Sen köprü yapıyorsun, John. nehirler neredeyse oraya gitmelisin. | Open Subtitles | انك تبنى الجسور وعليك الذهاب الى حيث الانهار |
Dailer kültürlerini barındıran nehirler ve bu bereketli topraklar için şükrediyorlar. | Open Subtitles | شعب الماء يشكرون الانهار والاراضي الخصبه التي تغذي ثقافتهم. |
Yunnan'ın güney vadilerine doğru ilerledikçe heybetli nehirler artık sakinleşmiş suları durgun ve sıcak. | Open Subtitles | تتدفق خلال وديان يونان الجنوبية الانهار الغاضبة تتدفق الان , المياه بطيه ودافئه |
Şehirliler ağaç ve nehirleri görüp.. | Open Subtitles | ابناء المدينة يرون البحار و الاشجار و الانهار |
Yani Carolina eyaletinde o kadar çok domuz var ki ve nehirleri kirletmekteler ama ne kadar duyarsınız bu konuda? | Open Subtitles | نتاجر بالخنازير الحية. أعني أن هناك الكثير من الخنازير في ولاية كارولينا وانهم يلوثون الانهار |
Saklı nehir, Cebelitarık'tan Hidistan'a kadar mistisizm ile birbirine bağlanmış. | TED | الانهار المخفية, مترابطه مع التصوف من جبل طارق الى الهند |
Şans için yanımızda götürüp bir nehirde suya salacağız. | Open Subtitles | سنأخذها معنا لتجلب لنا الحظ و نتكها لتسبح فى احد الانهار |
Kalın ve ince damarları tıpkı nehirler ve dereler gibi... | Open Subtitles | كبيرة مع اوردة صغير مثل الانهار والتفريعات |
Hayır ama sonuçta bütün nehirler ve su arkları tek bir yerde buluşurlar. | Open Subtitles | ولكن,على كل الاحوال كل الانهار والمجاري المائية تلتقي في نقطة ما! انت دائما تملك افكارا عبقرية اليس كذلك؟ |
İşaretini bekliyoruz, biz ölümlülerin üzerine yağmurlarını serp. Tanrılara, yağmurlarını nehirler gibi akıtmaları için yalvarıyoruz. | Open Subtitles | نصلي من اجل امطار تملئ الانهار |
Dağların yalnız 300 km ötesinde... nehirler buharlaşıyor. | Open Subtitles | مئتان ميل فقط جنوب الجبال الانهار تتبخر |
Sadece nehirler ve benzeri şeyler. | Open Subtitles | صح؟ يوجد فقط الانهار والقرف |
nehirler bizi iki taraftan koruyor. | Open Subtitles | الانهار تحمينا من اتجاهين. |
Aileler, dostlar, çocuk yuvaları... nehirler, köprüler, nükleer tesisler. | Open Subtitles | الانهار والكبارى والنووى |
Ama efsanelerinde atalarının soğuk kuzeydeki dağlık topraklardan nehirleri izleyerek buralara geldikleri anlatılır. | Open Subtitles | الاساطير تخبرهم كيف جاء اجدادهم هنا عن طريق اتباع الانهار من لاراضي الجبليه الباردة في أقصى الشمال. |
İç kısımlarda, kuzey nehirleri hâlâ buza hapsolmuş durumda. | Open Subtitles | على اليابسة، ما تزال الانهار الشمالية حبيسة الجليد |
Bütün nehirleri durdur İt, kak, vur, öldür | Open Subtitles | ستجف كل الانهار سادفع و اضرب و اقتل |
Mühim değil. Ama hala nehir boyunca, çok kötü şartlarda yaşayan milyonlarca insan var. | TED | انها جميلة. ولكن من على طرفي الانهار .. مازال هناك الملايين من الناس الذين هم في حالة سيئة حقا. |
"nehir kıyıları boyunca uzanan incir ağaçlarının diplerine nasıl bir yorgan seriyorsun." | Open Subtitles | اللحاف الذى تفرشه اسفل أشجار البنيان وعلى شواطئ الانهار |
Telli turnalar ve değişik su kuşları yakındaki dağlarda eriyen suların beslediği nehir ve sulak arazileri izleyerek Asya'dan buraya göç ederler. | Open Subtitles | الطيور والطائر المائي هاجر الى هنا من جميع أنحاء آسيا، سحبت الى الانهار التي تغذيها الثلوج الذائبه من الجبال القريبة. |
Bu nehirde de tıpkı diğerleri gibi balık sayısı azalmış. | Open Subtitles | نهر التنين الأسود فيه صيد جائر مثل العديد من الانهار الاخرى. |
Birgün nehirde boğulmakta olan bir çocuğun yaşamını kurtardı. | Open Subtitles | ذات يوم كان ينقذ اطفال الانهار و |