse tükendi. Open Subtitles والآن, كلانا قارب على الانقراض.
    Yüz kırk bin yıl önce bu insanlar soylarının tükenmesi ile karşı karşıya. Open Subtitles قبل 140 ألف عام مضت وهؤلاء القوم على حافة الانقراض
    Akbabalar en fazla soyu tehlike altındaki kuş türü. TED والنسور من أنواع الطيور المعرضة لخطر الانقراض.
    Yine de şu çok açık ki atalarınızın kitlesel yok oluş boyunca hayatta kalması ve sonraki süreçteki tepkileri sizi bugün olduğunuz kişi yaptı. TED ومع ذلك، فهذا واضح حقاً أن أسلافنا عاشوا خلال الانقراض الجماعي، ولتصديهم بعد وقوع الكارثة جعلنا ما نحن عليه اليوم.
    Çevre-dizge için böyle bir yok oluş felaket demektir. Open Subtitles إنه تأثير كوارثي على النظام البيئي، فلابد من مناقشة حول هذا النوع من الانقراض.
    Bu ilginç, çünkü gezegenin diğer kısımlarında soy tükenme kanıtları bulduk. - Vay! Open Subtitles هذا ممتع ، لأننا قد وجدنا ادلة على الانقراض الجماعى على أجزاء أخرى من الكوكب
    - İnsanların rızası olmadan vampirlerin kan alması yüzünden neslimiz tükenme tehlikesiyle karşı karşıya geldi. Open Subtitles . ألهذا السبب نجد أنفسنا نواجه خطر الانقراض
    Yine de 40 yıl önce, antilopların soyları tükenmenin eşiğindeydi. Open Subtitles و بالرغم من ذلك كانت على حافة الانقراض قبل أربعين عاما فقط
    Dahası, kimse 6. büyük kitlesel yok oluşun ortasında olduğumuzdan bahsetmiyor. Her geçtiğimiz gün 200 farklı tür yok oluyor. Bu yok oluşun oranı normalden 1000-10.000 kat arası daha fazla. TED بالإضافة إلى ذلك، فإنّ القليل من يتحدث عن حقيقة أننا نمر من مرحلة الانقراض العام السادسة، فنحن نخسر ما يقارب المئتي فصيلة من الكائنات يوميّاً، هذا هو معدل الانقراض هذه الأيام، وهو أكثر بما بين الألف والعشرة آلاف مرة عمّا كان يُظن بأنه طبيعي.
    nesli tükenme noktasında. Open Subtitles تم اصطياد هذا النوع تقريبا إلى حد الانقراض.
    İnsanlar, çocukların iyileşeceğini umuyor, ama yeni kabul edilen kanunla, doğum kontrol... genç neslin yok olmasını gerçek kılabilir. Open Subtitles الناس يحاولون لكن هناك قوانين جديده بالأفق لتحديد النسل الانقراض قد يكون حقيقياً
    Biz, Senshi, yağları için onları öldürdük ve neredeyse soyları tükendi. Open Subtitles نحن يا (سينشي) من أجل الزيت، وأوشكت على الانقراض.
    neslin tükenmesi, ölümün farklı bir şekli. TED حاليا أصبح الانقراض نوع مختلفمن الموت.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more