resmi bir açıklama yayınladı. açıklama özetle, medyayı yalan haber yapmakla suçladı. | TED | حتى أصدرت بيانًا رسميًّا واتهم البيان وسائلَ الإعلام المستقلة بنشر أخبار مكذوبة |
Davalı ifadesinde odadan çıkarken iki kadının da yaşadığını ve iyi olduğunu ifade etmişti. | Open Subtitles | المتهم البيان ذلك، عندما تَركَ الغرفةَ، الضحايا كَانتْ كلاهما حيّة وجيّدة. |
İfadeyi oku, yoksa itaatsizlikten hapse gidersin. | Open Subtitles | أما أن تقرأ البيان أو تدخل السجن يتهمة الإحتقار |
Kürsüye çıkıp yazdığım açıklamayı okursanız en azından senatörlüğe devam edersiniz. | Open Subtitles | لا أحد. تخرج الآن وتقرأ البيان الذي كتبته لك، وتبقى سيناتور. |
Avam Kamarası'nda bildiriyi okuduğum vakit söylemeliyim ki bu Bildiri, umduğumdan da öte bir tesir yarattı. | Open Subtitles | ثم أدليت بالبيان فى مجلس العموم هنا يجب أن أقول أن البيان صاحبته ردود فعل واسعة لم أكن أتوقعها |
Herkese söylediğin basın açıklaması versiyonu değil. | Open Subtitles | ليست هذا البيان الصحفي المشرق الذي أخبرت الجميع به |
Yeni bir öneriye açığım ama bir beyan görmem gerekir. | Open Subtitles | سأفتح لكم زاوية دخول جديدة لكني بحاجة إلى رؤية البيان |
Yanında bir açıklama olmazsa efendim... bu beyanname herkesi ayağa kaldırabilir. | Open Subtitles | من دون تفسير يرافقه يا سيدي قد يتسبب هذا البيان بالاضطراب |
New York Emniyeti, henüz açıklama yapmadı. | Open Subtitles | مركز شرطة نيويورك حتى الان لم يصدوا رواد البيان س |
Ve siz Kızılı çağırıp, nasıl bir açıklama yapmanız gerektiği hakkında görüşeceksiniz. | Open Subtitles | وانت مباشرة سيدي تستدعي حمراء وتناقش معها ما البيان |
İfade vermek için geliyorsun. | Open Subtitles | يمكنك النوم في مكاني الخاص لكنك ستأتي لملئ البيان |
Radyo bir kereliğine gerçeği, mağrur bir şekilde ifade etti. | Open Subtitles | هذه المره جاء البيان حقيقياً مصحوباً بكبرياء جريحه |
Doğrudur, tereddütleri oldu. Kendisini bu ifadeyi vermeye iten bir pişmanlık oldu. | Open Subtitles | صحيحٌ أنّها انتبهت، وندمت واضطرّت لتقديم هذا البيان. |
Bizimle DC'ye gelip bir BM avukatın varlığında bu ifadeyi imzalamanız gerek. | Open Subtitles | نريدك أن تعودي معنا إلى العاصمة وتوقيع هذا البيان في حضور الدعي العام |
Bayan, açıklamayı bugün ne zaman alabiliriz? | Open Subtitles | سيدتي, متى يمكننا ان نتوقع صدور البيان اليوم؟ |
Ancak 24 saat geçtikten sonra, halkın talebine boyun eğdi ve yardımcılığını yapan Ömer Süleyman aracılığıyla bu açıklamayı yaptı. | Open Subtitles | ولكن بعد 24 ساعة فقط, انحنى لإرادة الشعب وأصدر البيان التالي من خلال نائبه |
Şimdi, bu bildiriyi kim yazdıysa noktalı virgül kullanmayı seviyormuş. | Open Subtitles | الآن ، يمكنكم ان تروا أن من كتب البيان يحب إستخدام الفواصل المنقوطة |
Ve, baba, ikinci bir Bildiri daha yapacağım. | Open Subtitles | و، يا أبي، سأصدر البيان الثاني |
Zamanı geldiğinde basın açıklaması yapılacaktır. | Open Subtitles | البيان سيتم اصداره للصحافة في الوقت المناسب |
Alman Çevre Bakanı şu sözleri beyan etmek için bir basın toplantısı düzenledi: | Open Subtitles | في الألمانية وزير البيئة ودعا الصحافة مؤتمر لإصدار البيان الآتي: |
Bu çirkin ifadeye itiraz ediyorum büyük mahkeme salonu sahnemde, üçüncü derece karakterlerin repliği olmasına da itiraz ediyorum. | Open Subtitles | أَعترض على ذلك البيان الشنيع... وأَعترض أن شخص من العصر الجيولوجي الثالث يكون له اعتراضات أثناء مرافعتى بقاعة المحكمة. |
"İktisadî Gelişmenin Merhaleleri: Komünist Olmayan Bir Manifesto." | TED | "مراحل النمو الاقتصادي: البيان غير الشيوعي" |
Her şekilde bayım, bu ilçenin meclis üyesi olarak... size iyi günler diler... ve bu beyannameyi basmanızı istediğimi tekrar edip... size sadece bir araç olduğunuzu hatırlatırım. | Open Subtitles | على أية حال، بما أنني مفوض هذه المقاطعة وأتمنى لك يوماً سعيداً قدمت لك هذا البيان لتنشره في صحيفتك كسجل لهذا المخيم |
bu götleri nasıl kandırdığına inanamıyorum. manifestoyu kurbanların isimleri olmadan basmak, ve 3. sayfa hikayesi olarak. | Open Subtitles | لا أصدّق كيف جعلت هؤلاء الحمقى ينشرون البيان دون أسماء الضحايا كتقرير بالصفحة الـ3 |
Misyonlarımız hakkında, bu okul hakkında Yapılan bu basın bildirisi, Teşkilatı dışa açma yönündeki çabalarım... | Open Subtitles | هذا البيان الصحفي حول مهمّاتنا، والمدرسة، وجهودي لإبقاء الوكالة صامدة... |
Hey, gözaltı merkezinin manifestosunu Komünikasyon'a göndermen gerekiyordu. Niye almış değiliz? | Open Subtitles | كان يُفترض أن ترسلى البيان من منشأة الحجز إلى قسم الإتصالات |
Bu prospektüsü alanların kaderlerinde başarı vardır. | TED | من يشتري ذلك البيان مقدّر له النجاح. |