| Ayrıca parmak uçlarında barut kalıntısı olduğunu da fark ettim. | Open Subtitles | لقد لاحظت ، لاحظت ايضاً بقايا البارود على أطراف أصابعه |
| - Elinde barut var. Kocasında yok. | Open Subtitles | مسحوق البارود على يديها ولا شيء على زوجها |
| Sol avucundaki barut izleri, ilk kurşun sıkıldığında silahın namlusunu tuttuğunu gösteriyor. | Open Subtitles | تشير حروق البارود على راحته اليسرى لإمساكه ماسورة السلاح عند إنطلاق أوّل رصاصة. |
| Ceketinin kolundaki barut yanığı birinin silah ateşlediği anlamına geliyor. | Open Subtitles | وآثار البارود على كم سترتكَ تعني أنّ أحدهم أطلق عياراً ناريّاً |
| Gömleğinde barut yanığı var ve çıkış yarası görünmüyor. | Open Subtitles | بين ضلعيه السابع و الثامن، و حروق تفجر البارود على القميص و لا جروح لخروج الرصاصة. |
| Sonunda, alet, amaç, bileziğinde barut izi ve kanıtsız... | Open Subtitles | وأخيرًا، مع وجود الموارد والدافع وبقايا البارود على سوارها وانعدام حجة الغياب |
| Tişörtün kolunda barut kalıntısı da var. | Open Subtitles | وقد كان هُناك بعد البارود على أحد الأكمام |
| Elinde barut kalıntısı yara yeri, sıkılan el sayısı, sıkma açısı. | Open Subtitles | باقي البارود على يد المنتحر موقع الجرح .. عدد الطلقات التي تم إطلاقها و زاوية إطلاق النار |
| Şakağında ve sağ elinde barut izi var. | Open Subtitles | اثار البارود على جانب راسه و يده اليمنى |
| Yaralı elinde barut bulundu. | Open Subtitles | وجدوا البارود على يده المجروحة |
| barut yanıklarını parmaklarından temizlememiz gerek. | Open Subtitles | يجب أن تتخلص من أثر البارود على أصابعك |
| Rich'in üzerinde tespit edilen barut izi çoğunlukla sağ elinde bulunuyor. | Open Subtitles | وجدوا اثار البارود على اليد اليمن ل(ريتش) بكثرة |
| Şakaklarında barut izi vardı. | Open Subtitles | آثار البارود على صدغه |
| Galiba John Company ve kraliyet Mauritius'a saldırı düzenlemiş Fransızların da ivedilikle barut yapması gerekmişti. | Open Subtitles | كانت شركة (جون) على ما أعتقد وكان الملِك قد شن الهجوم تواً "موريشيوس"، وكان الفرنسيون بحاجة إلى البارود على وجه السرعة |