"التعود على" - Translation from Arabic to Turkish

    • alışmak
        
    • alışabilirim
        
    • alışmaya
        
    • alışmam
        
    • alışamadım
        
    • alışamıyorum
        
    • alışabilir
        
    • risk almaya
        
    Yalnız olmaya alışmak zorundayım. Open Subtitles لا يمكنك أن تكون لوحدك هكذا لابد لي من التعود على الوحدة
    Bu yolculuğa alışmak uzun zaman alıyor. Open Subtitles قرأتُ أن من الصعب التعود على هذه الرحلة.
    Oh, adamım, bu sabotajcı kötü adamı oynamaya alışabilirim. Open Subtitles يا رجل ، يمكنني التعود على هذا لعب دور الرجل السيء ، المخرب
    Harika, sanırım türk yaşam tarzına alışabilirim. Open Subtitles حسنا, يمكنني التعود على أسلوب الحياة التركي.
    Bak, son birkaç günümü yeni insanlarla tanışarak ve buraya alışmaya çalışarak geçirdim. Open Subtitles أحاول التعود على هذا المكان وأنامتعبوخائف..
    Tabi, kafanda bir çip olduğuna alışmam gerekiyor. Open Subtitles صحيح ، علي التعود على وجود تلك الشريحة في داخل رأسك
    Bu yola bir türlü alışamadım, hemen karanlık basıyor. Open Subtitles اغلقي اعينك لايمكنني التعود على هذا الطريق لأن الليل يمضي بسرعة هنا
    …İnsan Haklarını korumamaları ve başarısız olmaları… fikirlerinden nefret ediyorum ve her nedense işlerini yapmayanlar ile... …anlaşma fikrine alışamıyorum. TED اكره الفكرة بان الحكومات استسلمت و لا يمكنني التعود على الفكرة انه لا يمكننا اقناعهم بالقيام بعملهم
    Sargılara alışmak biraz zor, efendim. Open Subtitles من الصعب التعود على العصائب يا سيدي
    Buna alışmak için bol bol vaktim olacak. Pekala. Open Subtitles يمكنني بالتأكيد التعود على هذا
    Dejavuya alışmak zorundasın. Open Subtitles سيتحتم عليك التعود على الرؤية المسبقة
    Sanırım New York'a alışabilirim. Open Subtitles أظن أني أستطيع التعود على الجو هنا في نيويورك.
    Sanırım buna alışabilirim. Haberlerde bana yardım etmene. Open Subtitles تعمل، يمكنني التعود على هذا بمساعدتك لي في قصصي
    Buna alışabilirim diye düşünmüştüm. Open Subtitles لقد اعتقدت انة يمكننى التعود على ذلك
    Şimdi odana git de buna alışmaya başlayalım. Open Subtitles أنا لن أكون هنا أصلا لما لا تعودي لغرفتك الآن حتى نبدأ في التعود على هذا الشعور؟
    - Bak alışmaya başladın, korkak. Open Subtitles ـ أترى ذلك ؟ لقد بدأت في التعود على الكلمة ، أنت جبان ـ لا تفعل ذلك
    Hâlâ bu et torbasına alışmaya çalıştığımı unutma. Open Subtitles تذكر، ما زلت التعود على هذا كيس الجلد الدنيوي.
    Sanırım tekrardan yalnız çalışmaya alışmam lâzım. Open Subtitles أقول، ربما علي التعود على العمل وحدي مجدداً.
    Günün birinde buruşuk, yaşlı bir penise bakmaya alışmam gerekiyor zaten. Open Subtitles - نعم - عليّ التعود على النظر إلى قضيب قديم وواهن، أخيراً
    Buna hala alışamadım. Open Subtitles لازالت غير قادرة على التعود على هذا الجسد
    Şunların uzman doktor odasında olmalarına alışamıyorum. Open Subtitles لا يمكنني التعود على وجودهم في غرفة الأخصائيين.
    Ama maaşa alışabilir miyim bilmem? Open Subtitles لستُ واثقاً أنني أستطيع التعود على الراتب.
    Böylece, risk almaya alışmanın korku ve suçluluk gibi riskle ilişkilendirilen olumsuz duyguları körelterek ve hatta yok ederek zaten kırılgan olan ergen beynini değiştirme potensiyeline sahip olduğunu düşündüm. TED فتوقعت أن التعود على المخاطرة قادر على أن يغيّـر العقل غير الناضج لدى المراهق عن طريق التبلّد أو بقتل المشاعر السلبية المرتبطة بالمخاطرة كالخوف أو الشعور بالذنب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more