Masadan silahı alacağım. | Open Subtitles | أَنا فَقَطْ سَآخذُ هذه البندقيةِ مِنْ المنضدةِ. |
Ama kimsenin silahı bulmasına izin veremezdin. | Open Subtitles | وأنت لا تَستطيعُ أَنْ تَتْركَ أي واحد جِدْ تلك البندقيةِ. |
Tamam, silahı bulduk da, silahı taşıyanı nasıl bulacağız. | Open Subtitles | الموافقة. لذا حَصلنَا على البندقيةِ. كَيفَ نَحْصلُ على الرجل المُسلَّحِ؟ |
Bakın, o kadar korkuyorsanız, sabaha kadar silahla nöbet tutarım. | Open Subtitles | إذا أنت بأنّ القلقِ , أنا سَأَحْصلُ على البندقيةِ وأَحترسُ حتى صباحِ. |
Suçlu hiç yakalanamadı, ...ama o her kimse, bir kere ateş etti ve bulunan kovan bu silahla eşleşti. | Open Subtitles | المذنب ما كَانَ أبداً إعتقلَ، لَكنَّه أَو هي أطلقَ دورة واحدة، وتَعافى جَارتْ الصَدَفَةُ هذه البندقيةِ. |
Fare'nin arabasında bulduğun silahtan atılmış. | Open Subtitles | مِنْ نفس البندقيةِ التي وَجدتَ في سيارةِ الجرذِ. |
Altı ay önce Henderson'daki bir içki dükkanındaki soygunda aynı silahtan atılmış bir kurşun bulunmuş. | Open Subtitles | A طلقة رصاصةِ مِنْ نفس البندقيةِ الذي إستعيدَ مِنْ a سرقة محل بيع المشروبات الكحوليةِ في هيندرسن قبل ستّة شهور. |
İkisi de aynı tabancadan çıkmış. | Open Subtitles | كلاهما أطلقوا مِنْ نفس البندقيةِ. |
- ne olduğunu anlatsana bana. silahı da köpeğime doğrultma. | Open Subtitles | لا يُشيرَ كلبَي في طريقِ البندقيةِ |
Bu silahı Hal'a gösterip işte cinayet silahı dediğin zaman | Open Subtitles | عندما شوّفتَ هذه البندقيةِ إلى هال وقالَ، "هنا سلاحُ القتلَ، " |
O silahı kullanmayacaksın. | Open Subtitles | أنت لَنْ تَستعملَ تلك البندقيةِ. |
Hatta silahı da almıştır. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا حَصلَ على البندقيةِ بعيداً؟ |
Bir polisin bu silahı iki yıl saklamasının ne kadar saçma olduğunun farkında mısınız? | Open Subtitles | تَعْرفُ كَمْ مضحك ذلك - a شرطي يَتمسّكُ به تلك البندقيةِ لسنتانِ؟ |
Bu kadar çok ölmek istiyorsan o silahı kafana dayasana. | Open Subtitles | إذا أنت wanna يَمُوتُ سيئَ جداً... ... الذيلا تَضِعُتلك البندقيةِ إلى رأسكِ؟ |
Şu silahı indir! | Open Subtitles | بلير: أنت حافظة تلك البندقيةِ! |
- silahı falan yok. | Open Subtitles | - هو لَنْ يَحْصلَ على أي البندقيةِ. |
Bu silahla oğlunu vuran kişinin kim olduğunu öğrenmeyi ne kadar da çok istiyordur. | Open Subtitles | كَمْ بشكل سيئ يُريدُ المعْرِفة الذي أطلقَ هذه البندقيةِ إلى ولدِه. |
Aynı silahla mı öldürülmüşler? | Open Subtitles | تُفكّرُ نفس البندقيةِ قَتلتْهم كلا؟ |
Son suçunda kullandığın silahtan çıkan kurşunla aynı. | Open Subtitles | يَحْدثُ لمُجَاراة a رصاصة مطرود مِنْ البندقيةِ التي إستعملتَ في جريمتِكَ الأخيرةِ. |
Valinda Carlisle'in arabasında bulduğumuz 9mm'lik kovanlar... aynı silahtan atılmış. | Open Subtitles | والواحد مِنْ سيارةِ Valinda كارلايل أُطلقَ في نفس البندقيةِ. لا مفاجئاتَ هناك. |
Bunlar tabancadan çıkan kurşunlar. Çok tuhaf. | Open Subtitles | هذه الرصاصَ مِنْ البندقيةِ. |