"البول" - Translation from Arabic to Turkish

    • idrar
        
    • sidik
        
    • çiş
        
    • idrarı
        
    • idrarın
        
    • çişi
        
    • İdrarda
        
    • sidiği
        
    • idrarını
        
    • idrara
        
    • idrarla
        
    • çişim
        
    • çişin
        
    • çişini
        
    • işeme
        
    Testler idrar yolları enfeksiyonu ya da frengi olmadığını gösterdi. Open Subtitles الفحوص أظهرت أن مرضك ليس عدوى حرقان البول أو الزهري
    Bak, işte ihtiyacın olan kanıt. İdrar torbasında kan var. Open Subtitles انظر، ها هو الدليل الذى تحتاجه ثمّة دم بكيس البول
    Bir saate kadar gidip kan ya da idrar vereceğim. Open Subtitles أتيت قبل ساعة, ويجب أن أعطيهم بعض الدم أو البول
    sidik takımyıldızı hakkında bilmediğim her şeyi duymak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا استطيع الإنتظار حتى اسمع كل شيء عن كوكبة البول
    Ama sidik karıncası kapı sövesinde oturur ve sidik gibi kokar. Open Subtitles ولكن هذه النملة فقط تجلس على مقبض الباب رائحتها مثل البول
    Birisi "Çok çiş ne kadardır?" diye bir soru sorarsa, TED إذا ما سألك أحد، "ما مقدار البول الذي يعد كثيراً؟"
    Parmağını kesip, idrar örneğine birkaç damla damlatıyor ki böbrek taşı gibi görünsün. Open Subtitles لقد وخزت اصبعها ووضعت بضع قطرات من الدم في عينة البول لتجعله يبدو
    Böylece Lunenberg ve meslektaşları, Papa'nın özel izniyle yüzlerce yaşlı Katolik rahibeden litrelerce idrar toplamış. TED لذلك حصل هو وزملاؤه على إذن خاص من البابا لجمع غالونات وغالونات من البول من المئات من الراهبات الكاثوليكيات المسنات
    Cinsel iktidarsızlık, ereksiyon olma sorunu, idrar tutamama, anal yırtılmalar dışkı kaçırma da dahil. TED وتشمل العجز الجنسي وضعف الانتصاب وسلس البول وشرخ بالمستقيم وسلس البراز
    Ağır idrar kokusu nedeniyle et üreticileri androstenon salgısını engellemek için erkek domuzları kısırlaştırır. TED لذا، ومع وجود من يشمون رائحة البول والعرق فمنتجو لحم الخزير سيخصون ذكور الخنازير لمنعهم من إنتاج هذه الروائح.
    Böbrekler su ve vücut artıkları karışımından idrar üretir, istenmeyen sıvıyı üreter denen iki kaslı tübe gönderir. TED تصنعُ الكليتان البول من خليط من الماء ومخلفات الجسم، يضخُ السائل غير المرغوب فيه إلى أنبوبين عضليين يسميا الحالبان.
    Bunlar da sıvıyı idrar torbası olarak bilinen içi boş organa taşır. TED ويحمل الحالبان البول نزولًا إلى عضو أجوف يسمى المثانة.
    İç üretral sfinkter otomatik ve istemsiz olarak açılır ve idrar salınır. TED فالعضلة القابضة الداخلية تفتح تلقائيًا وبشكل لا إرادي، ويتحرر البول.
    sidik sarısı ile kusmuk yeşili arası, değil mi? Open Subtitles نوعاً ما مزيج بين البول الأصفر و القيء الأخصر، أليس كذلك؟
    sidik ve dışkı kalçadaki keselerde meydana gelir. Open Subtitles عند رقبتك البول والبراز يتم عزلهم فى مكان مخصص
    Bu şey sidik gibi olmuş. İçilmez ki bu. Krem sür, yoksa fena yanacaksın. Open Subtitles هذه الاشياء رديئة، طعمها مثل البول أنت سوف تشوى من الشمس
    Ama ben Shaolin kung fu'su öğrenmeye zorlandım, ve bir bulaşık yıkayıcısı haline geldim, bok ve çiş temizlemek için. Open Subtitles ولكننىكنتمرغماًأنأتعلمأسلوب كونغفوشاولن. كىاصبحبعدهاغاسلأطباق. أو لأجمع البول والبراز؟
    Isınmak için. - Burası çiş kokuyor. - çiş falan kokmuyor. Open Subtitles ان رائحة المكان مثل البول - إنه لايشبه رائحة البول -
    İşleri benim için kolaylaştırmayacak ama idrarı tattığımı gördüğünde olay değişmeye başladı. Open Subtitles كانت لن تتساهل معي لكن عندما رأتني أتذوق البول بدأت الأوضاع تتغير
    Yaşadığı sorun ise bu fikri sınamak adına ihtiyaç duyduğu idrarın yaşlı kadınlardan olması gerektiğiymiş. TED من الواضح أن المشكلة في هذا أنه لاختبار نجاح هذه الفكرة، احتاج للكثير من البول من النساء المسنات.
    İşediğinde, çişi hep şu küçük deliklerden geldi çeşme gibi. Open Subtitles عند التبول، كان البول يخرج من كل هذه الفتحات مثل النافورة
    Bu biyolojik nanopartiküller; tükürükte, kanda, idrarda ve pankreas sıvısında bulunabilir. TED و جزيئات النانو البيولوجية هذه يمكن أن توجد في اللعاب و في الدم و البول و البنكرياس
    Bir ipe işeyebilir misin bilmiyorum ama, ipi sidiğe bulayabilirsin ta ki sidiği damlatmaya başlayana kadar. Open Subtitles حسناً,لا أعلم إذا من الممكن التبول فوق حبل لكن من الممكن التبول تجاهه و البول سوف يقطر للأسفل
    Bir kadınla sağlıklı bir ilişki kurma yolunu bulup böylece yaşlandığında idrarını tutamayan sevilmemiş, ve yalnız ölen biri olmamak gibi. Open Subtitles أجد طريقة أن أرعى علاقة صحية مع أمرأة حتى لا أكبر سناً و أموت وحيداً عاجزاً عن حبس البول و بدون حب
    İşi kanı süzmek ve atıkları idrara koymaktır. TED وظيفتها هي تصفية الدم وإخراج الفضلات في البول.
    Daha sonra onları idrarla atacaksın. İşte o zaman acıyabilir. Open Subtitles بعد ذلك، سيطردون في البول وهذا من الممكن أن يأذي
    Gerizekalı olduğumu ve birinin beni işe almasının tek sebebinin çişim olacağını söyledin. Open Subtitles قلت انى مغفلة والسبب الوحيد ليجعل احد يوظفنى هو بسبب البول الخاص بى
    çişin. İdrarın. Open Subtitles البول خاصتك, اليورين خاصتك, هل هي نظيفة؟
    9 yaşında ve çişini tutamayıp sürekli iltihap ve acı içinde olan bir kız tanıyorum. TED أعرف فتاة في التاسعة تعاني من سلس البول و التهابات مستمرة وألم.
    İşeme problemi çeken birine, karısının soracağı en doğal sorulardan biri. Open Subtitles نوع الأسئلة التي تسأل الزوجة زوجها حين يعاني مشاكل مع البول

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more