"التشويش" - Translation from Arabic to Turkish

    • parazit
        
    • karışıklık
        
    • bozucu
        
    • karışıklığı
        
    • karışık
        
    • bozucuyu
        
    • Jammer
        
    • karıştırmak
        
    • karıştırıcı
        
    • bozmak
        
    • paraziti
        
    • Statik
        
    • kesici
        
    • frekans
        
    • tutukluk
        
    Telefonumda tuhaf bir parazit var. Open Subtitles ولقد حدث بعض التشويش على تليفونى عندما كنا هناك
    Elektro manyetik parazit I.Ö.H'yi etkilerken mi? Open Subtitles مع كل هذا التشويش الإلكترومغناطيسي لجهاز العبور؟
    Şehir ziyaretçilerden dolayı çok kalabalık. Bu yüzden bir çok karışıklık oluyor. Open Subtitles المدينة مزدحمة بالزوار, ويحدث الكثير من التشويش
    İyi niyetimin bir göstergesi olarak, size ışınlama bozucu kodlarımızı yolluyorum. Open Subtitles وللدلالة على حسن نيّتنا سأرسل لكم رموز التشويش
    Düşündük ki, bütün bu hormon karışıklığı arasında, sahip olduğu erkek organlarını çıkarmanız kolay olabilir. Open Subtitles أعتقدنا أن وجود التشويش الهرموني فقد يكون أسهل عليها إن قمنا بإزالة الأعضاء الذكرية التي تملكها
    Gece geç vakitlere kadar vicdanımı sorguladım sırf bu karışık durumdan çıkayım diye. Open Subtitles إستجوبت ضميري خلال الساعات العميقة من الليل فقط للصحوة في التشويش الأعظم دعني أَذهب هم ينتظرونني للرقص
    Güvenlik kameralarını bozmaya çalıştılar, ama sinyal bozucuyu tersine çevirmeyi başardım. Open Subtitles حاولوا التشويش على كاميرات الأمن لكني تمكنت من عكس إشارة التداخل
    - Sadece parazit! - Aktrisin anahtarı nerede? Open Subtitles ـ سـيء، لا شيء غير التشويش ـ أين مفتاح الممثلة؟
    Bir şey anlaşılmıyor. Çok parazit var. Open Subtitles لم أستطع فهم ما يقولون يوجد الكثير من التشويش
    Bir parazit gibi duyulacak ama kaydedin. Çünkü tercüme edebilirim. Tamam mı? Open Subtitles ستبدو الرسالة كصوت التشويش ، لكن لاتمسحوها،لأننيسأقومبترجمتها.
    ShipwayWhitman üzerinde pek çok karışıklık var. Open Subtitles هناك الكثير من التشويش أكثر من شيبواي وويتمان
    Öyleyse Dr. Jekyll kafanızda bir karışıklık yaşadığınız söylenebilir mi? Open Subtitles لذلك أنا افهم أنك كان عندك لحظة من التشويش
    Bütün o karışıklık içinde arkadaşına yardım etmek için bir sürü fırsatı oldu. Open Subtitles كلّ ذلك التشويش كان عنده فرصة لمُساعدة صديقه
    bozucu kodlarını etkisiz kıldım, ama fark etmeleri sadece zaman meselesi. Open Subtitles لقد أبطلت كود التشويش أنها مسألة وقت قبل أن يعيدوه
    Onların sistemleri de bizim gibi etkilenir, buna ışınlama bozucu teknolojileri de dahil. Open Subtitles ,أنظمتهم ستتأثر بنفس الطريقة التي لدينا بالإضافة لتقنيات التشويش
    Kusma, zihin karışıklığı ve bilinç kaybı olup olmadığını izle, tamam mı? Open Subtitles إنتبهي من التقيّأ، التشويش وفقدان الوعي، حسنا؟
    Bu maskeyi takmaya devam ettiğin sürece kafam karışık olacak. Open Subtitles عليك ترك ذلك القناع لانه يحدث لي التشويش
    Alarmı tetikleyeceğiz yedek sistem uyarı sinyalinin yönünü değiştireceği zaman bu sinyal bozucuyu çalıştıracağız. Open Subtitles نقوم بابطال الانذار ثم نقوم بتفعيل جهاز التشويش هذا بينما يقوم النظام الاحتياطي باعادة توجيه اشارة الانذار
    Sakız çiğnemek Jammer etkisi yapacak ve dalgaları engelleyecek. Open Subtitles ان مضغ العلكة سيسبب التشويش و سيمنع الموجات
    Bütün bu aksesuarlar benim kafamı karıştırmak için yeterliydi. Open Subtitles كشخصيه حقيقيه و ليس كسمكة رنجه حمراء تسبب لى الحيره و التشويش
    Özür dilerim, Sarah, ama görünüşe göre Çavuş Rand karıştırıcı bir cihazı çalıştırdı. Open Subtitles قد نشط نوعا من أجهزة التشويش نحن بحاجة إلى أن نرى ما يحدث هناك
    Savunmalarını bozmak için buna ihtiyacımız var. Open Subtitles نحن في حاجة إليها من أجل التشويش على دفاعاتهم
    Bugün nereye gidersem gideyim, bu paraziti duyuyorum. Open Subtitles كل مكان اذهب اليه اليوم انا اسمع هذا التشويش
    Bir nedenden dolayı bir çeşit garip Statik alıyorum. Open Subtitles من أجل سبب ما أحصل على نوع غريب من التشويش
    Ama güç kaynakları yoksa sinyal kesici aleti nasıl çalıştırabilirler? Open Subtitles ولكن، إذا لم يكن لديهم طاقة... كيف بمقدورهم تشغيل جهاز التشويش
    Ben de bu frekans bozucuyla kontrol odasından kapatma işini hallederim. Open Subtitles وسوف أتولى اغلاق التردد بواسطة التشويش
    Bir el daha sıkmaya çalıştı fakat tutukluk yaptı. Open Subtitles حاول رمي آخر، ولكن مسدسه التشويش.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more