"التغلب" - Translation from Arabic to Turkish

    • alt
        
    • üstesinden
        
    • yenmek
        
    • baş
        
    • başa
        
    • yenebiliriz
        
    • yenebilir
        
    • yenebilirim
        
    • aşmak
        
    • yenebilirsin
        
    • yener
        
    • hızlı
        
    • aşmamı
        
    • gelmek
        
    • icabına
        
    Güçlü nükleer kuvvet olarak bilinen olay, bu geritepmeyi alt etmeye ve çekirdeği sağlam tutmaya çalışır. TED ظاهرة تعرف بـ القوة النووية الشديدة تناضل من أجل التغلب على هذا التنافر لتبقي النواة بحالة استقرار.
    İnanıyorum ki, eninde sonunda, dijital olarak yetkilendirilmiş radikalizm, demagoji, nefret şebekelerini alt edebiliriz. TED في نهاية المطاف, أعتقد بإمكاننا التغلب على الشبكات الرقمية المدعومة من المتطرفين ، الديموغاجية والكراهية.
    Kraliçenin kişisel olarak geri çevirmesiyle üstesinden gelinemeyecek bir biçim hatası değil. Open Subtitles لم يكن ذلك الخلل الذي يمكن التغلب عليه للتنصل من شخص الملكة
    Ama günahlarımızın üstesinden gelmeyi tartışan güzel bir grubumuz vardı. Open Subtitles و لكن حظينا بحديث جماعى جيد عن التغلب على الخطيه
    Eğer onları yenmek istiyorsan yok edilemez bir boğaya dönüşmelisin. Open Subtitles إن كنت تريد التغلب عليهم يجب أن تصبح ثورا لايقهر
    Elbette bilim insanları, yasa yapıcılar ve organizasyon liderleri lazım, ama aynı önemde, bu sorunlarla baş etmekte olan organizasyonlarda çalışacak muhasebeci, yönetici ve asistanlara da ihtiyacımız var. TED بالطبع نحتاج إلى العلماء وصانعي القرارات وقادة المنظمات، ولكن بنفس أهمية هؤلاء، نحتاج أيضاً إلى المحاسبين والمديرين والمساعدين لكي يعملوا في هذه المنظمات التي تحاول التغلب على هذه المشاكل.
    Ama bazı insanların kederle başa çıkmalarında yardımcı olan bir kararlılıkları vardır. Open Subtitles إلا أنَّ لدى بعض البشر يقين يُساعد البعض على التغلب على الحزن
    İçişleri'nde, şüphesiz o da herkes gibi bir avukat alt edebilir. Open Subtitles في الشئون الداخلية يمكنها التغلب على أي محامي بمن هو أفضل منه
    Sanırım büyük şirketleri alt etmek imkânsız. Open Subtitles حسناً ، أعتقد ليس بإمكانك التغلب على الشركات الكبيرة
    - Şeytan papazı alt edemez. Open Subtitles تعلمين أنه لا يستطيع الشيطان التغلب على كاهن أتعرفين هذا؟
    Onlara yalan makinelerini nasıl alt edebileceklerini öğretirim. Open Subtitles أعلّم أي واحد كيفية التغلب علي جهاز كشف الكذب.
    Ben sadece üstesinden ben söz ne zevk için engelleri, yardım etmek istiyorum. Open Subtitles أردت فقط أن أساعدك في التغلب على الحواجز للسرور، وكان ذلك ما وعدت
    Her ne zorluk olursa olsun, seninle birlikte üstesinden gelmek istiyorum. Open Subtitles مهما حدث ، أرغب فى أن أحاول التغلب على الأمر معكِ
    Belki uçaklarda, bu sayede jetlagin üstesinden geleceğiz. TED و ربما في الطائرة ، يمكننا التغلب على اضطراب الرحلات الجوية الطويلة بهذه الطريقة
    Sürekli olarak bu engelleri düşünmüyorum ve çoğunun üstesinden gelme olanağım var. TED أنا لا أمضي كل الوقت مفكراً في هذه العقبات، وأنا قادر على التغلب على معظمها على أي حال.
    ޞimdiye kadar yaptığım en zor şey kanseri yenmek dışında. Open Subtitles هذا أصعب موقف قد واجهته إلى جانب التغلب على السرطان
    Kale savaşında galip gelmek için garnizonu yenmek... idareyi ele almak... en sonunda da bayrağı ele geçirmek gerekir. Open Subtitles كي ننجح في معركة القلعة يجب التغلب على القوة العسكرية السيطرة على النقاط الإستراتيجية
    Güvene bu açıdan baktığınızda belirsizliklerle baş edebilmek için, inancımızı yabancılarla paylaşmak için, ileriye gitmeye devam etmek için niçin benzersiz bir yetenek olduğunu açıklamaya başlıyor. TED الآن، عندما ترون الثقة بهذه العدسة، تبداُ في التوضيح لماذا لديها قدرة نادرة لتمكننا من التغلب علي عدم اليقين، ووضع ثقتنا في الغرباء، ومواصلة المضي قدمًا.
    Üniformanı iade ederken sana elenme travmasıyla başa çıkma talimatları verilecek. Open Subtitles التعليمات بشأن التغلب على صدمة الإقصاء ستعطى لك عندما ستعيد الزي
    Bunu yenebiliriz, Dok! Sen ve ben, biz bir ekibiz! Open Subtitles ،يمكننا التغلب على هذا يا دكتور أنت وأنا، نحن فريق
    Rezalet bir üçüncü periyoddu. Herkes bu salakları yenebilir. Open Subtitles بإمكان الجميع التغلب على هؤلاء الٔاغبياء، أريدكم أن تبقوا جائعين
    Seni yenebilirim, ve yendim de bu da senin içini kemirecek. Open Subtitles بإمكاني التغلب عليك ولقد فعلت ذلك وذلك سيأكل أحشائك من الداخل
    Yatkın, ama bunu aşmak için gündeme olamaz anlamına gelmez. Open Subtitles مستعد، ولكن هذا لا يعني أنه لا يمكن التغلب عليها
    Pes etmeyecek kadar iyisin. Bu şeyi yenebilirsin. Open Subtitles أنتِ جيدة لا تستسلمي بإمكانك التغلب علي هذا الشيئ
    Mighty Mouse, Süpermen'i yener mi hiç? Open Subtitles هل تعتقد بأن مايتي ماوس بامكانه التغلب على سوبر مان؟
    Onu kimse geçemez, oğlum. Onunki en hızlı... Open Subtitles يا رجل، لا أحد يستطيع التغلب عليه،إنهيملكأسرع..
    Senin gibi bir kadınla olmak, bunların hepsini aşmamı sağlar sandım ama... Open Subtitles .. و أعتقدت أن بقائي مع إمرأه مثلك سيساعدني على التغلب على كل هذا .. و لكن
    - Mecbur kalırsam icabına bakarım. Open Subtitles -لا , ماذا اذا امسكك ؟ -يمكننى التغلب عليه , اذا اضطررت لذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more