Ama katıldığım bir Nakış kursunda çuvaldızı başkasına batırmayı öğrettiler. | Open Subtitles | لكنني آخذ دورة التطريز الإبري و أعطونا بها وسائد كبيرة |
Çok geçmeden köyden 30 kadın, Nakış işinde çalışır oldu. | TED | وبوقت قياسي كان لديها 30 امرأة في القرية يعملون في التطريز لحسابها. |
Sadece son 2 yıldır Maryland'de ikamet ettiği ve Nakış yapmaktan hoşlandığı yazıyor. | Open Subtitles | مكتوب فقط انه يقيم في ولاية ميريلاند... في السنتين الاخيرتين, وانه يحب التطريز... |
Öyle bir nakışı, ben yapabilir miyim? | Open Subtitles | ذلك النوع من التطريز هل يمكنني أن أصنعه انا؟ |
Sebze bahçesi iğne oyaları, makromeler komşuyla sabah kahvesi biraz içki, biraz hap biraz psikanaliz... | Open Subtitles | سيارة العائلة و حديقة الخضراوات وأصحابك في الكنيسة و التطريز وفي الصباح , فنجان قهوة مع أحد الجيران |
O sıralar ortaokula yeni başlamış bir öğrenciydim, ...el sanatları kulübüne üye oldum, ...ve güzel nakışlar yapmaya karar verdim. | Open Subtitles | في ذلك الوقت كنت طالبة في المستوى الاعلى كما كنت عضوة بنادي الحِرف و صممت أن يصبح التطريز الجيد هدفي |
Dikişleri açıkta. | Open Subtitles | مع التطريز البارز |
Bir grup moda düşkünü kız ve acemi zamparaya Hawthorne, Whitman ve Poe'ya saygıyı aşılamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | حاولت التدريب على التطريز مع تبجيل (هاوثورن) و(ويتمان) و(بو) |
Nakış ya da temizlik kadar zor olamaz. | Open Subtitles | لا يمكن ان يكون بصعوبة التطريز أو التنظيف |
Annemin tüm yaptığı PBS izlerken, Nakış yapmaktır. | Open Subtitles | كُلّ عمل أمّي في التطريز بينما تشاهد برنامج تلفزيوني |
Her iki tarafa da Nakış koymak gerekir mi? | Open Subtitles | هل تعتقد أننا لا ينبغي أن تضع التطريز على كلا الجانبين؟ |
İnanılmazdı. Nakış yoluyla geleneklerini tanıtıyorduk. | TED | من خلال التطريز كنا نروج لعاداتهم |
Gergin içe kapanıklar için, birisinin ya da bir grup insanın yanında Nakış yapabileceğiniz anlamına gelir ve genelde insanlara sormak için vakit ayırmadığınız veya göz teması kurma konusunda gerginlik yaşadığınız sorularınızı sorabilirsiniz. | TED | لذا، بالنسبة إلى الإنطوائيين المتوترين، يعني أنه بإمكانك التطريز بجانب شخص أو مجموعة من الناس وسؤالهم عما يخطر ببالك والذي غالبًا لا تحصل على الوقت الكافي لسؤالهم، أو تصبح متوترًا جدًا إذا التقت أعينكم. |
Aslında haftalık felaket tellallığı ve dikiş Nakış toplantımıza. | Open Subtitles | ...في الواقع إنه اجتماعي الأسبوعي لجماعة التآمر الشرير و التطريز بالإبر |
Nakış işleme yeteneğiniz birinci sınıf. | Open Subtitles | ان مهارة التطريز لديكِ على ارفع مستو |
Ah, Tanrım. Tatlım, neden onu Nakış Odasına götürmüyorsun. | Open Subtitles | حبيبي, لما لا تأخذها الى غرفة التطريز |
Turkuaz Nakış ipliği. Sürücümüz buraya gelmiş. | Open Subtitles | خيط التطريز التركواز ، سائقنا كان هنا |
Festivalden önce nakışı bitirmeliyim. | Open Subtitles | قبل مهرجان الاقحوان يجب ان انهي كل التطريز |
Sana nakışı verdim. Çünkü, bu bir işti. | Open Subtitles | أعطيتك التطريز لكي تنهي العمل به |
Aslında şu anda haftalık kötü komplo ve iğne deliği grubuna gidiyorum. | Open Subtitles | ...في الواقع إنه اجتماعي الأسبوعي لجماعة التآمر الشرير و التطريز بالإبر |
Öyle nakışlar mı? | Open Subtitles | أي نوع من التطريز هذا ؟ |
Bir grup moda düşkünü kız ve acemi zamparaya Hawthorne, Whitman ve Poe'ya saygıyı aşılamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | حاولت التدريب على التطريز مع تبجيل (هاوثورن) و(ويتمان) و(بو) |
Shimduk, baksana işlemeleri ne kadar muntazam. | Open Subtitles | شيم دوك .. إنظري إلى التطريز .. كمّ هيّ أنيقه |