"التسارع" - Translation from Arabic to Turkish

    • İvme
        
    • Hızlanma
        
    • hızla
        
    • ivme
        
    • hız
        
    • ivmelenme
        
    • ivmesi
        
    • ölçerek
        
    • hızlanmaya
        
    Yeterince ivme kazanabilirsen sabit duran gövdeyi kırmak için bir fırsat yakalayabilirsin. Open Subtitles إذا كان معدل التسارع كافياً, قد تكون لديك فرصة كسر الجسم الثابت.
    ivme ölçer sensörüne bakmadı. İvme ölçer akıllı telefonun dikey yönelmesini saptayan şeydir. TED مقياس التسارع هو الشيء الذي يحدد الإتجاه العمودي للهاتف الذكي.
    İlk olarak, devam eden bu üstel Hızlanma sürecini gördük. TED أول شيء هو أننا رأينا هذه العملية المستمرة من التسارع في المستجّدات التقنية.
    İlk Hızlanma yumuşak oluyor. Çünkü gemi çok büyük ve ağır. Open Subtitles التسارع الأولي سيكون لطيفاً لأن السفينة ستكون كبيرة جداً وثقيلة
    Bu hızla giderse gövde bütünlüğünü kaybedeceğiz. Open Subtitles لو أستمررنا فى التسارع سنفقد ثبات جسم السفينه
    - hız eşittir ivme çarpı zaman. - Hakla onu, Homer. Open Subtitles السرعة تساوى حاصل ضرب التسارع والوقت أجل يا هومر هيا
    Sonra, 1950'de büyük ivmelenme geldi. TED أما في عام 1950 فقد شهدنا التسارع العظيم.
    Böylelikle ivme ölçerle ölçerek yazılanları yeniden üretebildik. TED وهكذا، معاً نحن قادرون على إعادة إنتاج الكتابة ببساطة عن طريق قياس مقياس التسارع.
    Dokuz yaşındakilerin ivme dediği şeyin görsel haline. TED نحصل على صورة لما يسميه ذو التاسعة من العمر التسارع.
    İvme, hızın zamana göre değişimidir. TED التسارع هو هو معدل تغير السرعة بالنسبة للزمن
    - Güç eşittir kütle çarpı ivme. - Anladık. Open Subtitles القوة المؤثرة تساوي الكتلة في التسارع, فهمنا.
    Yakında üstel ivme durumuna erişecek. Open Subtitles بخلال وقت قصير، سيصل المولّد لحالة من التسارع الأُسّي.
    Hızlanma hissi o kadar yoğundu ki ilk başta çok korkmuştum, sonra kendimi güvende hissetmiştim. Open Subtitles شعور التسارع الكبير جدا. في البداية كنت خائفاً. ثم شعرت بالأمان.
    Şimdi tek yapmam gereken Hızlanma eğrisini tecrit etmek ve şok dalgasını kopyalamaya çalışmak. Open Subtitles الآن كل ما عندي لذلك وعزل سبب من منحنى التسارع وأرى إن كنت أستطيع تكرار موجة الصدمة.
    Hızlanma süreci bittiği anda, yani yavaşlamaya başladığında, matematikteki dönüm noktasına gelmiş olursunuz. Open Subtitles وحين تكف عن التسارع وتبدأ بالتباطؤ هذا ما يسمى نقطة الانقلاب
    böylece Hızlanma sırasında aerodinamik bir çizgi yakalanmış oluyor. Open Subtitles وهذا يعطي اندفاع قوي عند التسارع تصميمها ذكي ورائع وذو كفاءة عالية
    Frankie'nin hayata dair bilgi birikimi dersiniz sayesinde iyi ve kötü yönde hızla artıyor. Open Subtitles (معرفة (فرانكي بالعالم آخذه في التسارع بسبب صفّك، جيد وسيء،
    Boyun, omuz ve kollarda orta hız kan sıçraması. Open Subtitles وإنتشار الدم متوسط التسارع على الرقبة والكتف والذراعين
    Şiirlerimi okusanız öyle düşünmezdiniz. İvmelenme ve kütle çekimi konusunda haklı olduğunuzu varsayalım. Open Subtitles لم تكن لتقولي هذا لو قرأتي شعري لنزعم انك صحيح بما تقوله عن التسارع و الجاذبية
    Yarım litre su, yarım kilogramdır artı yükseklik ki bu da yaklaşık 5 metre yer çekimi ivmesi, yaklaşık 10 m/s². Open Subtitles نصف لتر من الماء لديه كتلة من نصف كيلوغرام، ضرب الارتفاع، ذلك خمسة أمتار تقريبا، في التسارع الناتج عن الجاذبية حوالي عشرة أمتار في الثانية المربعة.
    Bu, herhangi bir miktarı ikiye katlamak için olağanüstü bir rakam ve bu aslında demek oluyor ki olağanüstü miktarda kesin ilerleme göreceğimiz bir noktadayız ve tabii ki her şey bu noktadan sonra hızlanmaya da devam edecek. TED وهذا مجرد عدد استثنائي لمضاعفة أي كمية، وما يعنيه هذا حقاً هو أننا الآن في مرحلة سنرى فيها حجمًا غير عادي من التقدم المطلق، وبالطبع، ستستمر الأمور في التسارع أيضًا من هذه النقطة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more