Aynen senin gibi genel cerrah olarak eğitildim ve öğretmenlik yapıyorum. | Open Subtitles | تدربت في الجراحة العامة مثلك تماما و أكسب قوتي من التدريس |
27 yaşındayken, yönetim danışmanlığında çok zorlu bir işten ayrıldım peki ne için, daha da zahmetli bir iş için : öğretmenlik | TED | عندما كنت بسن 27، تركت منصب عمل جد شاقبمجال الإستشارة الإدارية من أجل عمل أخر أكثر صعوبة:التدريس. |
Vardıkları sonuç, geleneksel öğretim yöntemleri yerine sanal laboratuvarlar kullanıldığında, öğrenme verimliliğinde şaşırtıcı olarak %76 daha fazla artma olduğuydu. | TED | و ما وجدوه كان مدهشاَ 76 في المئة زيادة في فعالية التعلم عند استخدام المختبرات الافتراضية على طرق التدريس التقليدية. |
ders verirken bir kızın niye benim parfümden sürdüğünü düşünmek istemem. | Open Subtitles | أنا لا أريد التدريس لصف يتسألون لماذا فتاة ما تحمل عطري |
Eğer diğer gezegenlerin varlığını ispatlamakta başarıIı olursa, yüzyıllardır verilen eğitim yalanlanmış olacak. | Open Subtitles | إن نجح في إثبات وجود عوالم أخرى فسوف تتعارض مع قرون من التدريس. |
Eğer buna inanırsak öğretme her zaman siyasi bir eylem olacaktır. | TED | إذا كنا نعتقد ذلك، عندها سيكون التدريس دائماً عملاً سياسياً. |
Dönemin ortasında Öğretmenliği bırakacak mısın? | Open Subtitles | تريدين ترك التدريس في منتصف الفصل الدراسي |
Her ne kadar o zaman farkında olmasam da Öğretmek tam bana göreydi. | Open Subtitles | وعلى الرغم من أنني كنت على علم ان التدريس لايناسبنى في ذلك الوقت. |
öğretme becerilerine sahip olan ve seyirciyi olaya dahil edebilen kişiler öğretmenlik lisansının ne olduğunu bile bilmiyorlar. | TED | من لديهم مهارات التدريس وإشراك الجمهور لا يعرفون ما تعنيه شهادة مدرّس حتى. |
Şimdi, bir zamanlar kurtulduğum eğitim sisteminde öğretmenlik yapıyorum. | TED | الآن أعلِّم في نفس نظام التدريس الذي نشدتُ اللجوء منه. |
daha da karmaşıklaşıyor. Bu suçlamalar karşısında, de Beauvoir'ın öğretmenlik lisansı, görevini kötüye kullandığından feshedildi. | TED | في ظل هذه الاتّهامات، لقد سُحبت منها رخصة التدريس لاستغلالها منصبها. |
Herkes mühendis olabilir, ama bu çeteye öğretmenlik... | Open Subtitles | أى فرد يمكنه أن يكون مهندساً و لكن التدريس لهذه الغوغاء |
öğretmenlere nasıl öğretileceğini öğreten öğretim materyali geliştirmek ve sağlamak için platform olarak Connexions'ı kullanacaklar. | TED | لتطوير وإرسال المواد التعليمية لتعليم المعلمين كيفية التدريس في 84 دولة حول العالم. |
Ya üniversite eğitimli rol modelleri çocukların üniversite tutkularını fark etmelerine yardım edecek öğretim üyeleri haline getirseydik? | TED | ماذا لو تمكننا من تعزيز نموذج تعليمي جامعي كزملاء في التدريس لمساعدة الأطفال على تحقيق طموحاتهم الجامعيّة؟ |
Ne zaman ders planından ayrılsam bana bir uyuzluk yapar. | Open Subtitles | أنت تعلم أنه يريد الالتزام عندما أتخلص من خطة التدريس |
İşletme mastırımı yapıp bu özel ders olayını gerçek bir işe dönüştüreceğim. | Open Subtitles | ساحصل على اجازة في ادارة الاعمال و جعل ذلك التدريس امرا حقيقيا |
Müşteri hizmetleri veya danışma, eğitim ve diğerleri. | TED | أنواع مثل خدمة الزبائن أو الاستشارة، أو التدريس وغيرهم. |
Yazılı belgeler ve deneyerek öğretme metodolojisi de açık kaynaklı ve Creative Commons ile paylaşıldı. | TED | الوثائق ووسائل التدريس العملي هي أيضاَ مفتوحة المصدر و مرخصة تحت ترخيص المشاع الإبداعي. |
Neden Öğretmenliği bıraktın anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لمَ استقلتْ من التدريس فى المقام الأول. |
ve buradaki öğretmenler, ders vermiş bütün kişiler, bunu biliyorsunuz. Öğretmek aslında fikirler arasındaki bağlantılardır. | TED | والناس الذين هم معلمون هناك، أي شخص قام بالتدريس، يعرف هذا. إنه ربط بين الأفكار بأن التدريس هو عن كل شئ. |
Bn. Dewey bunun için öğretmen olmamıştı. | TED | بالنسبة للسيدة ديوي انه ليس الامر الذي جعلها في البداية دخول مجال التدريس |
öğretmeyi çok seviyorum ama inandığım şeylerden asla fedakarlık göstermem. | Open Subtitles | أنا أحب التدريس ، ولكنى لن أضحى بمبادئى لأفعل هذا |
Molly, seninle tanıştırmak istediğim okul kurulundan bir kaç kişi var. | Open Subtitles | مولي يوجد بعضا من اعضاء هيئة التدريس اود ان اعرفك اليهم |
Sen daha öğretmenliğe başlamadan, ben seni o işten vazgeçirmeye çalışmıştım. | Open Subtitles | حاولت أن أجعلكِ تستقيلين من التدريس قبل أن تبدئي بالتدريس حتى |
öğretmenlikten emekli oldu, ama Hanna'nın en sevilen 11. sınıf öğrencisiyle özel dostluğu sürüyor. | Open Subtitles | ولقد تقاعد من التدريس, ولكنه مازال يحافظ على صداقته الخاصه مع طالب الصف الــ 11 المفضل لدى الجميع |
Devam edeceğimi hiç düşünmemiştim ama öğretmeye devam ettik. | TED | لم أظن قط أنني قد أستمر، لكننا فقط استمررنا في التدريس. |
öğretmenler öğretmenin artık eğlenceli olduğunu söylüyorlar, | TED | يقول المعلمون الآن أن التدريس أصبح نوعًا من المرح. |