Ayrıca İngiltere ve Fransa savaş bitmeden yeni dünya düzeni hakkında konuşmak istemiyorlardı. | Open Subtitles | أما بريطانيا وفرنسا لم تريدا التحدّث عن النظام العالمي الجديد حتى إنتهت الحرب |
İşkence monoton ve üzücü... onun hakkında konuşmak zor, bu yüzden ondan bahsetmeyeceğim. | Open Subtitles | التعذيب مُمل جداً و حزين. من الصعب التحدّث عن الأمر. |
Bunun hakkında konuşmak istemiyorum. Çünkü annemi korkutuyor. | Open Subtitles | أنا لا أريد التحدّث عن هذا لأن يخيف مومي. |
Durumundan bahsetmek istiyorum. | Open Subtitles | على سبيل المثال، أريد التحدّث عن تضارب مصالح. |
Bu konuda konuşmak istemiyorsun. Bu yüzden biz de geçmişe gideceğiz. | Open Subtitles | أنتَ لا تريد التحدّث عن الأمر، ممّا يعني أنا سنعود للوراء. |
Mazin hakkında konuşmayı sevmiyorsun değil mi? | Open Subtitles | لا تحبّ التحدّث عن الماضي، أليس كذلك؟ |
Ve eğer... bir babasının olması yani bir kocan olması... ..senin için çok önemliyse bunun hakkında konuşabiliriz. | Open Subtitles | و لو الحصول على والد.. اعني, اعني زوج, مهم جداً لكِ, إذن يمكننا التحدّث عن ذلك. |
Uyuşturucu alırken neler hissettiğin hakkında konuşmak ister misin? | Open Subtitles | هل تحبينّ التحدّث عن لماذا كنتي تضربين ؟ |
"Kahvaltıdan sonra ölü adam hakkında konuşmak nasıl öldüğünü tahmin etmek istiyordum. | Open Subtitles | بعد الفطور، أردت التحدّث عن الميت وتخمين كيف قتل. |
Sordum, babası hakkında konuşmak istemiyor sanki. | Open Subtitles | فعلت، لكن يبدوا أنهُ لا يريد التحدّث عن والده |
Terapiye girmek istemiyorum çünkü ailem hakkında konuşmak istemiyorum. Geçmişimde bir sorun yok. | Open Subtitles | لأني لا اريد التحدّث عن أهلي ماضيَّ بخير |
Bunun hakkında konuşmak istemiyorum. Beni konuşturtma. | Open Subtitles | لا أريد التحدّث عن الموضوع لا تجعلني أتحدّث عن الموضوع |
İsmi hakkında konuşmak için daha erken. | Open Subtitles | أنا لست متأكداً بأنّه يجب علينا التحدّث عن الأسماء في الوقت الحالي |
Bebekler hakkında konuşmak istediğinde sen onun düşünmek istemediği bir konuyu aç. | Open Subtitles | عندما يريد التحدّث عن الأطفال، تحدّثي بأمرٍ لا يريد التفكير به. |
Ailemden bahsetmek istememem, korkmuş ve yaralı olduğum anlamına gelmez. | Open Subtitles | كوني لا أريد التحدّث عن عائلتي لا يجعلني خأئفة أو متضرّرة |
-Sizin kuşağınız yeni kutulardan ve iyi kalite fasulyeden bahsetmek istiyor ama biz ne yapacağımızın söylenmesinden hoşlanmıyoruz. | Open Subtitles | جيلك يريد التحدّث عن ذاك التصميم الجديد وحبوب القهوة الممتازة ولكننا لا نريد أن يتم إخبارنا بمَ نفعل |
Bu konuda konuşmak istemiyorsun. Seni suçlamıyorum. | Open Subtitles | لا تود التحدّث عن الأمر أنا لا ألومك |
Bak, bu konuda konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | أصغي، أنا لا أريد التحدّث عن ذلك فحسب |
Pekala, madem fizyoloji yerine felsefe hakkında konuşmayı tercih ediyorsunuz... ruhtan söz edelim. | Open Subtitles | حسناً، إن كنتم تفضلون التحدّث عن الفلسفة بدلاً من... |
Yani artık gerçekten konuşabiliriz. | Open Subtitles | إذن ، بوسعنا التحدّث عن الأمور الجادة الآن ؟ |
Bugün buraya gelişin hakkında konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | هل نستطيع التحدّث عن الطريقة التي جئتَ بها إلى هنا اليوم؟ |
Hangi konuyu isterseniz ondan konuşuruz. Güzel fotograf. | Open Subtitles | يمكننا التحدّث عن أيّ شيءٍ تريده. |
Çekmece cinlerinden konuşmanın... bu kadar korkutucu olacağını düşünmemiştim. | Open Subtitles | التحدّث عن عفاريت الأدراج لن يخفف من خوفي الأن |
Az önce dava ile ilgili konuşmak istemediğini söyledin. | Open Subtitles | قلتَ أنّك لا تريد التحدّث عن إدلائك للشهادة |
Şu anda bunlar hakkında konuşamam ve düşünmek için biraz zaman verirseniz sevinirim. | Open Subtitles | لا يمكنني التحدّث عن أيّ من ذلك الآن، وأرغب بالحصول على بعض الوقت للتفكير.. |