| Eğer İngilizler o fotoğrafları meydana çıkarmasaydı binlerce insan ölebilirdi. | Open Subtitles | لو لم يكتشف البريطانيين ذلك المصور لمات الآلاف من الناس |
| Rusların, İngilizler'le bize nasıl şüpheyle baktığını biliyorsun, değil mi? . | Open Subtitles | الأ تدرك كيف أصبح الروس متشككين فى البريطانيين وفينا ؟ |
| Ama senin ailen bir dağ kazasında ölme lüksüne sahipti... benimkiler İngiliz ihanetinden kurtulma ve Stalin'in katliamından da. | Open Subtitles | على عكس والديك الذين نالوا شرف الموت في حادث تسلق والدي نجيا من خيانة البريطانيين و من مذبحة ستالين |
| HİNDİSTAN 1803 CHASALGAON KALESİ İNGİLİZ VE MAHRATTA PRENSLİĞİ SINIRI ÜZERİNDEKİ İLERİ KARAKOL | Open Subtitles | الهند 1803 , حصن شاسالغاون مرصد على الجبهة بين البريطانيين و أمير ماهراتا |
| Elbette hatırlanan; İngilizlerin kaybettiği ve bizim kazandığımız ve böylece ülkemizi ortaya çıkaran büyük zaferdir. | TED | كل ماتبقى هو ذكرى الانتصار العظيم على البريطانيين و ولادة دولتنا |
| İngilizleri buradan kovdu ve bu kimsenin beklemediği bir şeydi. | Open Subtitles | لقد أخرج البريطانيين من هنا، ولم يتوقع أحد هذا الأمر. |
| Rusların, İngilizlerle bize nasıl şüpheyle baktığını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | الأ تدرك كيف أصبح الروس متشككين فى البريطانيين وفينا ؟ |
| Almanlarda azıcık kafa olsa, İngilizlere karşı bize hemen silah gönderirlerdi. | Open Subtitles | اذا كان لدى الالمان ذرة من الاحساس كانوا ارسلوا لنا بنادق نستعملها ضد البريطانيين |
| İngilizler her ne kadar Singapur'un ele geçirilemez bir yer olduğunu düşünse de denizden yapılacak saldırıları gözardı etmemişlerdi. | Open Subtitles | سنغافوره كانت فى إعتقاد البريطانيين منيعه لا تُخترق لكنهم كانوا يعتقدون أن الهجوم أن جـاء سـيـأتـى مـن الـبـحـر |
| İngilizler hala korku içindeydi, sadece işgal korkusu da değil, aynı zamanda içerdeki düşman korkusu da. | Open Subtitles | مازال الخوف يخيم على البريطانيين ليس فقط بسبب أحتمالات الأجتياح الخارجى بل أيضاً من أحتمالات أختراق الجبهه الداخليه |
| "İngilizler asla, şapka takmayan birine oy vermezler." dedi. | Open Subtitles | وقال أن البريطانيين لن يصوتوا أبداً لصالح رجل لا يرتدى قبعه |
| Zannederim İngilizler savaşın asıl yükünün Amerikalıların omuzlarında olduğunu anlamakta geciktiler. | Open Subtitles | أعتقد أن البريطانيين قد استوعبوا ببطء فكرة أن العبء الأكبر من الحرب فى أوروبا كان ملقى على عاتق الأمريكيين |
| söyle demektedir: "ingiliz ve Amerikalilari geriye, kesinlikle kiyilardan püskürtmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | قال ان ارغام البريطانيين والامريكيين عن التراجع عن الشواطىء ضروره قصوى |
| Burada inceleme yapan İngiliz mühendisleri görüyorsunuz. | TED | عندها يمكنك أن ترى المهندسين البريطانيين يتفقدونها. |
| Bu konuda İngiliz başmüzakerecisiydim ve konuya doymuş durumdaydım. | TED | كنت كبير المفاوضين البريطانيين عن هذا الملف، وكنت منغمسا جدا في هذه القضايا. |
| Çünkü İngilizlerin böyle bir görev için kullanacakları adam mutlaka ajanları James Bond olur. | Open Subtitles | بسبب هذا الرجل فإن البريطانيين سوف يستخدمون فى مهمه كهذه عميلهم جـيمـس بـونـد |
| Ayrıca ne İngilizlerin ne de Almanların bize verdiği hiçbir haritası yok. | Open Subtitles | و لا البريطانيين او الألمان صادف ان قدموا لنا خريطه |
| Bunu bir asker yapmak İngilizleri yenmekten daha büyük başarı isteyecek. | Open Subtitles | تحويل ذلك الصبي إلى جندي سيكون عمل أصعب من هزيمة البريطانيين |
| Ve şimdi İngilizlerle bir anlaşma ayarladı, istihbarat paylaşımı karşılığında. | Open Subtitles | والآن يخطط لصفقة مع البريطانيين في تبادل مع شبكته الاستخباراتية |
| Tutsak olma sırası İngilizlere gelmişti. | Open Subtitles | لقد أتى الدور على البريطانيين الأن ليقعوا فى الأسر بالألاف |
| İsrail devleti kuruldu, ve 50 sene sonra, 60'ların sonunda, Britanya'nın emperyal görevi net olarak sona erdi. | TED | تم الإعداد لدولة إسرائيل، وبعد 50 سنة، في نهاية الستينات، كان من الواضح أن دور البريطانيين كإمبريالية قد انتهى. |
| Şimdi İngilizlerden hiçbir mazeret gelemez. | Open Subtitles | و لا يمكن أن يكون هناك أعذار من جانب البريطانيين |
| Şu anda çok az insan İskoçya veya İngiltere bağımsızlığı için öldürmek ya da ölmek ister. | TED | القليل جداً من الناس على إستعداد لأن يَقتلوا أو أن يُقتلوا لإستقلال البريطانيين أو الإسكتلنديين. |
| bunun sebebi çünkü Gandi köylere inanıyordu ve çünkü Britanyalılar şehirlerden yönetiyorlardi. Bu yüzden Nehru Yeni Delhinin Hindu olmayan bir kent oldugu düşüncesindeydi. | TED | لأن غاندي كان يؤمن بالقرى ولأن البريطانيين حكموا من المدن ولذلك و بالرغم من أن نهرو رأى في نيودلهي مدينة هندية |
| Britanyalı ve Kanadalı askerler farklı direnişlerle karşılaştılar. | Open Subtitles | على الشواطئ الثلاث التى كلف بها البريطانيين والكنديين تباينت حدة المقاومة |
| Britonların Kralı! Saksonların bozguncusu! | Open Subtitles | ملك البريطانيين هازم السكسونيين |
| Almanlara nazaran İngilizlerde, cüzi miktarda tank taşıyıcısı mevcuttu. | Open Subtitles | على عكس الألمان كان لدى البريطانيين القليل جداً من ناقلات الدبابات |
| Ben bile bunun bekçinin değil Kırmızı Urbalılar'ın işi olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | حتى إن علمت أن هذا ليس من عمل الوردية ولكن عمل الجنود البريطانيين |
| Britanyalılara her gün saat tam beşte saldıracağız. | Open Subtitles | علينا مهاجمة البريطانيين كل يوم في الخامسة تماماً |