Kuzey İrlanda kıyılarında, bazalt plak ve sütunlarından oluşan ve okyanusa kadar uzanan, Devler Kaldırımı adında dev bir plato var. | TED | على ساحل شمال أيرلندا هناك هضبةٌ واسعةٌ من ألواح وأعمدة البازلت تسمى جسر العمالقة تمتد للمحيط. |
Burada, Nautilus'un adanın öbür tarafındaki kayalıkların hemen altındaki bazalt bir mağaranın içinde olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | أن الغواصة داخل كهف من حجر البازلت في الجهة الأخرى من الجزيره مباشرة أسفل الجرف |
Yani bir çeşit bazalt olan bu kaya bir zamanlar sıcak magmaydı. | Open Subtitles | إذن ، هذه الصخور ، التي هي نوع من البازلت " ، بدأت كرواسب منصهرة " |
Modern bir haritaya bakarsak Doğu Amerika'da bulunanların muadili olan bazalt katmanları Doğu Kanada'da Güney Britanya'da, Portekiz'de Batı Afrika'da ve Brezilya'nın bazı kısımlarında da bulunmaktadır. | Open Subtitles | ، لو نظرنا إليها في خارطة حديثة سنجد نظير هذه " الطبقة من " البازلت التي لدينا هنا في شرقي أمريكا |
bazaltın bir kısmı bu muazzam görünümü ortaya çıkarmış. | Open Subtitles | جزء من صخر البازلت الذي شكّل هذا المظهر الطبيعيّ الفسيح. |
bazalt'taki çizgilere bak, | Open Subtitles | انظر للخطوط في البازلت |
Bunlar soğuyup bazalt katmanlarına dönüşür. | Open Subtitles | قد بردت و أصبحت طبقات " من " البازلت |
Ancak bazaltın strüktürü sizin de gördüğünüz gibi yatay uzanıyor. Bu kayadaki strüktür ise dikey uzanıyor. | Open Subtitles | يتخذ تركيب صخر البازلت محوراً أفقيّاً، بينما يتخذ تركيب هذا الصخر محوراً عموديّاً. |
Buna göre bazaltın içinde lavın pozisyonuna ve katılaştığı ana dair kayıtlar vardır. | Open Subtitles | و ذلك يعني أن (البازلت) يحتوي على سجل لموقعه ، في لحظة تجمده المحددة |