"التحف" - Translation from Arabic to Turkish

    • antika
        
    • antikalar
        
    • eseri
        
    • antikaları
        
    • Eserlerin
        
    • eserlerini
        
    • obje
        
    • antik
        
    • objeler
        
    • Antikacılar
        
    • antikaların
        
    • eser
        
    • eserler
        
    • antikacıya
        
    • eserlerinin
        
    antika dükkanının bulunduğu köşedeki evde oturuyorum bilirsin önünde tahta Kızılderili heykelinin olduğu ev. Open Subtitles أنا اعيش على الناصية بجوار متجر التحف ذلك المتجر حيث يوجد الهندي الخشبي أمامه
    Herkes 18.yy mobilyaları alıyor. antika mağazalarından çıkmıyorum. Open Subtitles الجميع يقبلون على شراء الأثاث الذي ينتمي لطراز لويس الخامس عشر , انني دائما ما أكون موجودة في محلات بيع التحف
    Yarın antika patlama yapsa şehri didik didik arar ve bir 18'inci yüzyıl sandığı bulurum. Open Subtitles إن ازدهرت التحف غداً سأبحث جيداً في الريف عن صندوق من القرن الـ 18
    Yedi milyon dolarlık sanat eseri, mücevherler, antikalar. Ben kullanırım. Open Subtitles ثروة تقدر بسبعة ملايين من الفن و المجوهرات و التحف
    Irak antikaları 48 saat içinde bulunmazsa, istatistiksel olarak özel sanat koleksiyoncularına satılacak ve sonsuza dek kaybolacaklar. Open Subtitles إن لم نستعيد التحف العراقية في خلال 48 ساعه فربما يباعون في معرض سريّ و يضيعوا للأبد
    Aynı zamanda 2000 hektarlık bir sığır çiftliği ve dünyanın en büyük antika altıpatlar koleksiyonu var. Open Subtitles إنه يملك أيضاً 5000 فدان من مزرعه للماشيه و أكبر مجموعه في العالم من التحف الرمايه السته
    Bunlar antika, ama ben antika fiyatı ödemiyorum. Open Subtitles انهم تحف , ولكننى لن أقوم بدفع أسعار التحف
    Yıllardır antika sattığını iddia etti ama bir tane bile satmadı. Open Subtitles يدعى بيع التحف ولكن لم يبع تحفه واحده بعد
    antika sattığını söylüyor ama aslında hiç satmamış. Open Subtitles يدعى بيع التحف ولكن لم يبع تحفه واحده بعد
    antika şeyler satıyordu. Ayrıca Belediye Başkanına danışmanlık yapıyordu. Open Subtitles كانت تبيع التحف وكانت مستشارة لرئيس البلدة
    Bilmiyorum. Belki antika alışverişine çıkabiliriz. Open Subtitles لا أدري ، ظننت أننا ربمايمكننا الذهاب لتسوق بعض التحف
    antikalar! Biz antikalardan hiç bir bok anlamayız? Open Subtitles تحف , وما الذى نعرفه بحق الجحيم عن التحف ؟
    Biz antikalar hakkında ne bok biliriz, ahbap? Open Subtitles ما الذى نعرفه بحق الجحيم عن التحف , ياصاحبى ؟
    Çiçeklere koku verdi, onları sanat eseri gibi yarattı. Open Subtitles لطفاء وأذكياء لذلك أعطانا عطر الأزهار، وجعل الأزهار مثل التحف الفنية
    Sahneleri topladık, diğerlerinin antikaları topladığı gibi. Open Subtitles لدينا مجموعتنا كما للبقية مجموعتهم من التحف
    Buraya antika Eserlerin Kahire'de bir dükkanda satılmasını engellemek için mi geldin? Open Subtitles يأتون بك لتتأكد إن كانت هذه التحف أصلية؟
    Bizler araştırmacıyız. Bizlerin işi ise yeni sanat eserlerini incelemektir. Open Subtitles نحن الباحثون من واجبنا أن نختبر التحف الجديدة
    Bu sergi, ödünç alınarak sunulan en büyük dini obje koleksiyonlarından biri. Open Subtitles هذا المعرض هو واحد من أكبر معارض التحف الدينية على الإطلاق
    Koleksiyonumda 2000 yıllık Roma yüzüklerinden antik Budist eserlere kadar 6000 parça var. TED يوجد أكثر من 6000 قطعة في مجموعتي يتفاوتون بين الحلقات الرومانية ذات ال2000 عام إلى التحف البوذية القديمة
    Bu objeler, Tanrıya iman yolunda elle tutulabilir bir delil sağlıyor. Open Subtitles هذه التحف تقدم أدلة ملموسة على الإيمان بالله
    Bütün Antikacılar bunun gibi kitapları mı biriktiriyorlar? Open Subtitles هل كل تجار التحف القديمة يجمعون مثل هذه الكتب ؟
    Hiçbir şeyi. Seni bir yere tıkılmış antikaların tozunu alırken düşündüm de. Open Subtitles لا شيء، افترضتُ أنّك ستكونين مدفونةً في غرفةٍ تنفضين الغبار عن التحف
    Kendisi muhteşem bir mimari eser ama kalın bir mesaj örtüsü altında yok olana kadar bir kabuk oluyor sadece. TED يعتبر أحد التحف الفنية المذهلة في حد ذاته، لكن يعتبر البنية ما هو إلا غطاء حتى تختفي الكثير من الرسائل بين طياته.
    Bir bina yapmam istendi benden. Bina için gereken tüm giydirme ve çizimle alakalı eserler bana verildi TED وطلب مني القيام بناء، وأعطيت كل التحف والملابس والرسومات.
    antikacıya gitmen gerekmiyor muydu? Open Subtitles ألاّ ترغبين في الذهاب إلى متجر التحف القديمة ؟
    Tamam ondan paha biçilemez sanat eserlerinin anahtarını çalmış olabiliriz ama bundan zevk almasına da gerek yoktu yani Open Subtitles بالطبع كنّا نسرق منها مفتـاح التحف الأثرية الثمينة ،لكن ليس من الضروري أنّ تستمتع به هذا كلّ ما أقـول

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more