| Biriyle konuşmak istiyorsan, bir şey sormak istiyorsan, bana sor. | Open Subtitles | إذا أردت التحدث إلى أي شخص إذاأردتالأستفسارعنسؤال ، إسألني أنا |
| Ben sadece onunla konuşmak istiyorum , özgür bir ülkedeyiz. | Open Subtitles | مهلًا، كلا، أود التحدث إلى الرجل فحسب، هذه دولة حرة |
| Kızımızın tecavüze uğramasıyla ilgili insanlarla konuşmak için hiçbir neden göremiyorum. | Open Subtitles | لا أرى أي سبب التحدث إلى الناس عن ابنة لدينا تنتهك. |
| Don Levine'le konuşabilir miyim acaba? | Open Subtitles | نعم، مرحباً أيمكنني التحدث إلى دون لفين، رجاء؟ |
| Sorunu ne onun? İçmektense bir kadınla konuşmayı mı tercih ediyor? | Open Subtitles | ماالمشكلة مع صديقك يفضل التحدث إلى النساء على الشراب |
| Öğrenciler yöneticiler ile konuşmak istediler ve polisler mermilerle karşılık verdiler. | TED | والطلاب يريدون التحدث إلى الحكومة، والشرطة تجيبهم بالرصاص. |
| İlk döndüğümde insanlarla konuşmak istediğimi hatırlıyorum | TED | أتذكر عندما عدت، كنت أرغب في التحدث إلى الناس. |
| Sokakta biriyle konuşmak garip olabilir; size nasıl karşılık vereceklerini bilmiyorsunuz. | TED | يمكنُ أن يكون غريبًا التحدث إلى شخص ما في الشارع؛ لا تعرفون كيف ستكون ردة فعلهم. |
| Telefon bankacılığı, seçmenlerle konuşmak, çünkü çoğunun birçok şüphesi var ve nasıl oy vereceklerini bilmiyorlar. | TED | المعاملات المصرفية عبر الهاتف، التحدث إلى الناخبين، لأن لدى كثيرٍ من الناخبين شكوكًا، ولا يعرفون كيف ينتخبون. |
| - Başkanla mı konuşmak istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد التحدث إلى رئيس الولايات المتحدة ؟ |
| - Başkanla mı konuşmak istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد التحدث إلى رئيس الولايات المتحدة ؟ |
| Bekle. Güzel kızla konuşmak hoşuna gitmek? | Open Subtitles | حسناً.حسناً.هل تحب التحدث إلى فتاة جميلة؟ |
| Hayır..umm, Onlardan biriyle konuşabilir miyim? | Open Subtitles | هل أستطيع التحدث إلى واحد منهم؟ إنه أمر هام جدا |
| Şey, gazetecilerle siz konuşabilir misiniz diye soruyordu? | Open Subtitles | حسنا ، كان يسأل لو بمقدورك التحدث إلى المراسلين |
| Tamam! Ya da şırıldayan ırmakla konuşmayı öğretebilirim. | Open Subtitles | أو يعلمك كيفية التحدث إلى الهذيان لا تحتمل. |
| Doktorum, stresim ve anksiyetem hakkında bir ruh sağlığı danışmanı ile görüşmek isteyip istemediğimi sordu. | TED | سألني طبيبي إن كنتُ أرغبُ في التحدث إلى مختص الصحة العقلية عن توتري وقلقي. |
| Böylelikle daha fazla makale okumaya, araştırmacılarla konuşmaya başladım, doktorlarla görüşmeye ve en önemlisi, hastalara kulak vermeye başladım. | TED | فبدأتُ أقرأ المزيد من المقالات، وبدأتُ التحدث إلى الباحثين والأطباء والأهم من ذلك، بدأتُ أستمعُ إلى المرضى. |
| Bayan Wilson ile görüşebilir miyim lütfen? Teşekkür ederim. | Open Subtitles | هل يمكنني التحدث إلى السيدة ويلسون من فضلك؟ |
| Daha çok içe dönük biriyseniz ve ana dilinde biriyle konuşmaktan çekiniyorsanız self konuşma yöntemini uygulayabilirsiniz. | TED | إن كنت شخصًا انطوائيًا ولا يمكنك التحدث إلى متحدثي اللغة الأصليين مباشرة، يمكنك استخدام طريقة التحدث الذاتي. |
| Afedersiniz Leydi Russel, Yüzbaşı Wentworth ile konuşmam gerek. | Open Subtitles | اعذريني ليدي راسل علي التحدث إلى الكابتن وينتورث؟ |
| İstersen morarana kadar konuş. | Open Subtitles | يمكنك التحدث إلى أن تواجه مصيرك لو كنت تهتم بذلك. |
| Gretchen'la konuşmam lazım. Sana bir soru sorabilir miyim? | Open Subtitles | انا اريد التحدث إلى جريتشين هل يمكنني أن أطرح عليك سؤالا؟ |
| Komutanınızla mutlaka konuşmalıyım, önemli. | Open Subtitles | ولا بد لي من التحدث إلى القائد الخاص ضابط ، فمن المهم. |
| Ayrıca yapım personeliyle konuşmalıyız çünkü yeni mankenlere ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | سأذهب للتحدث إلى أليكسيس و علينا التحدث إلى موظفي الإنتاج |
| Evet. Bir temsilci. Sen daha temsilcilerle konuşamazsın ama ben konuşabilirim. | Open Subtitles | إنه عميل ، وأنت لا يمكنك التحدث إلى العملاء بعد ، لكن أنا أستطيع |
| Bir ilişkinin olduğu kişinin eşiyle konuşur muydun? | Open Subtitles | الا يمكنك التحدث إلى الزوج شخص ما لديه مسألة معك |