Bu Kyle'ın 4 yaşındaki fotoğrafı ve bu da arkadaşı, katır Jo-Jo. | Open Subtitles | هذه هى صورة كايل فى سن 4 سنوات وصديقه المقرب جوجو البغل |
O katır da beni beysbol topu gibi havaya attı. | Open Subtitles | ومن ثم رفسني هذا البغل ككرة البيسبول في ماتش الأحد |
Ne zaman beyaz bir kadının takas edileceğini duysa, hemen bir katır yükü eşya alır ve gider. | Open Subtitles | فى كل مره يسمع عن امرأه بيضاء للمقايضه يحزم البغل ويذهب |
Ben seni cezalandırmanın yolunu ararken o huysuz katırı çaldılar. | Open Subtitles | بينما كنت قلقا بشأن الركل بمؤخرتك سرقوا ذلك البغل المشاكس |
O senin kağıdına baktı ve numara ile katırı verdi. | Open Subtitles | والذي يتطلع في الورقة ثم يمنحك البغل المرقم في الورقة |
Leydi, siz de arkadaşınız gibi bu katıra binmek zorundasınız | Open Subtitles | سيدتي, يجب عليكي ان تجلسي على هذا البغل مثل رفيقكي بالضبط. |
O cep telefonunu lanet olası bir eşeğe bantlayacaktık taa ki siz iki işe yaramaz .ötü görene kadar sonra farkına vardık ki neden iki iyi eşeği ziyan edelim? | Open Subtitles | كنا سنضع ذالك الهاتف على بغل لكننا وجدناكم إيها المغفلين وبعد ذالك فكرنا لماذا نقضي على البغل |
Katırın kuyruğunu tutan kimdi? | Open Subtitles | من الذى قبض على ذيل البغل ، أخبرنى ذلك ؟ |
Bir adam görürsün sabit bakışlı kafası yana eğik ve dişleri katır gibi. | Open Subtitles | رايتم الرجل يسوى بعينيه العمل ، واسنانه كاسنان البغل |
Tamam, seni boğacağım aptal katır, boğulana kadar bastıracağım. | Open Subtitles | حسنا ساغرقك ايها البغل العنيد سابقيك بالاسفل حتي تموت |
Ondan sonra kimse babama katır lafı etmedi. | Open Subtitles | وبعد ذلك لم يعد ذكر البغل يجول حول مخيلة أبي |
Biraz oynamaya çalış, seni katır. | Open Subtitles | خرج الخردل عن شطيرة السجق أيها البغل الكبير |
Biraz oynamaya çalış, seni katır. | Open Subtitles | خرج الخردل عن شطيرة السجق أيها البغل الكبير |
Boks ringini katır götünden ayıramıyorsun. | Open Subtitles | أنت لاتفرق بين حلبة الملاكمة ومؤخرة البغل |
Bu benim kızım Sarina. Gençtir ve katır gibi çalışır. | Open Subtitles | هذه ابنتي سارينا إنها شابة، وتعمل مثل البغل |
Ayrıca en iyi uyuşturucu katırı katır olduğunu bilmeyen katırdır. | Open Subtitles | إلى جانب، عند نقل المخدرات على بغل فأن البغل لا يعلم بأنه بغل |
katırı verirsen, ona yardım etmiş olacaksın. | Open Subtitles | بعدم إعارته البغل سنكون قد قدمنا خدمة له |
Bakalım bizim yaşlı katırı ikna edebilecek miyim. | Open Subtitles | ودعنا نرى أذا كان يمكِننى أن أجعل ذلك البغل العتيق يوافِق |
İhtiyar katıra ne kadar iyi olduğumuzu göstermeliydik. | Open Subtitles | يجب ان يرى البغل العجوز ماذا انتهينا من عمله |
eşeği uzun yoldan aşağı götürün. | Open Subtitles | حَسناً، خذ البغل إلى أسفل الطريق |
Ailelere haber vermek için, Katırın sırtında, tek başıma bir köyden, diğer köye gittiğim o geceyi, hala hatırlıyorum. | Open Subtitles | ..وما ذلت اتذكر هذه الليلة امر من قرية إلي قرية أخري .. وحيدة علي البغل .. لأبلغ عائلات طاقم السفينة |
- çiftlik işletmek, eşek gibi çalışmak. | Open Subtitles | و أعمل مثل البغل بدون ضمان عن ما سيأتى من الأرض |
Altı hafta geçti. İhtiyar katırdan haber yok. | Open Subtitles | ستة اسابيع حتى الان و لم نسمع عن البغل العجوز |
Güvecimiz masada, katırımız ahırda Sıradan halkız biz | Open Subtitles | اليخنى على المائدة و البغل فى الإسطبل ، للأفراد المساكين |
Aslında eğlencesine yaptığınızı ben anlarım, fakat katırım anlamaz. | Open Subtitles | أعرف ان رجالك كانوا يمرحون فقط لكن البغل لم يستوعب ذلك |