Loa'nın işbirliği olmadan cesetleri tuzlayıp yakmak bir işe yaramaz. | Open Subtitles | حرق وتمليح الجثث لن يجدي نفعاً بدون التعاون مع الألهة. |
Neden? Kısaca karımla işbirliği yapmak zorunda kalmamak için. | TED | لماذا؟ كي لا أضطر إلى التعاون مع زوجتي تحديداً. |
Soru şu ki: Şirket ile işbirliği değişim için önemli bir yol olabilir mi? | TED | إذًا، فالسؤال هو: هل يمكن أن يكون التعاون مع الشركة وسيلة فعالة للتغيير؟ |
Yaptığım işte daha iyi olabilmek için muhaliflerimle iş birliği yapabilirim. | TED | أستطيع التعاون مع معارضيني لأصبح أفضل فيما أفعله. |
Bu yüzden, polis ve sendikalarla olan işbirliğimiz de yerlerde sürünüyor. | Open Subtitles | شكراً على هذا , التعاون مع الشرطة و النقابات في الفوضى |
Şimdi de sinirbilim ve epigenetiğin 15 yıllık işbirliği evet dedi. Özgecilik yönünde eğitildiğinde beynimiz değişiyor. | TED | و 15 عاماً من التعاون مع علم الأعصاب وعلم التخلق يؤكد ذلك أيضاً، تتغير أدمغتنا حين ندربها على الإيثار. |
Aynı zamanda bu dinamik şekil görüntülerinin insanlarla uzaktan işbirliği yapma şeklimizi gerçekten değiştirebileceğine inanıyoruz. | TED | ونعتقد أيضاً أنه يمكن لعروض هذه الأشكال الفعالة أن تغير حقاً الطرق التي يمكننا فيها التعاون مع الناس عن بعد. |
Ama onu Kongo Basin Enstitüsüyle işbirliği yapmaya ikna ettim. | TED | ولكننا أقنعناه ببدء التعاون مع معهد حوض الكونغو. |
Özel Federal Devlet Birimiyle işbirliği yapmamız istendi ve yapacağız. | Open Subtitles | لأننا طلبنا التعاون مع وحدة الدولة الفيدرالية الخاصة |
Kötü ile işbirliği etmemek bir görevdir. | Open Subtitles | أن أؤمن بأن عدم التعاون مع الشر هو واجب علينا |
Polisle işbirliği yapıldığını görmek çok güzel... bilhassa mevzu bahis şirket insanoğlunun zaaflarıyla besleniyorsa. | Open Subtitles | تسرني رؤية بعض التعاون مع السلطات القانونية وخاصة من شركة قوامها استغلال الضعف البشري. |
İşbirliği suçundan ölüme mahkum edildiniz. | Open Subtitles | من أجل التعاون مع العدو انتم محكوم عليكم بالموت |
Şef, medyayla işbirliği yapmamızı söyledi. | Open Subtitles | يقول رئيسنا إنه التعاون مع الإعلام الإخباري |
Hayır, istediğimi alana kadar bu adamlarla işbirliği yapmak dahil hiçbir şey yapmak zorunda değilim. | Open Subtitles | لا ليس من الضروري القيام بهذا الهراء بما في ذلك التعاون مع اولئك الملاعين حتي انال ما اريده |
Ve polisin onunla çalışmasında samimi olduğuna kanıt olarak, üst düzey NPA memurlarının ve L'in televizyona çıkıp işbirliği yapılacağını duyurulmasını istiyor. | Open Subtitles | فوق هذا، وكدليل على تعاون الشرطة، أمر بظهور إل وعضو شرطة قديم على التلفاز والإعلان عن التعاون مع كيرا |
Detektiflerle her şekilde işbirliği içinde olmaya özen gösteriyoruz. | Open Subtitles | نحن حريصون على التعاون مع التحقيق بكل السّبُل |
Hayvanlarla işbirliği yapmalarının yanı sıra bitkiler bazen onların efendileri olup, kendi çıkarları için onları kullanıyorlar. | Open Subtitles | إضافة إلى التعاون مع الحيوانات تكون النباتات في بعض الأحيان سيدتها وتستغلّهم لمصلحتها |
Sizden bizimle iş birliği yapmanız isteniyor. | Open Subtitles | سوف يطلب منكِ التعاون مع ممثل الإدعاء العام للبحرية, وهيئة البحرية للتحقيقات. |
Babanın ve benim çalıştığımız grup, uzaylı sömürgecilerle iş birliği yapmayı çoğunluk oyuyla kabul etti. | Open Subtitles | وافقنا على التعاون مع المستعمرين الأجانب. |
Bu yüzden, polis ve sendikalarla olan işbirliğimiz de yerlerde sürünüyor. | Open Subtitles | شكراً على هذا , التعاون مع الشرطة و النقابات في الفوضى |
Neden işbirliğini bırakıp yarışmıyorsunuz bazı bekar kızlar için? | Open Subtitles | فلماذا لا تتوقفا عن التعاون مع بعضكما وتبدأن فى التنافس من اجل بعض التغيير |
Biliyorum, yetki savaşları kaçınılmazdır ama kardeş teşkilatlarla işbirliğiyle çok iyi sonuçlar alıyoruz bence. | Open Subtitles | أعرف أن حروب السلطة لا مفر منها، لكن أجد أن التعاون مع الوكالة الشقيقة يوفر نتائج ممتازة |